bölüm 9 : kötü adamın aşkı

Start from the beginning
                                    

"Üç gün sonra ise düğünümüz var, Tanrım kafayı yiyeceğim evleniyoruz resmen!" Yerinde zıplıyordu adeta, içi içine sığmıyor gibiydi güzelimin.

"Bu evlerden biri bizim evimiz olacak," diyerek önümüzdeki kataloğu işaret etti. "Ve ikimiz o evde senelerce beraber yaşayacağız, o kadar mutluyum ki."

Aşıktı, bana sahiden çok aşıktı.

Ev bakmaya geldiğimiz bu mekanda dakikalardır güzelimin heyecan dolu konuşmaları yankılanıyordu.

Evleneceğiniz için o kadar mutluydu ki gülümsemediği tek bir an bile yoktu.

Ben de ondan farklı sayılmazdım fakat bu sefer sevmenin değil de sevilmenin tadını çıkarmayı seçmiştim.

Onun bana ne kadar aşık olduğunu her seferinde tekrar tekrar görmek istiyordum, saatlerce beni ne kadar sevdiğini anlatsın istiyordum.

"Evet bunlardan biri bizim olacak bebeğim, eğer sen seçebilirsen tabi." Eski evimde kalalım istemiyordum çünkü o evin deposunda çok insan öldürmüştüm zamanında.

Diğer evlerimden birine de gidemezdik çünkü hepsi az mobilyalı, ulaşımı zor, neredeyse dağ başında mekanlardı.

Roseanne ile, yani eşim ile yaşayacağımız evin yıllardır hayalini kurduğum o sıcak yuva olmasını istiyordum.

Belki bu yaşıma kadar hissedemediğim o aile ortamını Roseanne ile ben yaratabilirdik.

"Senin beğendiğin şu evi ben de beğendim ama bir de yakından görmek lazım, fotoğraflar yanıltıcı olabilir." İşaret ettiği ev 3 katlı bir villaydı, yakınlarda da çok ev olduğundan mahalle hissini alabileceğimiz bir yerdi, denize yakın olması da artılarından biriydi zira bebeğim çok seviyordu sabahları sahil kenarında yürümeyi.

"Aşkım sanki odaları fazla gibi ya, biz ne yapacağız 12 odayı?" Sorduğu soruya gülmeden edememiştim.

"Çocuklarımız olacak bebeğim, onlara veririz odaları." Gözleri büyümüştü bu söylediğimle.

"Hemen çocuk mu yapmayı düşünüyorsun? Ben asla istemem." Bu sefer de benim gözlerim büyümüştü şaşkınlıkla.

"İstemiyorum ne demek bebeğim? Ben ilk haftadan bir tane yaparız diye düşündüm. Sonra sen doğurdukça yenilerini yaparız, 8-10 tane olunca dururuz." Dehşete düşmüştü bu söylediklerim yüzünden.

"Doğum yapma makinesi miyim ben Jungkook! Bir tane bile istemiyorum 10 çocuğa nasıl bakayım?" Bu konuda ters düşmüş olmamız beni üzmüştü.

Ben sahiden en az 8 tane çocuk istiyordum, hepsinin kız olmasını istiyordum hatta.

Bir kız çocuğumun olması, hatta bu çocuğun Roseanne'den olması beni yeryüzündeki en mutlu adam yapardı.

Hem planladığım şeyler vardı eskiden beri, bir çocuğum olur olmaz bu pis işlerden elimi çekip düzgün yollarla para kazanmaya başlayacaktım. Kimseye zarar vermeden ailemle mutlu mesut yaşayacaktım yani.

"Roseanne ben hemen bir kız çocuğu istiyorum, yapmak zorundayız." Neredeyse yalvarırcasına konuştuğumda beklemediğim bir ses girdi araya.

"Bence de bir sürü çocuk yapın, çocuklar evin neşesi." diyerek lafa giren ofisinde durmakta olduğumuz emlakçıydı. Kendi aramızda konuşmaktan unutmuştuk onu.

"Tavsiyeniz için sağ olun, biz ev işine dönelim." Gülümseyerek kapattım hemen konuyu, elin adamıyla kaç çocuk yapacağımı konuşmayacaktım elbette.

10's Sinners || rosékookWhere stories live. Discover now