fourteen

528 25 2
                                    

Arabada sessizce okula doğru yol alırken kendimi pek iyi hissetmiyordum. Sabahki enerjim yerle bir olup gitmişti. Barın en azından üzerime gelmek yerine 'konuşmak istemiyorsan anlarım seni.' demiş ve beni bir nebze olsun rahatlatmıştı.

Ama bana olan çatık kaşlı bakışları hala gözlerimin önünden gitmiyordu. Söylememi istese bile ben onunla babamla olanları asla konuşmazdım. Kim olursa olsun onun bilmesine gerek yoktu.

"Babamla baban konuştuğuna göre onlar tanışıyorlar mı?" Diye sormasıyla ona dönüp ne demek istediğini algılamaya çalıştım. Babamla konuşmam aklıma gelince kaşlarım çatıldı. Babam müdürle, okul müdürüyle konuştuğunu söylemişti.

"Baban okul müdürü mü? Bizim okulun müdürü?" Diye sordum şaşkınlıkla. Barın'ın ailesiyle asla ilgilenmediğimi fark etmiştim.

"E-evet." Dedi göz ucuyla bana bakıp. Pot kırmış gibi dudaklarını birbirine bastırdı. Dikkatle onu izledim.

Babası okulun müdürü olması beni şaşırtsa da pek etkisi olmamıştı. Büyük odası ve odasında köpeği vardı. Derslere de girmiyordu ve benden bir yaş büyüktü. Aklıma gelmiş olan teoriyle bedenimi de ona döndürdüm.

"Sen 12. Sınıfsın ve sanırım öğretmenlerden özel olarak ders alıyorsun." Dedim parmağımı kaldırıp ona doğru sallarken. Gözlerim kısılmış, avına odaklanmış atmaca gibiydim.

Usulca başını sallayıp beni onaylayınca yanılmadığımı anladım. "Bunu bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun?" Diye sordum sakince. Telaşla bana dönüp yola odaklandı. Ne derse desin bende hiçbir etki yaratmayacaktı. Pek takmasam bile söylese olurdu. Onu asla yargılamazdım. Bana duyduğu saygıyla karşılık verirdim, ona alan tanırdım.

"Hiç kimse bilmiyor onun oğlu olduğumu. Sana da söylemeyi düşünmüyordum. Bana farklı bakmaman için." Demesiyle kaşlarım çatıldı. O son söylediği cümle de neyin nesiydi böyle.

"Son cümlen seni yanlış anlamama itiyor. Biraz daha açık ol." Dedim güçlü durmaya çalışarak. Anladığım tek şey babasının zengin olması ve benim bunu öğrenip onunla para için beraber olduğumu düşünecek olması. Keşke bunu yapmayacağımı bilecek kadar tanısaydı beni.

"Hayır, hayır o anlamda değil. Sadece ilk günümüzdeki görüşmeyi hatırlıyor musun? O gün sana gereğinden fazla yakınlaşmıştım. O ve şımarık bir okulun sahibinin oğlu gibi görmemen için söylemedim." Dedi ama inanamadım. Susmayı seçtim.

"Hazel." Dedi bir süre sonra. Sesi öyle şefkatli geldi ki. Ama dönüp bakamadım. İkimiz de birbirimizi yanlış anlamıştık. Arabayı şimdi o sürüyordu ve benimle konuştuğu için biraz daha yavaşlamıştı. "Bak bana bi'." Diyerek eliyle bacağımı dürttü. Yine de dönüp bakmadım. "Biz babamla anlaşamıyoruz pek. O beni okulunun gelecekteki müdürü yapmak istiyordu ama ben ona karşı çıktım. Haliyle o zamandan sonra aramız açıldı. Benim başka hayallerim var, geleceğimi bir okulun müdürü olarak harcamak istemeyecek kadar güzel hayallerim var. Sonra sen de çıktın geldin tüm hayallerimi ezerek baş köşeye çıktın." Derken elime uzandı. Ben zaten hayallerinden bahsettiğinde çoktan ona dönmüştüm.

"Kardeşim olduğu için babam da bana çok yüklenmedi ama işte aramız fena sarsıldı. Sonrasında okula yerleştiğimde bi nevi evlatlıktan reddetti. Adımı kullanmayacaksın, baban olduğumu kimse bilmeyecek dedi. Ben de zaten onun adı olmadan yapabileceğimi kanıtlamak istedim." Dedi ve durdu.

"Kardeşin mi var?" Diye sordum hemen. Babasıyla ilgili olan sorunlarını merak etsem de kardeşinin olması onun hakkında öğrendiğim yeni bilgiler arasına girmişti. Hemen cümlemi toparladım. "Anlatmak zorunda değilsin sen de. Ama bence babanın okul müdürü olduğunu bilmem gerekiyordu." Dedim.

"Hiç kimse bilmiyor. Senin bilmemen de senin yararına oldurdu. Babanla babamın tanış olduğunu tahmin ediyordum da şimdi emin oldum. Ve sanırım bu ikimiz için de iyi olmayabilir." Dedi ve derin nefes verip nihayet gaza yüklendi.

"Zaten ikimiz için hiç iyi olmayacak. Babam ikimizden de şüpheleniyor." Diye mırıldandım. Ve sanırım Barın bunu duymadan aceleyle okula sürmeye devam etti. Zaten ona duyurmak gibi bir niyetim yoktu.

Babalarımızın yakın arkadaş olması ikimizi ayırmaya yetecek bir kuvvetti. Düşünmek istemesem bile büyük olasılıkla babam Barın'ın varlığına karşı çıkacak ve hayatı yine bana zehir edecekti.

Okulda da dip dibe olduğumuz düşünülürse, off. 4 günlük arkadaşlığımız böyle sürdüyse ilişkimiz kesin bundan daha yakın olurdu.

Ne yalan söyleyeyim, Barın'ın babasının çok zengin olabileceğini tahmin edebiliyordum ama okulun müdürü olması asla aklıma gelmemişti.

...

"Bana güveniyor musun?" Diye sordu Barın. Otoparktan çıkmış müdürün odası için yatakhaneden çıkıyorduk. Okul binasına giderken bana dönmüştü.

"Evet güveniyorum." Hayır güvenmiyorum. Yani bilmiyorum güvenmek istiyorum ama içimde hala bazı şeyler tam oturmuş sayılmazdı. "Ne konuşacaksın babanla?" Diye sordum.

Kısa süreli suskunluğun ardından, "Bilmiyorum, düşünmedim." Dedi. Yol boyunca eminim ki düşünme fırsatı olmuştur. Öylesine arası açık olan babasıyla konuşmazdı ya.

"Kavga etmeyeceksin değil mi?" Diye sormadan edemedim.

"Hayır etmem." Dedi ama sesindeki tereddüt kendini belli ediyordu. Müdürün odasının önünde durunca tuttuğu elimi bıraktı ve bana son kez baktıktan sonra kapıyı tıklayıp cevap beklemeden hemen girip gözden kayboldu.

Kapının önünde kalakaldım. Kımıldamadan durdum sayamadığım dakikalar boyunca. Sesleri mırıltılı, seçilemez olsa da duyuluyordu. Zamanla biraz yükseldi ve alçaldı sonra da hiç duyulmadı.

Arkamdan geçen adım sesleri, temizlikçinin yerleri silerkenki sesi ve telefonumun sesi.

Hareket etmeme vesile olan sesle arayana baktım. Arayan kaydedilmemiş numaraydı. Ve ben kaydetmediğim numaraları cevaplamazdım.

...

Hikayemi takip edip yeni bölüm atmamı bekleyen okuyucularım var ise eğer affınıza sığınarak ilk günkü gibi sık sık bölüm atamadığım için özrümü dilerim.

Hem okul, hem etüt ve giriş sınavlarına hazırlık beni gün boyunca güçsüz bırakıyor. Odaklanamıyorum. Ama durmadan devam etmek de istiyorum hikayeye. Yarım kalmasın.

Biliyorsunuz ki hikayede devamlılık esastır. Okuyucuları da saran bir anlatıma sahip olmalı. Ama ben burada rahat takılmayı seçtim. Normalde 5 veya 8 bin arası söz yazma taraftarı biriyimdir. Fakat burada öyle değil. Kısa kısa ama çoook bölüm hayal ediyorum.

Benimle bu yolda devam etmeniz dileklerimle..

Ha-zel & Tecessüs | ♥︎Where stories live. Discover now