İtalyan Mafya Mı? • Yarı Texting •

65.

Gülümseyerek, suratını iki elimin arasına alıp, "Oyyy, kurban olurum. Pandam, benimmm." Dedim.

Anlık biraz afallayarak, "Panda mı oldum?" Diye sordu.

Olumlu anlamda kafamı salladım. Kahkaha atmaya başladı. Gülme, uçuyorum.

Belime sarmadığı, boşta kalan eli ile, çimlere fırlattığı telefonunu aldı. "Güzelimin fotoğrafını çekmek istiyorum." Dedi.

Bir kaç tane fotoğrafımı çekti. Eminim ki, poz vermediğim için hepsinde suratım kaymıştır.

"Beraber bir kaç fotoğraf çekelim." Diyerek, elindeki telefonu aldım.

Bir sürü poz verip, fotoğraf çektim. O sırada da, tekrardan kolunu belime sarmalamıştı. Fotoğraflara bakmak için, galeriye girdim. Çektiğim fotoğraflarda ben kameraya bakıyor, Daniele ise bana bakıyordu. Bu aşk değil de ne be?

"Ama sen hiç bakmamışsın, kameraya."

Belimde duran elini, karnımı okşayacak şekilde hareket ettirdi. "Ben, karıma bakmaktan memnunum."

Daniele'ye ufaktan bakış atıp, fotoğraflara bakmaya devam ettim.

Fazla çevirmiş olmalıyım ki, bugün çekilmeyen bir fotoğrafa denk geldim. Fotoğrafta ben vardım. Ve uyuyordum.

Daniele, hızla elimdeki telefonu nazik bir şekilde aldı. Kaşlarımı çatıp, "Sen beni uyurken mi çekiyorsun?" Diye sordum.

Telefonu tekrar çimlere bırakarak, "Çoğu zaman çekiyorum." Dedi.

"Tamam... çok güzel. Hadi gel anlaşalım. Hepsine bakmama izin ver."

"No. Hepsini sileceksin."

Aklımı mı okuyordu acaba? Göz devirerek, tekrardan Daniele'nın kucağına uzandım. Belimi tuttuğu eli tekrardan boşta kaldığı için, saçımı okşamaya başladı.  Temas bağımlısı Daniele.

"Ne zaman büyür?"

Sorduğu soruyu anlamadım için, "Ne, ne zaman büyür?" Diye sordum.

"Bebek. Küçük lamamız. Ne zaman kocaman olacak?"

"Yani... herkesin gelişimi farklı oluyor. Sağlıklı ve sorunsuz ilerlerse, 2 ayda azıcık karnım büyür. Yani, göbekli gibi görüneceğim."

Cristian'ın dediği gibi, 'tombul' olacağım ben.

Sözüme devam ederek, "4 aylıkken eğer inatçı olmazsa, cinsiyetini öğreneceğizz."  Dedim.

Saçımı okşamaya devam ediyordu. "Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"3 aydan fazla zamandan beri, hayatımda olduğun için. Birlikteyken, her saniye mutlu ettiğin için. Bana gerçek bir yaşama sebebi verdiğin için. Ve sanırım... Türkçemin, söylememe yetmediği bir çok şey için. Teşekkür ederim. "

Uzandığım yerden kalkarak, kucağına yan bir şekilde oturdum ve kollarımı boynuna doladım. Kafamı göğsüne gömdüm. "Ağlayacağım şimdi. Yapma böyle..."

O da, kollarını belime dolayarak, "Ağlama sakın. Ağlanır mı buna? Kendimi mi uçurayım, tesoro?" Dedi. (Sevgilim.)

Yaşlı gözlerimle, kahkaha attım. Evet, ağlıyordum. Allah kahretmesin.

Kafamı gömdüğüm yerden kaldırıp, yaşlı gözlerle, "Çiğköfte mi yesek?" Diye sordum.

Mükemmel bir şekilde, kahkaha atarak, "Yiyelim. Sen istiyorsun diye, her gün seninle birlikte yerim." Dedi.

"Aslında... açtığın mantılar. Çok güzeldi. Sen, yine mi mantı açsan? Ya da şey yapabiliyor musun, şey..."

"Sen iste her şeyi yaparım. Karımın canı ne istiyor?"

"Şey... aslında aklımda bir şey yok. İtalya'dayken senin aşçılık diplomanı gördüm. Çok fazla yemek yapmanı istiyorum. Ama aklıma gelmedi..."

Evet. Cidden aşçılık diploması vardı. Ve daha çok diploması. Bir odaya hepsini doldurmuştu.

Biraz düşünüp, "Aslında boşver. Seni yormak istemiyorum. Gel şuradaki yaprakları yiyelim. Tıpkı lamalar gibi." Dedim, ve bahçede duran sarmaşıkları işaret ettim.

Daniele, gülümsedi. "İyi ki lamalar var. İyi ki karım var."

Tam ben de konuşacağım sırada, arkasından köpek kovalarmışçasına koşan Cristian, anımızı bozdu. Bozmasaydı, şaşardım.

"Giiit!" Diye bağırıyordu. Arkasından da, halam geliyordu.

Halam, "Cristian! Seni moleküllere ayıracağım!" Diyerek, bağırıyordu. Ne oluyor ulan?

Daniele, beni kollarıyla sıkıca sarmaladı. Sanırım durum vahim.

Cristian, bahçede bulunan mandalina ağacının arkasına geçti. Görünmediğini falan mı sanıyordu, acaba?

Babannem, dışarıdan bahçeye girip, "Kız, ne oluyor burada?" Diye sordu.

Halam duraksayıp, derin nefes aldı. "Seni buradan görüyorum! Düzelt şu işi!"

Ne işi kardeşim?

Kısacık ağacın arkasına saklanmış, inek gibi duran Cristian, "Dövme bana. Düzeltecek ben." Dedi.

Babannem, tekrar, "Ne oldu, Çiçek?" Diye sordu.

Halam, "Ya, neyi düzelteceksin! Olmuş gitmiş bir şey. Off... abilerime ne diyeceğim şimdi! Bana uzun bir süre vermişlerdi. Sanki ben istemiyorum çabuk olmasını! Neden beklemedin? " Diyerek, yere oturdu.

Daniele, Cristian'a, "cos'hai fatto?" Dedi. (Ne yaptın?)

Cristian, kafasını olumsuz anlamda salladı. Sanırım, ya cevap vermek istemiyordu, ya da dediğine olumsuz yanıt veriyordu.

Daniele'ye bakarak, ayağa kalkmam gerektiğini ima ettim. Kollarını bedenimden çözdü. Ayağa kalkarak, halamın yanına doğru ilerledim.

"Ne oldu haloş? Ne bu halin?"

Babannem de, yanımıza geldi.

Halam bana çaresiz ve perişan olmuş bir halde baktı. "Duru..."

Babannem, "Çiçek, söyle vallahi elimdeki çantayı kafana geçireceğim. Hint dizisi mi çekiyoruz burada?" Dedi. Haklısın.

Babanneme bakarak, "Babanne. Dur bir saniye." Dedim ve tekrardan halama döndüm.

Halam, "Nasıl yaptı bilmiyorum ama, online davetiye hazırlamış! İki ay sonrasına. Ya, lise arkadaşlarım bile görmüş. Ben bittim... baban bana bir yıl sonra evlenebilirsiniz demişti. Duru, sen abimleri biliyorsun. Off ne yapacağım!" Diyerek, elini alnına vurdu.

Amcamlar... yani babamın abileri. Mantıkken öyle. Babamın abileri, annemin çocuğu olacak değil ya? Of, ne diyorum ben!

Şöyle açıklayabilirim. Amcamlar babamdan daha da katı. Yani babam bir yıl dediyse, amcam 2 yıl, diğerleri de 4-6 yıl diyerek geçiştirirlerdi. Zaten bu yüzden halam bu yaşına kadar evlenmemişti.

Gülümseyerek, "Amaaan. 'Dert ettiğin şeye bak' falan demeyeceğim, ama, yani farkındaysan Cristian da mafya. Gerekirse, klasik türk filmleri gibi, aynı sahneyi değiştirerek yaşarız. Hallederiz yani." Dedim.

Halam bana bakarak, "Cidden mi?" Diye sordu. Tam da yunus balığı gibisin, şu an.

Kafamı olumlu anlamda salladım.

Babannem ise, "Mafya dediğin herif, yarım metrelik mandalina ağacının arkasında saklanıyor. Aksiyon çıkarmayın başımıza. Ben hallederim." Dedi.

Ne?

Halam ile ben, umut dolu gözlerle babanneme baktık.

"Ama bir şartla."

Canımızı al, daha iyi babanne.

"Duru'nunki kadar hamarat mıymış, görelim. "