19.Bölüm: Sevgili ve Yara

789 53 122
                                    

İlk defa bu kadar uzun bir bölüm atıyorum, o yüzden düzenlemesi biraz uzun sürdü. Bu saatte attığım için kusura bakmayın ve ayriyeten yazım hataları olmuşsa da kusura bakmayın lütfen. Ki bir gün gerçekten düzgün bir vakitte bölüm attığımı görürsem kendimi ödüllendireceğim shxhsh Neyse umarım severek okursunuz, çok tatlış bir bölüm oldu gerçekten. Bu arada alttaki fotoğraflar bölüm içindeki sahnelerden, özellikle üniformalı olanını söylemek isteriim :) O zaman sizi daha fazla tutmayayım, bölüm sonu görüşürüz... iyi okumalar dilerim, oy verirseniz sevinirim... sevgilerle.

instagram.com/_fluasel & twitter.com/fluasel

Bölüm Şarkıları:
Nurettin Rençber - Söyle Sunam
Deniz Tekin - Sezenler Olmuş
Sezen Aksu - Biliyorsun
Fatma Turgut - İkimizden Biri
Kubilay Karça - Celladına Aşık
Zeynep Casalini - Duvar
-

Bölüm Şarkıları:Nurettin Rençber - Söyle SunamDeniz Tekin - Sezenler Olmuş Sezen Aksu - BiliyorsunFatma Turgut - İkimizden Biri Kubilay Karça - Celladına AşıkZeynep Casalini - Duvar-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

19

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


19.bölüm: Sevgili ve Yara

"Tam bütün cevapları bulduğunu düşünürsün, sorular değişir."
- Paulo Coelho

Birine baş sağlığı dilemek için illa ortada bir ölünün olmasına gerek yokmuş, bugün, bu gece, burada öğrendim bunu. Ölü birkaç duyguya, güvene bile baş sağlığı dilenebilirmiş. Güvene bile. Ölü bir güven... yabancı bir his değil bu.

Bir iki haftadır yağan kardan dolayı her yer, çatının her noktası karla kaplanmıştı. Biraz önce başlayan ve lapa lapa yağan kara baktım, sonra bakışlarım karşımda öylece duran, sanki son kez bakıyormuş gibi bir an olsun gözlerini benden çekmeyen Aren'e düşmüştü. Son sözlerimi söylemiş, son defa bakmıştım ona ama bir adım olsun gidememiştim, ne ondan ne de olduğum yerden. Karşımda derbeder bir halde durmuş bekliyordu öylece, sanırım o da gidemiyordu. Ama o ihanet- Hayır, ihanet değil tercih. Kıyamaz ki o bana. İhanet etmez asla, edemez ki. Gözlerime böyle bakarken, beni kendine aşık ederken, güvenimi... yeniden bir insana güvenmemi sağlarken bana bunu yapmaz ki. Vardır bir nedeni. Anlatır, anlatırsa anlarım ben onu. Affederim belki onu. Bu zamana kadar her ihanet edene intikam yemini içmiş ben, ilk defa bunu istemiyordum. Hem belki de gerçekten mecburiyetten yapmıştı bunu. Mecburiyetten insan sevdiğini, döneceği bile meçhul olan bir operasyona gönderir miydi? Affedemezdim. Bana ihanet ettiği için ya da beni korumadığı için değildi ki bu üzüntüm, kırgınlığım, öfkem. O benim ölmemi bile göze almıştı ya, beni asıl yaralayan buydu. Ben onun yerinde olsaydım beni bu kadar yaralamazdım, bu kadar değildi.

İraWhere stories live. Discover now