10.Bölüm: His

1.8K 120 458
                                    

Bazı sebeplerden dolayı akşam atamam diye bölümü erken atıyorum, şimdiden iyi okumalar. Oy verirseniz sevinirim... sevgilerle. Bölüm sonu mutlaka görüşelim, diyeceklerim var!! 🙇🏻‍♀️

instagram.com/_fluasel & twitter.com/fluasel

Bölüm Şarkıları:
Melike Şahin & Kutiman - Ellerin Hani?
Skapova - Zamanla Ya Da Zorla
Skapova - Uyu
Thrice - Black Honey
Sena Şener - Teni Tenime
DKTT - Gitme
-

Bölüm Şarkıları:Melike Şahin & Kutiman - Ellerin Hani?Skapova - Zamanla Ya Da ZorlaSkapova - UyuThrice - Black HoneySena Şener - Teni TenimeDKTT - Gitme-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

10.bölüm: His

"Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun?"
- Küçük Prens

Bu zamanlarda, yeni çağda hislerini söylemekten aciz bir insanoğluna dönüşüyorduk. Belki de çoktan dönüştük bile. Korku, nefret bunlar da bir histi ve bizim en çok gösterebildiğimiz tarafımız da buydu. Birine çok çabuk nefret duyabiliyorduk ya da birini çok çabuk alaşağı edebiliyorduk. Hiçbir zaman sevmeyi aşılayan, sevginin, dostluğun getireceği güzel şeyleri konuşan birileri olmadık. Hep kötü taraf olduk, iyi taraf olmak isterken bile. Ne demişler, savaşlar bile nefretle başlarmış. Sevgisiz büyüyen insanlar mahveder güzel olan her şeyi, öyle demişler yani. Belki de bildiğimiz tek yol bu olduğu için öyle yapıyoruzdur. Belki de biz tanrının sevmediği çocuklarıydık, belki de bu yüzdendi bizi sevsinler diye verdiğimiz onca mücadele. Belki de bizim sevgi uğruna verdiğimiz bu mücadele, dışarıdan nefret uğruna başlatılmış bir savaş olarak gösteriliyordu. Belki de bütün savaşlar ölüm için değil, insan gibi yaşayabilmek içindi.

Murat Kangök, birkaç dakika boyunca sessizliğini korurken, bakışlarını Aren'den ayırmadan yanındaki koltuğa oturmuştu. Kahvesini eline alarak, birkaç yudum aldı. "Zıt kutuplar birbirini itmez, çekermiş komutan. Seninle iyi anlaşacağız gibi gözüküyor." Aren, sıkıntılı bir nefes vererek gülümsemeye çalıştı ama sanırım bunu pek de beceremiyordu. "Ee komutan burada iki kahve var, oturmayacak mısın?" Murat Kangök'ün, Aren'de olan bakışları bir ok gibi bana saplanmıştı. Soğuk ve ters bir şekilde "Sen?" diye sordu.

Hazır ola gelip, "Parya Arsen." diye kendimi takdim ettim. Bir mevki belirtmeme gerek yoktu, adımı duyduğu dakika kim olduğumu anlayacaktı zaten.

Tahmin ettiğim gibi kim olduğumu anlamıştı, bu ters bakışlarının anında yok olmasından anlaşılıyordu. Kaşları havalanırken, şaşkınlıkla "Öyle mi?" diye sordu. Birkaç saniye bakışları üzerimde gezinmişti. "Adını çok duydum genç hanım, tanıştığıma memnun oldum." Bakışları hâlâ bendeydi. "Seninle birlikte çalışacağım için şimdiden heyecanlandım, bakalım namın kadar var mısın?"

Mecburi bir şekilde gülümsedim. İlk cümlesini hedef alarak "Bende Orgeneralim." diye cevap vermiştim, diğer söylediklerine cevap vermem uygun kaçmazdı. Kim, kimin ne olduğunu iyi biliyordu zaten.

Bakışları yeniden Aren'e dönerken, "Ee komutan cevap vermedin, oturmayacak mısın?" diye sormuştu.

"Biraz işlerim var, hem kahve sevmem ben. Benim yerime..." Bakışları kapıya yönelmişti. Yüzünde sinsi bir gülümseme yer edinirken, cümlesini "Size Nazım Kaya eşlik eder diye düşünüyorum." diye tamamladı.

İraWhere stories live. Discover now