Bölüm 8

258 30 4
                                    

Selamün aleykümmm yeni bölüm geldiiii

Ama muhakak medyayı açın şuana kadar yüklemediğime pişmanım 🤦🏻‍♀️

Yazarken dinlediğim müzikleri buraya koyacağım,aynı hissiyatı uyandırır diye düşünüyorum

Keyifli okumalar 🐥






"Yemin ederim yaşamıyor gibisin, arada bir nefes alıp almadığına bakasım geliyor."

Hiç bi şey söylemedim.

"Günlerdir tek kelime duymadım ağzından. Hüma! Ne olur bir şey söyle artık."

Gözlerimi kapatıp iyice yorganın altına girdim. Üç gündür yaptığım gibi sessizce çıkıp gitmesini bekledim.

"Anlamıyorum ki! Bir gece de ne oldu?!"

Çok şey olmuştu. Ben farkında olmadan yaslandığım duvarı yine farkına bile varamadan yıkmıştım.

Bir gece de çok şey olmuştu. Öyle ki hızına aklım bile  yetişememiş çok sonradan kavramıştı bazı şeyleri.

Üç gündür odama hiç uğramadığında..

O olmayınca azıcık kalan gücümün de beni terk ettiğinde

Artık değil meyve, su bile içemediğimi farkettiğimde

Öyle ki artık serumla besleniyordum. Gün boyu yataktan nadiren çıkıyor o anlarda da namazımı kılıyor tekrar yatağa geçiyordum.

Velhasıl bunların hiçbirini Nisa hemşireye söylemedim. Günlerdir ağzımdan laf almaya çalışıyordu.
Anlatamayacağımı biliyordum. İstemediğimden değildi ama yapamazdım.

Beni anlamazdı çünkü.

Sağ gözümden akan bir damla yastıkla buluştuğunda devamının geleceğini hissediyordum. Elimi ağzıma götürüp bastırdım. Sesli ağlayamazdım zaten, istesem de olmazdı.

Nisa hemşire ağladığımı gördü mü bilmiyorum. Ama bir kaç saniyenin ardından kapı sesi geldi. Oda da tek kalmıştım.

Serumu çıkarıp gitmişti.  Bir saat sonra yeniden takılacağını bildiğimden yavaşça yerimden doğrulup banyoya yöneldim.
Yüzüme soğuk su çarparken aynaya bakmamaya özen gösteriyordum.

Kurulanıp odaya döndüm. Yatağa uzanmadan oturduğumda boş midemin bulandığını hissediyordum. Sırtımı başlığa yaslayıp derin bir nefes aldım.

Aklım sürekli üç  gün öncesine kayıp duruyordu. O kırılmış, yıkık hali gözümün önünden gitmiyordu.
Tekrar gözlerimin dolduğunu hissettiğimde dayanamadım.

Yavaşça yerimde doğrulurken bir yandan feraceme uzanıyordum.
Bahçeye çıkmam lazımdı.

Ağır adımlarla kapıya yönelip koridora çıktım.

Sarsak adımlarımla duvardan tutunarak ilerliyordum.

Köşeyi döndüm, iki adım sonrası kafamı kaldırıp karşıya baktığımda adımlarım jilet gibi kesildi.

Oradaydı.

Koridorun sağında yüzü bana dönük karşısında ki kadını pür dikkat dinliyordu.

Beni farketmemişti.  Duvara yaslandım, gözlerimi nedense ondan çekemiyordum. Karşısında ki kadın neyden bahsediyordu bilmiyorum ama dünyanın en önemli şeyini anlatıyormuş gibi dinliyordu onu.

Bir şey söyledi. Ne söylediğini anyalamasam da kadının konuşurken oynattığı elleri dondu kaldı, konuşmayı da kesmişti.

Nedense duyduğu şey hoşuna gitmemiş gibiydi. Sonra sağ elini kaldırıp onun koluna koyup sıvazladı.

Oyun ArkadaşıWhere stories live. Discover now