22. SUYUN BUZ HALİ

Start from the beginning
                                    

"Bence konuşmayalım. Bugün senin doğum günün, kötü geçmesini istemiyorum."

Başımı iki yana salladım. Gözlerimi aralarken "Sen biliyor muydun?" dedim daha cesur bir sesle. Cevap vermedi, duyduğum tek ses alıp verdiği nefeslerinin sesiydi. "Cevap ver bana Aras. Biliyor muydun?"

"Neyi biliyor muydum Kayra?" İşte şimdi çok soğuktu. Tanıştığımız geceki gibi. Havanın soğukluğundan çok Aras'ın soğukluğunun beni üşüttüğünü hissettiğimde konuşmaya devam etti. "O gün bana arkanı dönüp Pabiyanla buluştuğunu mu, anlaşıp arkamdan iş çevirdiğini mi yoksa tüm bunları saklama cüretinde bulunup ettiğin ihaneti mi? Hangisini?"

Belime sarılı bir şekilde duran kollarını ittirdim. Güçsüz bir şekilde benden ayrıldıklarında bir adım geriledim. Göz göze geldik. Öyle vahşi gözlerle bakıyorduk ki birbirimize ana kahramanı ben olmasam on dakika önce öpüşüyor olduğumuza asla inanmazdım. "Biliyordun." dedim şok içinde, aslında şaşırmamam gerekirdi. Herkes, ajanlık yaptığımı bilen herkes beni Aras konusunda uyarmıştı. "Biliyordun ve bana hiçbir şey söylemedin."

"Ne söyleyebilirdim ki? Hoş geldin güzelim, Pabiyanla birlikte beni çekiştirirken keyifli vakit geçirdin mi mi diyecektim?"

"Seni çekiştirmedik-"

"Ne güzel. Çok sevindim buna."

Dişlerimi sıktım. Kollarını göğsünde birleştirdi Aras, cevap istediği besbelliydi. Dilimi dudaklarım üzerinde gezdirdim ve "Aras." dedim. "Saçma sapan konuşmayı bırakırsan anlatacağım."

"Saçma sapan konuştuğum yok."

"Var."

"Yok."

Ofladım.

"İyi. Ne halin varsa gör."

Şoför koltuğuna doğru birkaç adım atmıştım ki kolumu tuttu ve beni kendine çekti. "Dur bakalım. Öyle kaçmak yok." Takındığı bu tavır yüzünden sinir katsayım fazlasıyla arttığında kolumu elleri arasından kurtardım ve onu ittirdim. Sırtı arabanın kapısıyla buluştu sert bir biçimde, canı yanmış olmalıydı fakat mimik oynamamıştı yakışıklı yüzünde. "Ne yapıyorsun ya sen! Sanki baş düşmanınla buluşmuşum da sana komplo kurmuşum gibi aptal aptal tepkiler veriyorsun!"

"Farklı bir şey göremiyorum ben."

"Öyle mi?" Ona doğru bir adım attım. Sağ elimi göğsünün sol tarafına koyup bastırdığımda yutkundu. Gözlerim belirginleşen âdem elmasına takılıp kalsa da içimdeki yırtıcı kadın tarafından ele geçirilen beynim aramızdaki gerilimi arttıracak kelimeleri yan yana getirdi ve dudaklarım onları özgür bıraktı. "Madem sana komplo kurduğumu biliyordun, neden beni yanında tutmaya devam ettin? Bitirseydin ya işimi."

"İzlemek istedim." Beni kalçalarımdan kavradı. Elimin altında atan kalp hızlanmaya başladığında tek kaşım havalandı. Bunun sebebinin avuç içlerini dolduran kalçam olduğunu hiç sanmıyordum. Başka bir şey vardı kalbini hızlandıran fakat bu olduğunu sanmam için bana dokunuyordu. "Bana nasıl bir oyun oynayacağını merak ettim."

"Hiç inandırıcı değilsin."

Yüzündeki gülümseme sesli bir kahkahaya dönüştüğünde tepkisiz bir şekilde bekledim. Vereceği cevapları kestiremiyordum. Biraz öncekinden çok farklı bir Aras vardı karşımda, suyun buz haliydi. Aramızdaki düşmanlık, ait olduğumuz yerler ve farklılıklarımız ilk kez bu kadar netti. Kahkahası sonlandığında gri gözlerime bir tutam hayal kırıklığı ve biraz da öfke yerleştirdim kendi ellerimle, görsün ve tanıdığım ya da sadece tanıdığımı sandığım Aras olsun diye. İşe yaradı. Benimkilere kilitlenen kestane rengi gözleri saniye saniye koyulaştı, avcumun altında atan kalp yavaşladı. "Bana öyle bakma."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 03, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KIRIK KABURGALAR CEHENNEMİWhere stories live. Discover now