11 ❄️ Rumeysa'm

Comenzar desde el principio
                                    

"Nasılsın Rumeysa'm?" dedi tok sesle. Bir an nefes alamadım gibi oldu. İlk defa sahiplik eki ile sesleniyordu bana. Kendime geldiğimde dudaklarımı araladım.

"İyiyim sen nasılsın?"

Ona nazaran odun gibiyim. Gülümsediği belli olan sesiyle cevapladı beni. Sanki ona güzel söz söylemişim gibiydi hâli.

"Sesini duymak iyi geldi. Çok şükür iyiyim."

Muhammet Çağlar bana yürüyor. Yani evet sözlüm olduğunu biliyorum ama şaşırıyorum işte. Hoşuma da gidiyor. Ayarlarım bozuldu. Neler düşünüyorum ben?

"Öyle mi?" dedi heyecan karışımı sesimle. Onunla konuşurken nasıl tepki vereceğimi bile şaşırıyorum. Rahat değilim hâlâ. En azından telefonda rahat olmam gerekmez mi?

Beni iltifat yağmuruna tutmuyor ama ben çabucak utanıyorum.

"Öyle." dedi gülerek. Muhammet Çağlar'ın bu kadar cesaretli olduğunu bilmezdim. Ne bileyim benimle konuşurken yüzü kızarmıyor mu? Sözlüsüyüm ya.

"Senin işin yok muydu?" dedim lafı değiştirmek için. Pişman da oldum. Ya beni yanlış anlarsa. Öyle sorulur mu Rumeysa?!

Yani işinden alıkoymam değil mi anlamındaydı.

"Hayır ara verdik." dedi yine yüksek enerjisiyle. Gülümsedim. Yanlış anlamadı. "Saat beşte evin önüne çıkar mısın? Sana bir şey vermek istiyorum."

"Çıkarım." dedim düşünceli hâlde. "Merak ettim. Sorsam söylemezsin değil mi?"

Güldü. "Söylemem." dediğinde omuzlarımı düşürdüm. Gülümseme bulaştı yüzüme.

"Tamam Çağlar söyleme." dedim kınar gibi takılarak. Başımı iki yana salladım o görmese de. Derin nefes alışını duydum.

"İpucu verebilirim. Kıyamadım sana."

"Vermek istersen ver." dedim içime kaçmış sesimle. Yerimde kıpırdandım aklımı toparlıyormuş gibi.

"Kırmızı renk."

Kırmızı mı renk?

"Aklıma bir şey gelmiyor, Çağlar. Birazcık daha mı ipucu versen." dedim beklentili hâlde. Onunla konuşurken çocuk gibi oluyorum sanki. Beni de hoş karşılıyor. Benim oyunuma dahil oluyor.

"Evin önüne gelince mesaj atarım. Ben mesaj atmadan dışarı çıkma olur mu? Bekleme beni." dedi merhametli gelen sesiyle. Gülümsedim.

"Olur, çıkmam. Ama sen söylemedin ne vereceğini." dediğimde gözlerimi kırpıştırdım şirin gözüktüğümü zannederek. Beni görmediği için kolay oldu.

Güldü. Çok hoş güldü. "Geldiğimde gör istiyorum. Şimdi kapatmam gerek maalesef. Kendine dikkat et. Allah'a emanet ol." dediğinde gülümsedim.

"Tamam, Çağlar. Sen de dikkat et. En güzele emanetsin."

Telefonu kapatmadan sesini duydum. "Sen de." dedi memnun hâlde. Onunla vedalaşmamı bile sevdiğini söylemişti. Ben seviliyorum galiba Allahım.

Yaşaran gözlerimle gülümsedim. Seviliyorum.

___

Muhammet Çağlar YURTOĞLU

Evin önüne geldiğimde derin nefes alıp verdim. Telaşlandım yine. Kalbim sakinleşmiyor.

Yan koltuktaki paketi alıp arabadan indim. Telefonu paltomun cebinden çıkartıp mesajlar bölümüne girdim. Rumeysa'm...

Siz| Geldim bekliyorum seni 🤍

Çok beklemeden mesaj geldi. Gülümsüyorum.

Rumeysa'm | Geliyorum hemen :)

Telefonu cebime atıp derin nefesler alıp verdim. Gözlerim elimdeki pakete gidip gelirken paltomun içine saklayıp saklamamak arasında kaldım. Öğle vakti konuştuğumuzda çok merak etmişti. Saklamamaya karar verdim. Daha fazla heyecan yapıp güzel kalbi yorulmasın.

"Paket kırmızı."

Duyduğum yumuşak sesle başımı kaldırdım alel acele. Gülen gözlerini gözlerimden ayırıp elimdeki pakete çevirdi. Bu kadar mutlu olacağını bilseydim bugün içinde bulduğum ilk fırsatta yanına gelirdim.

"İçindeki de mi kırmızı?" dedi merakla. Heyecanlı gözüküyor. Güldüm huzurla. Paketi uzattım ona doğru. Kızarmış yanaklarıyla elimden aldı. Hava esiyor. Burnu da kızarmış. Çok beklemeden içeri geçsin.

"İçindeki de kırmızı. Aç bakalım. Beğenecek misin?"

Paketi açarken bir taraftan konuşuyordu. "Beğenirim, Çağlar. Paketi bile çok güzel. Kırmızı kırmızı." dediğinde paketin içinden kırmızı eldivenleri çıkarttı. Eldivenlerin üzerinde kar detayları vardı. Kışın yağan karı çok seviyor.

Başını kaldırıp gözlerime baktı. "Bunlar çok güzel. Havalar da soğuyor." deyip gülümsediğinde gözlerimi eldivenlere çevirdim.

"Dışarı çıkmadan giyersin. Üşümez ellerin."

Eldivenleri paketin içine koyup paketi kolları arasına aldı. "Üzerinde kar da var. Teşekkür ederim." dedi mahcup hâlde gülümseyerek. Paketi sıkı sıkıya tutuyordu. Onun yanında huzurlu hissediyorum kendimi Allahım. Ben onu yeni gördüm. Ömürlerimizi bir et. Ruhunu ruhuma nasip et.

Gözlerimi gözlerine çevirdiğimde nefesimi tuttum bilinçsizce. Uzun uzun bakmak istiyorum beni esir hissettiren gözlerine. Bir iki saniye dalabiliyorum sadece. Gözlerimi kaçırıyorum sonra. Allahım ben onun gözlerine esir kalmak istiyorum. Helalim olsun o benim.

"Diyeceğin bir şey var mı? Sessizleştin." dedi tedirgince. Boğazımı temizledim kendime gelmek için. Gülümsedim sonra.

"Hava esiyor. Daha fazla dışarda kalma. Senin de diyeceğin yoksa sonra yine görüşelim olur mu? Nişan için konuşalım. Nasıl nişan istersin, tarihini konuşuruz."

"Tamam, sen de üşüme. Havalar soğuyor. Benim diyeceğim yok..." dedi düşünceli hâlde. Gözleri yeri izlerken kaşlarını çattı. Ne olduğuna anlam veremezken başını kaldırıp yüzüme baktı. Gülümsüyordu. "Yine düşündüm, yok... Konuşuruz."

İçten konuşması gözüme tatlı gelirken güldüm. Kızarmış yanaklarıyla gülümsedi. Çok beklemeden vedalaştık. Eve girene kadar bekledim onu. Ara ara arkasına bakarak girebildi eve. Onun hafızasında yer almak çok güzel. Allahım onu bana bağışla.

❄️

Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?

Rumeysa?

Muhammet Çağlar?

Nişanlı olacağız 🤭

Okurken huzurlu hissettiniz mi kendinizi?

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz ❤️

Çağlar.







Kar TanemDonde viven las historias. Descúbrelo ahora