63.

23.8K 1.7K 312
                                    

Selaamselaam kurban vereneee.

İyi okumalarr.

[*]

Telefonuma üst üste bildirim gelmesiyle uyandım. Sinir kaynağı Pelin, her kelimeyi tek tek yazarak, bir şeyler yazmıştı.

Mesajları sonuna kadar okuyunca, "Babaaaa!" Diye bağırarak, oturma odasına doğru koştum.

Oturduğu yerden, "Günaydın kızım." Dedi. Allah razı olsun.

"Baba bu ne demek böyle?" Diye sordum. 'Ne var' anlamında kafasını salladı.

Derin nefes alıp, "Ne demek, benim kocam imam? Gıcık Pelin söylemese haberim olmayacak!" Dedim.

Yanımızda olan, varlığını bile hissetmediğim halam, "Evet, abi. Duru haklı. Bu ikisi nasıl imam oluyor? " Diyerek beni destekledi. O kadar iyisin ki sağ ol.

Babam, "Okey oynarken bizi yenmeselerdi böyle olmazdı. Ayrıca bir şey olmaz." Dedi.

Aynen bir şey olmaz.

"Nasıl bir şey olmaz? Ya biri, 'sure oku' derse, ya da 'gel cumaya' derse? Ya tamam onu da geçtim, Daniele ve Cristian'ın imama benzer bir halleri var mı ya. Allah'ım..." bunu dedikten sonra, halam kahkaha atmaya başladı.

Babam, "Gül tabii. Siz mutfaktaki hallerini görmemişsiniz. Gidin bakın. İmamlığa şükredersiniz siz." Dedi. Ne hali?

Halam ile ben yarışırmışçasına, koşarak mutfağa doğru ilerledik. Mutfağın kapısının önünde durduk. Gördüklerimize gülmemek için, dudaklarımızı birbirine bastırdık.

Daniele, üzerinde çiçekli yemek önlüğü ve annem ile birlikte, masanın üstünde bulunan mantı hamurlarını kapatmaya çalışıyordu. Her tarafı un olmuştu. Cristian ise... Daniele'nin önlüğüne benzeyen çiçekli yemek önlüğü ile, ocağın önünde bir şeyi karıştırıyordu. Üstelik saçının önüne gelmemesi için, alnına pembe çiçekli bir bandaj takmıştı. Yanında da babannem duruyordu.

Bence de, imamlığa şükürler olsun.

Şimdi, bu duruma ben gülmeyeyim de kim gülsün?

Gülmemek için direnmeye devam ediyorduk. En sonunda boğazımı temizleyip, ciddi bir ifadeye büründüm. "Maşallah, damatlarınız da pek hamarat." Diyerek, yanlarına doğru ilerledim.

Annem, "Günaydın, kızım." Dedi.

Daniele, bana bakarak, "Günaydın karıcığım." Dedi. Evett, artık günüm aydı.

Sevinçle, "Günaydınn hepinizee!" Dedim. Daniele'nin yanına doğru ilerledim. Oturduğu için, eğilerek kısa bir süreliğine Daniele'ye sarıldım. 

Anneme bakarak, "Mantı açmak nereden kafanıza esti?" Diye sordum.

Annem, "Ay tutturdu, 'Duru ne yemek sever?' diye. Ben de mantıyı sevdiğini söyledim. Daha sonra da 'kendi ellerimle yapacağım' dedi. Karşı gelmek istemedim ." Dedi.

Kocam, her geçen gün romantiklikte zirveyi boyluyor... Allah'ım ne sevap işledim de bana böyle bir koca nasip ettin?

Tekrardan, Daniele'ye sarılıp, yanağından öptüm. "Hepsini yiyeceğimden emin olabilirsinn." Dedim. Fesat anlamayın.

Bana gülümseyip, mantıları yapmaya devam etti.

Annem, "Mantı açabilen bir damadımın olacağını düşünmemiştim. Allah nazar değdirmesin." Dedi. Amin anneciğim, amin.

Halam, "Cristian, ne yapıyorsun sen öyle?" Diye sordu.

Cristian, halama bakıp, "Gayfe yapıyor ben." Dedi. Gülmemeliyim.

Babannem, "Kahve taşarsa görürüz kahveyi." Dedi.

Cristian tekrardan cezvede duran kahveye bakmaya devam etti. Gözü bozulacak çocuğun.

Annem, "Bu kadar yeterli, hadi kızlar alın kocanızı ve sözlünüzü gezin biraz." Dedi.

Yupiii.


Daniele ve Cristian, hâlâ yaptıkları işleri yapmaya devam ediyordu. Halam, Cristian'ın kolundan tutarak, mutfaktan çıkardı. Öldürseydin.

Babannem, "E kahve kaldı burada. Kim içecek hepsini?" Dedi ve cezveyi ocağın üstünden aldı.

Ben de, kocamın elinden tutup, gitmemiz gerektiğini ima etmeye çalıştım. Elinde duran mantıyı bırakıp, elinde olan unları silkeledi. Ayağa kalkıp, önlüğü üzerinden çıkardı. Sandalyenin üzerine bıraktı.

Anneme dönerek, "Yardımın için teşekkür ederim, anne." Dedi. Kurban olurum dinazorum.

Annem, "Rica ederim oğlum. Hadi gidin." Dedi.

Daniele ile beraber, odama doğru ilerledik. Odanın kapısını kapattım. Ona doğru döndüm.

Daniele, "Sarma saramıyorum ama mantı açabiliyorum." Dedi.

Kahkaha atarak, "Evet, çok şükür. Hepsini ben yiyeceğim. Kimseye bırakmayacağım." Dedim.

Bana doğru yaklaşıp, kolunu belime doladı. "Bana da mı?" Diye sordu.

Gülümseyip, "Evet, sana da bırakmayacağım." Dedim.

"Kurban olurum, hepsi afiyet bal olsun, karım ile bebeğime."

Öldüm. Eridim.

" 'Kurban olurum' demek sana daha da yakışıyormuş. Hep de." Dedim.

Kahkaha atarak, "Hep diyeceğim. Nereye gideceğiz?" Diye sordu.

Doğru ya. Biz bir yere gidecektik?

"Ya... inan bilmiyorum. Klasik bir şekilde, müzeleri gezeriz. Sonra da mükemmel bir yere götüreceğim senii!"

______________________

"Neden yemiyorsun? Ön yargılı davranma. Tadı çok güzeldir."

Daniele ile bir çok yeri gezmiştik. Şu an gün akşam yakındı. 'Mükemmel bir yere götüreceğim' demiştim ya, heh işte orası çiğköfteciydi.

Daniele, elindeki çiğköfte dürümünden bir ısırık aldı. Ben ise dikkatle onu izliyordum.

Ağzındaki lokmayı beğenmiş olduğunu ima eden bir yüz ifadesi ile yedi. Lokmayı bitirmişti. Hafif öksürdü. Sanırım acı gelmişti. Ayranın kapağını açıp, ona uzattım. Bir iki yudum içti.

Daniele bana bakıp, "Çok güzelmiş. Biraz acıydı. Ama senden güzel değil." Dedi. Benim olayları aşka bağlama şekli....

Gülümseyerek, "Bak, buradakiler acısız. Şuradaki yeşilliklerin arasına koyarak yiyebilirsin. Çok güzel oluyor tadı. Ama kocamdan güzel değil." Dedim.

Kocamın iltifat şeklini çalmayacaksam, neden kocam var ki?

Dediğimi yapmaya başladı. Bir yandan da, "İtalya'dayken bana, 'çiğköfte var mı' diye mesaj atmıştın. Bu o sanırım. Gerçekten tadı çok güzel." Dedi.

Dürümümden bir ısırık alıp, "Tabii. Bu arada çok şansızsın. Çünkü iki ayda bir canım çok fazla çeker. Eğer aşerirsem her hafta yemek zorunda kalırım. İtalya'da cidden yoksa, çok şansızsın." Dedim.

Ağzındaki lokmayı bitirip, "Üzülme karıcığım. Buradaki çiğköteyi daha çok mu seviyorsun?" Diye sordu.

Sevinçle kafamı olumlu anlamda sallayıp, "Evet! Her okul çıkışı buraya gelirdim. Yıllardır bayılarak yiyorum. Yusuf amca çok güzel yapıyor çiğköteyi." Dedim.

"Oğlu var mı?"

"Hı?"

"Yusuf amcanın oğlu var mı?"

Biraz düşünüp, "Yok sanırım... İki kızı vardı. Hiç unutmam bir tanesi bana çiğköfte ısmarlamıştı." Dedim.

Daniele, "Çok iyi, o zaman Yusuf amca ile konuşacağım. Her canın çektiğinde buradan çiğköfte alırız." Dedi.

Şaşkın gözlerle ona baktım.

Her canım istediğinde, Malatya'dan İtalya'ya çiğköfte mi isteyecekti...? Ölürüm...

İtalyan Mafya Mı? • Yarı Texting •Where stories live. Discover now