12.BÖLÜM:Özür

51 7 0
                                    

Karanfil - Yeni Türkü

Son günlerde beynimde dolaşan anılar ile evden çıkmaz olmuştum. Rüyalarıma bile giriyorlardı.

Geçmiş yaralıyordu insanı, izleri ise her daim kalıyordu. O izlere baktıkça yaralar tekrardan açılıp, kanardı. Fakat bi' süre sonra alışıyordun yaralara da, kanamalarına da, o yaraları açan insanlara da... İnsan neden her şeye alışıyordu ki? Fazla manasızdı bence. Eleme alışmamalı kimseler...

Düşünmekten başım ağrıyordu artık.

O günden sonra Aybora arayıp sormuştu defalarca. Bense iyi olduğumu ve sadece yalnız kalmaya ihtiyacım olduğunu söylemiştim. Ama hayır, kesinlikle buna ihtiyacım yoktu.

Abimin nasıl bu denli nefret dolu olmuştu ona şaşırıyordum. Ona kızgın değildim, kırgındım. Yaşadığım onca şeye nasıl göz yummuştu? Bir abi, kendi öz kardeşini bunu yapabilir miydi?

Annem beni dövdüğünde de, o adam bana dokunduğunda da ben abime seslenmiştim. Duymuştu her bir yardım çığlımı. Genelde hep yan odada olurdu çünkü. Fakat bi' kere olsun beni ellerinden çekip kurtarmadı. Kan kusarken bile 'abi' demiştim ben. Kendimi öldürmeye çalıştım, yine abi demiştim. Oysaki o zaten bunları yaşamamı istiyormuş... Hiç mi vicdanı sızlamamıştı?

Lakin ben tüm bunlara rağmen, kendimden nefret ettiğim kadar onlardan nefret edemiyordum.

Çok mu günah işledim? Bu yüzden mi yaşadım tüm bu şeyleri? Ve hala yaşamaya devam ediyorum. Ben hangi suçumun cefasını çekiyordum?

Babam en büyük günahın; kalp kırmak olduğunu söylerdi. Birinin kalbini mi kırmıştım acaba?

Ha birde abim aramıştı tekrardan, mesajda atmıştı. Konuşmak istediğini söylüyordu. Bense onun yüzünü bile görmek istemiyordum. Artık karşısında, onu ne olursa olsun seven o küçük kız yoktu, olmayacakta. Ben onu ölsem bile affetmem. Buna ant içmiştim bikre.

Tüm bu yaşananlara rağmen karşıma geçip ahkam kesiyordu birde.

Hiç mi sevmemişti beni? Annemin sevmediği kesindi ancak abim... Ben onu çok sevmiştim ama. Balımdı o benim, kurban olduğumdu. Bana sürekli kitap okuyan, saçımı ören adam birden nasıl böyle birine dönüşmüştü aklım almıyor.

Canım çok yanıyor... Artık hatırlamak istemiyorum. Hiç bi' şey hatırlamak istemiyorum. Biliyorum daha unuttuğum şeyler var lakin kaldırabileceğimi sanmıyorum. O kaza anını hatırlamam bile yetmişti bu hallere gelmeme.

Kalbim sızlıyor, nefesim daralıyor yine. Etimden tırnağım ayrılıyormuş gibi hissediyorum. Son günlerde bunu sürekli yaşıyordum. Ancak hâlâ alışamadım buna. Belki de fazla acı verdiğindendir.

"Baba." dedim çaresizce. Bunu yaşadığımda artık ona sesleniyordum. "Baba." dedim tekrardan "Neden ağlayamıyorum ben? İçime atmaktan yoruldum oysaki." yumruk olan elim kalbime gitti "Kalbim acıyor. Acımasın baba. Artık acımasın hiç bir yerim. Yardım et, yalvarırım yardım et bana."

Burnumda bir sızı vardı fakat göz yaşından eser yoktu. Ama ben 'babamı istiyorum' diyerekten ağlamak istiyordum... Çok ihtiyacım vardı ona. Beni 'aşkım' diye sevmelerine. Babama muhtaçtım ben...

Yatağımın ucuna, yere oturuyordum. Yavaşça yere uzandım.

İlk başta soğuk zeminden dolayı ürperdim lakin alışıktım ben bu soğukluğa.

Annem bazenleri beni, depo olarak kullandığımız odaya kitlerdi. Karanlıktı, buz gibiydi, karnım açtı. Zaten çoğunlukla ya dayak yemekten bayılırdım ya da o odada soğuktan, açlıktan bayılırdım. Bu yüzden bünyem zayıftı. Sokağa da atardı evde varlığımı bile istemediğinde. Kendimi daha şanslı bulurdum, belki bi' şekilde karnımı doyurabilirim diye. Fakat çok da korkardım, birilerinin canımı yakacağından...

Bazı YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin