19.

63.5K 3.5K 609
                                    


İyi okumalar :)

[*]

Evet, kapıyı suratına kapattım. Çünkü, şu an tipim aşırı derecede kaymıştı. Kıyafetlerim ise, gecelik olduğu için böyle onun karşısına çıkmam çok garip olurdu.

Daniele tekrar kapıyı çaldığında, "AY, ÜSTÜM GİYİLİ DEĞİL!" Diye bağırdım. Daha sonra dediğimin farkına vardım. "YANİ BEKLE YA!" Diyip, giysi odama koştum.

Kıyafet dolabımı açıp, diz üstü sade bir elbiseyi elime aldım. Elbiseyi, odamda duran tekli koltuğumun üstüne koyarak, üzerimdeki gecelikleri çıkarmaya başladım. Ardından, seçtiğim elbiseyi üzerime giydim. Üzerimden çıkardığım kıyafetleri direkt uğraşmadan, odada bulunan kirli sepetinin içine fırlattım.

Koşarak, kapının önüne geldim. Dağınık olan topuzumu açıp, saçıma, elim ile hafif dalgalar verdim. Hazır olduğumu hissedince kapıyı açtım. Hâlâ kapının önündeydi. Duvara yaslanmış, elleri cebinde, benim olduğum yere bakıyordu. Boğazımı temizleyip, "Eee... hoşgeldin." Dedim, ve eve girmesi için evin içini işaret ettim.

İtiraz etmeden, içeriye girdi.

Aaa! terbiyesiz. Bir de, ayakkabı ile giriyor! Sakin bir tonda, "Çıkar, ayakkabılarını." Dedim. Kaşlarını çatıp bana baktı. Cümlemi toparlayıp, "Ayakkabılarını çıkartır mısın? Sonra temizleyecek zamanım kalmıyor." Diyerek, dudaklarımı büzdüm.

Dediğimi yapıp, ayakkabılarını çıkardı, ve işaret ettiğim yere, yani oturma odasına doğru ilerledi. Konuşsana, be adam!

O koltuğa oturunca, ben de oturdum. "Eee...niye geldin?" Diye sordum. Biliyorum, biliyorum. Aşırı misafirperver bir insanım. Tşk. "Sen bana 'tesoro' dedin?" Dedi.

Ne demişim, ne demişim?

Çatık kaşlarla, dediğini kavramaya çalıştım. Anlamayınca, "Pardon, ne demişim?" Diye sordum. Daniele'nin suratı, biraz düşünür gibi bir hâl aldıktan sonra konuşmaya başladı. "Amore mio." Dedi. Haaa... bu çeviriden baktığım kelimeden bahsediyordu! Tabi ya.

Ama, bunun için evime kadar gelmek biraz saçma değil mi be, Daniele?

"Demişimdir herhalde." Dedim. Olumlu anlamda kafasını sallayıp, "Sarma öğret." Dedi. Dediğine kahkaha attığımda, bana çatık kaşlarla baktığını hissedebiliyordum. Gülmem sonlanınca, "Ne öğreteyim ne?" Dedim. Masum bir şekilde, "Sarma." Dedi. Ardından, "Sen dedin, anne sarma bilmeden sevmez dedin." Diye ekledi.

Bu defa, gülmemek için kendimi tuttum. Her dediğimi ciddiye alacak mıydı, bu ya? Boğazımı temizleyip, "Eee, doğru tabi ki, annem sarma sarmayan geli— pardon, damat istemez." Dedim. Israrla, "Öğret." Dedi. Çaresiz bir bakış atıp, "Maalesef öğretemem." Dedim. Merakla, "Niye?" Diye sordu. Çok haklısın. Niye öğretemiyorum sana, sarma sarmayı? Ayrıca, damarlı ellerine de çok yakışır. Ne diyorum, ben be! Kendine gel, Duru. "Şaka yaptım." Dedim, ve tıpkı deli gibi gülümsedim. İnşallah, deli oluğumu düşünmüyordur. "Öğret, o zaman." Dedi. Kafamı olumlu anlamda sallayıp, "Eh, tamam gel." Dedim ve mutfağa doğru ilerledim. Aynı şekilde, Daniele de peşimden geldi.

______________________

Sinirle, "Ya, düzgün yapsana!" Dedim.  Daniele, çaresiz bir ses tonunda, "Bu ne, olmuyor." Dedi. Şu an, ikimiz mutfakta bulunan yemek masasında, sarma sarıyorduk. Sarma içini beraber çok güzel bir şekilde hazırlamıştık. En zoru olan, sarmak kalmıştı.

Bir türlü beceremiyordu! Yanılmışım. Asla bu damarlı ellere, tıpkı dolma gibi sarma sarmak yakışmadı. Derin nefes alıp, "Huh, bak tamam baştan yapalım. Ama ya, tüm yapraklarım bitti!" Dedim. Gerçekten de, bir sürü yaprak çöpe gitmişti. Daniele, "Üzülme sen, alırım ben sana." Dedi.

Utangaç bir ses tonunda, "Yaaaa saçmalamaa enginnn." Dedim. Bana bakıp, "Engin kim?" Diye sordu. 'Ya rabbim, sabır' dercesine, derin nefes aldım.

"Ya, bak şu kısmı kapatmıyorsun. Ve içi çok koyuyorsun! Bu halde, tabi ki davul gibi sarma sararsın." Dedim. Daniele elindeki, asla saramadığı sarmayı ağzına atıp yedi. "Ben anlamıyor. Anne neden sarma saran insan istiyor? Kendisi yapamıyor?" Diye sordu.

Ben, sarmayı çiğ yemesinin şokunu yaşarken, sorduğu soruya odaklanamadım. "Niye yedin?" Diye sordum. Bana bakıp, "Neyi yemişim?" Diye sordu. "Sarmayı—" dediğim anda, kapı çaldı. Şaşkın bir ifade ile, oturduğum yerden kalkıp, ellerimi yıkadım. Çünkü kimseyi beklemiyordum. Ardından Daniele'ye, "Bekle beni burada, ve sarmaları yeme." Dedim. Uslu bir çocuk gibi, dediklerime kafa salladı.

Kapıya doğru ilerleyip, kapıyı açtım. Gördüğüm kişi ile— ay yani, gördüğüm kişiler ile daha çok gerildim.

Ben, harbi bir şeyi yedim.

İtalyan Mafya Mı? • Yarı Texting •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin