İtalyan Mafya Mı? • Yarı Texting •

15.

1k Okuma için teşekkür ederimmm <3

[*]

Karısının bir tanecik Laması: Günaydıın.

Siz: Günaydın.

Siz: Günüm aymadı daha.

Karısının bir tanecik Laması: Hastanedesin, değil mi?

Siz: Ya.

Siz: Her yaptığımı böyle takip mi edeceksin?

Siz: Seni gördüm.

Siz: Sen zaten beni görmüştün.

Siz: Buluşalım işte.

Siz: Sanal ilişki mi olurmuş.

Karısının bir tanecik Laması: Teklifimi kabul ettin yani?

Siz: Yok.

Siz: Kim demiş onu?

Siz: Ne zaman öyle bir şey dedim?

Siz: Demedim.

Karısının bir tanecik Laması: Ne istiyorsun peki?

Siz: Tanımak.

Karısının bir tanecik Laması: Tamam.

Siz: Ne oluyor bu aşağılık yerde?

Siz: 'Tamam' ne, ulan?

Siz: Sinirimin psikolojisi bozuldu.

Siz: Keşke, Lama olup uçsam.

Siz: Yapar mısın böyle bir şey?

Siz: Oha, dur şimdi kapımın önüne Lama getirme.

Siz: Yapar mısın böyle bir şey daha?

Karısının bir tanecik Laması: Neden olmasın.

Siz: Yok, hayır.

Siz: Bildiğim kadarıyla sürekli tükürüyorlar.

Siz: Ya alnımın ortasına tükürürse?

Siz: Daha annem bile alnımın ortasına tükürmedi.

Siz: Bu zevki anneme bırakmak istiyorum.

Karısının bir tanecik Laması: Hayatında hiç Lama görmedin mi?

Siz: Maalesef.

Siz: Sen gördün mü?

Karısının bir tanecik Laması: Çocukken görmüştüm.

Siz: Vay be.

Siz: Ben çocukken kedi bile görememişken, sen Lama görmüşsün.

Karısının bir tanecik Laması: Yaşadığın yerde kedi yok muydu?

Siz: Vardı.

Siz: Ben biraz vahşiydim.

Siz: Kediler benden kaçıyordu.

Siz: Şimdi, ilk başta senin aklında prenses gibi yetiştirilmiş kız gibi durmuşumdur.

Siz: Erkekler bile benden kaçardı.

Karısının bir tanecik Laması: İyi ki kaçmışlar.

Siz: Hiç mi sormayacaksın, 'neden kaçıyorlardı' diye?

Siz: Hain.

Siz: 'İyi ki kaçmışlar' ne demek?

Karısının bir tanecik Laması: Neden kaçıyorlardı?

Siz: Lama misali, tükürüyordum herkese.

Karısının bir tanecik Laması: Birazdan bir şey gelecek.

Siz: Ya, beni dinlemiyormuşsun gibi hissediyorum.

Siz: Ve ayrıca ne gelecek?

Siz: Ay hayır.

Siz: Lama mı?

Siz: Şu an hastanedeyim, olmaz lama falan.

Karısının bir tanecik Laması: Hayır, başka bir şey.

Siz: Oh, şükürler olsun.

Başımı telefondan kaldırdığımda, hastanenin sekreteri Filiz karşımdaydı. Cidden... yine bir şey yollamıştı.

Açıkçası güvenmiyordum. Ya, lama getirdiyse? Telefonu kapatıp, Filiz'e doğru yaklaştım. "Duru hanım, birisi size bir şey yollamış. Kurye bekliyor, imzalamanız gereken belge varmış." Dediğinde, kafamı olumlu anlamda sallayıp, Filiz'i takip etmeye başladım.

Kurye, kocaman bir çiçek buketi ile danışmanlık yerinde bekliyordu. Beni görünce, "Duru Yıldız?" Dedi. "Evet benim." Diyerek, cevap verdim. Ardından, elindeki kağıtları bana uzatarak boş bulunan yeri de işaret ederek, "Şurayı imzalamanız lazım." Dedi. Cebimden kalemimi çıkartıp, imzalamam gereken yerleri imzaladım.

Ardından kurye, tebessüm ederek yanımdan uzaklaştı. Ben de, tüm danışman ve sekreterlerin bana bakışlarına gülümseyerek karşılık verdim. Utancımdan Lama olup, uçabilirdim şu an. Çiçek buketini alıp kimsenin olmadığı bir koridor bulmak için koşuşturdum. Evet, böyle daha da komik bir duruma düştüğümün farkındayım. Daniele'yi hediye konusunda uyarmalıydım. Olmuyor, böyle. Hep utanacak mıyım?

Kimsenin olmadığı bir koridor bulunca, elimdeki çiçek buketini incelemeye başladım. Bunlar beyaz laleydi. Hepsi birbirinden güzel kokuyordu. Çiçeğin arasında duran notu görünce, hemen elime alıp okumaya başladım.

"Il mia piccolo lama. Sei ancora molto testardo. E se accetti?"

Oflayarak, telefonumu cebimden çıkardım ve Daniele'ye yazmaya başladım.

Siz: Ya.

Siz: Allah için, Türkçe yaz.

Siz: ANLAMIYORUM.

Siz: Random gibi.

Siz: Off.