Bölüm 10

264 24 11
                                    

Selamün aleykümmm ben geldimmmm🐥
O kadar zevkliydi ki bu bölüm size anlatamam. Umarım benim hissettikleri mi sizde hissedebilirsiniz canlarım.
Keyifli okumalar ✨





Aradan günler geçmişti.  Genç kızın durumu günden güne iyiye gidiyordu.
Genç adam elinde ki raporlara tekrar göz gezdirdi. Çok iyi yol kat etmişlerdi. İstemsizce gülümsedi.

O gün her gözünün önüne geldiğin de gerilse de olumlu sonuç almış olması içine su serpiyordu.

Beklediğinden de iyi idare etmişti hastası. Herkesin dayanabileceği bir şey değildi o tedavi. Ama o başarmıştı.

Saatine baktı genç adam tahminen birazdan burada olurdu. Derin bir nefes çekti ciğerlerine, yaptığı şeyden emin olmasa da asla pişman değildi.
Çünkü onu tanıyordu. Kendisi yapmazsa o hiç yapmayacaktı.

Kapı çalınıp hızla açıldığında olduğu yerde doğruldu genç adam.


Seccademi katlayıp olduğum yerden doğruldum. Pencereyi açıp tüm havanın içeri girmesini sağladığımda nihayet havaların ısındığını hissetmiştim.
Huzurla gülümsedim. Kendimi uzun zamandır olmadığım kadar mutlu hissediyordum.

Tedavinin işe yaradığının farkındaydım. Bu içimde ki umudu güçlendirmişti. Uzun zaman sonra ilk kez tekrar okula dönebileceğimin hayalini kurmuştum.

Oysa ki buraya geldiğim de çıkamayacağıma neredeyse emindim.
Kapının çalındığını duymamla o tarafa yöneldim.

Her ne kadar asla aşamayacağımız bir mesafeyi aramıza bırakmış olsakta umudu içime ekip kaybolmamasını sağlayan doktorum içeri girdi.

Hiç bir şey söylemeden yatağıma geçip oturdum her zaman ki gibi. 
O da bir şey söylemeden karşıma geçti. Nedense gergin bir hali vardı.

"Seni ayakta görmek güzel."

Başımı salladım minnetle.

"Doktorum sayesinde."  Dedim. Hem minnetimi göstermek hem de fazla uzatmamak için.

"Neden benden hazetmediğini hissediyorum?"

Tuhaf itirafı karşısında biran duraksasamda,"Bilakis size minnet duyuyorum. İyileşmem için ne gerekiyorsa yapıyorsunuz." Dedim.

Muhtemelen  kızgın olduğumu ima yaptığımı düşünecekti ama umursamadım. Kızgın falan da değildim.

Kurduğum cümleden rahatsız olmuştu. Gerilen omuzları onu ele veriyordu.
Hiç bir şey söylemedi.  Minnetimi de kabul etmemişti. Aslında şuana kadar hiç bir teşekkürümü kabul etmemişti. Sevmiyordu belki de.

"Seninle bir şey konuşmalıyım."

"Sizi dinliyorum." Gerginliğinin sebebi bu olabilir miydi?

"Aslında ben değil,"dedi eli gergince ensesine gitmişti. Neyden bu kadar çekiniyordu. Onu geren ne ise, bundan hoşlanmamıştım. Gergin olmasını sevmiyordum.

"Biriyle yüzleşmen gerekiyor."

"Yüzleşmek?" Kaşlarım çatıldı. Ne demeye çalışıyordu?

"Bunu tek başına yapmanı istemiyorum artık." Gözleri etrafı turluyordu.  Bakamayan taraf genelde benken şuan o yüzüm dışında her yeri tarıyordu.

O an aklıma düşen ihtimal buz tutmama sebep oldu.

"Ne diyorsunuz siz?" Anladığım şey olamazdı değil mi?

Bunu yapmış olamazdı değil mi?

"Burada." Yapmıştı.

"Gönderin! Gelmesin!" Sesim o kadar ani ve yüksek çıkmıştı ki,ben bile böyle bir şey beklemiyordum.

Oyun ArkadaşıWhere stories live. Discover now