𝑲𝒓𝒆𝒎𝒍𝒆𝒓

45 9 0
                                    

Bay Kim'in evine geldiğimde salona oturdum. O, bana bir şey getireceğini söyledi ve gitti (Hâlâ evin içinde). Orada masum masum otururken aklıma babam gelince istemsizce titredim. Bay Kim, sonunda gelmişti. Elinde bir bardak ılık süt vardı. Diğer elinde ise bir kaç krem.

"Al bakalım~" dedi ve sütü bana uzattı.

Kendimi küçük bir çocukmuş gibi hissetmiştim...

"Jeongguk." dedi.

"Efendim Bay Kim?"

"Sırtını açabilirmisin? Krem süreceğim. En azından izleri geçer. Hm?"

Sesi oldukça sakin çıkıyordu ve bu beni rahatlatıyordu.

"Tabikii..." diye mırıldandım.

Üstümdeki bol sayılacak tişörtü çıkarttım. İçime atlet giymemiştim. İnce belim şimdi açıktı. Bu biraz utanç vericiydi ama yaralarımın iyileşmesi için bunu yapmam gerekiyordu...

Kremin soğukluğu bir yana yaralarımın acısı daha baskındı. Bu nedenle tenime değdiği anda acıdan tısladım. Ancak bu tıslama bir fısıldama kadar sessizdi.

"Acıttım mı?" diye sordu endişeyle, Bay Kim.

"Ah, hayır. Yani... Biraz. Ama çok değil..."

"Peki~"

Sürmeye devam etti. Ancak daha yavaş sürüyordu.

Sürme işlemi tamamlandığında üstümü giyinecektim ancak beni durdurdu.

"Bekle, sana benim kıyafetlerimden vereyim."

"Hayır Bay Kim, hiç gerek yok."

"Bence var Jeongguk. Biraz bekleyebilirmisin?"

"Ahh... Peki..."

2 ya da 3 dakika sonra yanıma geldi. Elinde oversize bir tişört ve şort vardı.

"Eşofmanlarım biraz fazla kalın. Hava sıcak olduğu için şort getirdim. Sorun olur mu?"

"Hayır, sorun olmaz olmaz..."

Bana uzattı. Ben lavaboda giyinmek isteğimi söyledim. Onayladı ve bana lavabonun yerini gösterdi. Giyinmeye başladım. Şortumu giyerken bana oldukça büyük olduğunu gördüm. Bu nedenle belindeki ipleri 7 defa sıkıp bağlamak zorunda kaldım. Ancak o zaman bana oluyordu. Yani en azından belimden düşmüyor.

Salona geri döndüğümde Bay Kim oturuyordu. Beni görünce gülümsemişti. Ancak beyaz tenimi gördüğü zaman bir duraksama yaşadı.

"Tenin çok beyaz..." diye mırıldandı.

"Bence o kadar değil... Yani süt gibi değilim."

"Süt gibi değil misin? Sütten daha beyaz bir şey var mı?"

"Bilmem?" diye söyledim düşünür sesimle.

Küçük bir kahkaha attı. Sonra saate baktı. "Ne ara bu kadar hızlı geçti?" diye mırıldandı.

"Jeongguk, uykun var mı?"

"Biraz var..."

"Tamam~ Benimle gel. Bu günlük misafir odasında kalabilirmisin? Yani sorun olmaz ise?"

"Hayır, hayır sorun olamaz."

Kafasıyla onayladı ve beni üst kata çıkarttı. Bay Kim'in evi cidden büyüktü... Odaya girdiğimde büyülenmiştim. Beyaz tonları daha fazlaydı. Evin diğer odalarında kahverengi ve beyaz daha baskını ancak bu oda Sadece beyaz ve krem renginden oluşuyordu. Genişti...

Bu nasıl misafir odası? Ben burada misafir olsam Kraliçe Elizabeth zannederim kendimi...

Tabikii şu an bunu düşünemezdim ama düşündüm. Cidden genişti ve renkler insanın içini ferahlatıyordu... Birbirimize 'İyi geceler' dedikten sonra odadan çıktı. Tek kalmıştım. Yatağa yattım. Uykum olmasa bile uyumak istedim.

Gözlerimi kapattığımda kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Drawing / TaekookWhere stories live. Discover now