Art arda duyulan mesaj sesi, yeniden dikkatimin dağılmasına neden olurken, elimi cebime atarak telefonumu kavradım. Bu üst üste gelen üç ya da dördüncü mesaj olmalıydı. Küçük bir ihtimal de olsa önemli olabilirdi.

Gönderen: Hayatım
• Yanımdan ayrıldığın tam yarım saat oldu.
• Abinin sırf seninle bir gece fazla geçirebilmek için bana bile isteye bir gece daha nöbet kitlediğini düşünüyorum.
• Burçe'm...
• Fularındaki kokun kaybolmak üzere. Bana en kısa sürede boynunda bir yer vermen gerek.

Okuduklarım dudaklarımda oldukça büyük bir tebessüme yol açarken, parmaklarım tatmin olmuşluk hissiyle tuşların üzerinde gezindi. Ben de onu özlemiştim ama bunu ondan duymak her defasında kalbimin göğsümün içinde takla atmasına sebep oluyordu. Bulunduğum yerden hiçte şikayetçi değildim ama Gökmen'in varlığına alışan zihnim, gözlerime hep bir yerlerde onu aramasını emrediyordu. Ayrıca bana yalan söylediği gerçeğini de unutmamıştım ve onu bir anlık duygu paylamasıyla affetmiş olmam, ondan bunun acısını çıkarmayacağım anlamına gelmiyordu.

Bakışlarımı kısa bir süre odada dolaştırarak onu çıldırtabilecek bir şeyler aramaya koyulmuşken abimin kapının ardından yükselen sesi aradığımı bulmama fazlasıyla yardımcı oldu. "Aycan'ım. Bir şey istersen eğer mutfaktayım. Seslenmen yeter." Onu çıldırtmak için abimin yanındaki varlığımı kullanabilirdim.

Gönderilen: Hayatım
• Bilmem ki. Öyle mi yaptı?
• Ben de seni özledim.
• Abim bir hafta yanında kalmam konusunda ikna etmeye çalışıyor. Bu konuda çok istekli.

Dudaklarımı ağzımın içine yuvarlayarak dişlerimi alt dudağıma sapladım. Amacıma ulaşmamı sağlayacak asıl mesajları ise sona saklamıştım.

• Sanırım başarılı olacak.
• Fular işini hemen çözmemiz gerekebilir, hayatım.

Bundan sonrası ise tamamen ona kalmıştı. Beni bir hafta gibi uzun bir zaman diliminde burada bırakmayacağından emindim. Aslında benim gerçekten burada kalmak istediğimi ve bunun tamamen benim isteğim olduğunu düşünse bana asla karşı gelmeyeceğini biliyordum. Tıpkı bugün olduğu gibi. Ama yine de onunla uğraşmak istiyordum. Belki de birazcık yalanının intikam almak...

Çantamı aralayıp içinde hızlıca kıyafetlerimi çıkarırken üzerimi değiştirmem yalnızca birkaç saniyemi aldı. Kıyafetlerimi dikkatlice katladım ve ütüsü bozulmayacak şekilde krem rengi şifoniyerin üzerine bıraktım. Abimin yanıma gelebilmesi için kapıyı açık bırakıp yeniden eski yerimi alırken, ona ait olan bu evi gezeceğim ve geçmişime ait eşyalarla karşılaşacağım için oldukça heyecanlıydım.

Acaba bu tulumların ve minik kıyafetlerin içlerinden hangilerini giyebilmiştim?

Parmaklarım duvarda asılı olan cam çerçevenin içindeki küçük, pembe tulumun üzerinde dolaşırken bir şey fark ettim. Bu tulum giyilmişti. Yakalarında hâlâ yemek ve içecek lekeleri duruyordu. Belli ki benden ayrıldıkları zaman dilimine ait bir tulumdu ve yıkanmamıştı. Bana aitti, benimdi. "İkinci yaşına girmeden iki gece önce sana annemlerden gizli şalgam içirmeye çalışmıştım."

Beklemediğim bir anda ensemde hissettiğim nefesi aniden irkilmeme neden olsa da, bunu ona belli etmemek için büyük bir çaba sarfettim. O ise benim tepkilerimden çok kendi haline düşerek dudaklarını birbirine bastırdı ve gülümsemesini gizlemeye çalıştı. Ve başarısız olarak küçük bir kahkaha attı. "Yanında da babamın yoğurduğu ve benim için ayırdığı acısız bir tabak çiğköfte vardı. O gün..."

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin