YİRMİ DOKUZ

5.2K 392 341
                                    

Lal hırsla içeri girdi ve beni itleyerek kapıyı sertçe kapattı. Bakışları hem bende hem Uras da gidip geldi. Elini saçlarına geçirdi ve bana döndü. "Sen," dedi ve işaret parmağını sertçe göğsüme bastırıp beni ittirdi. "Baba olacak o adamla hala beraber misin?"

Uras'ın bize doğru adım atması ile Lal öfkeli bakışlarını ona çevirdi. "Orada kal yoksa canını yakarım senin!" Apartman da ki kişiler buraya gelmese bari... İlk defa Lal'i böyle öfkeli görüyordum.

Elini karnına götürdü ve güldü. "Bak ben bizim bebeğimizi taşıyorum." Uras tepki vermeden onu izliyordu. Bana döndü lal'in keskin bakışları. "Peki ya sen Meliscim, aramızı bozmaya çalışan o sürtük müsün?"

Güldüm. "Bunu bana sen mi söylüyorsun?" Koluma uzanmıştı ki geri adım attım ve bakışlarımı ona çevirdim. "Eline koluna hakim ol Lal. Hamilesin diye bir şey yapmıyorum ama haddini aşma istersen." Bakışlarım Uras'a kaydı ve gülümseyerek tekrar Lal'e döndüm. "Ortada bir bebek varsa tabii."

"Sen ne ima ediyorsun sürtük! Hamileyim ben." Başımı salladım ve kollarımı önümde birleştirdim.

"Hamile olabilirsin, hamile değilsin demedim? Söylemek istediğim şu ki... Bu bebeğin Uras'tan olma ihtimali yüzde kaç? Ben sana söyleyeyim istiyorsan, bence sıfır! Sen o aptal kafanla plan yaptın ama Bing! İşlemedi." Uras'ın yanına doğru ilerledim ve elini tuttum. Hızla bakışları ellerimize kaydı. "İstediğin kadar uğraş Lal. Bizi ayıramayacaksın. O bebek kimden bilmiyorum ama Uras'tan olmadığına eminim. Tek bir DNA testine bakar. Hem madem bebek Uras'tan, neden Uras bunu hatırlamıyor?"

Sustu.

"Sarhoştuk!" Yüzümü buruşturdum. "Başka yalana geç çünkü inanmadım. Neden biliyor musun? Uras ve sen hiç bir zaman sarhoşken bir arada olmadınız."

"Peki Uras neden Atakan'dan kaçıyordu hiç düşündün mü? Yada dur neden seni o akşam o tehlikenin içine bıraktı? Bir dakika o tişörtün de ki kan lekesi? Yada sevgililer gününde geç gelmesine ne demeli? Bunlar hakkında ne düşünüyorsun sevgili Melis?"

Bu sefer susan taraf ben olmuştum. Bunları hiç bir zaman Uras'a sorma fırsatım olmamıştı çünkü ben hiç bir haltı dinlemeden çekip gitmiştim. Sonra ortaya atılan bebek konusu ile bunları konuşma fırsatımız hiç olmamıştı.

Bunlara cevabım olmadığı için elimi çekiyordum ki Uras elimi sıkıca kavradı. Bakışlarım onunla buluştuğun da ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu. Lal'e döndü.

"Ben açıklayayım," dediğin de lal'in alnından ter aktığını gördüm. "İlk sorunu cevaplamak istiyorum. Kaçtığım kişi Atakan değildi senin babanın peşime durduk yere taktığın o puşt adamlarıydı. Neden taktı biliyor musun? Sen babana gidip Uras'tan hamileyim dediğin için. Artık nasıl anlattıysan beni dövdürttü. Sen eve geçeceğim saatte yolumu kestin ve eve geç gitmemi sağladın. Melis'i gördüğüm de ise paniklemiştim çünkü ona zarar gelmesinden korktum. Akşam olduğu için yüzümde ki o yara izlerini çok önemsememiştim ama eve geçmeden önce yaraları kapatmaya çalıştım. Senin yüzünden gecenin bir yarısı kapatıcı arıyordum! Sırf sevdiğim kadın korkmasın diye. Endişelenmesin, stres yapmasın diye! Kolumda ki kanı görünce de her şeyi yanlış anladı. Ben o akşam sinirliydim ve Melis'le de kavga edince köpürmüştüm! Ortada bir sik yokken sanki suçlu benmişim gibi beni öne sürdün sen. Sürdünüz mü demeliyim? Atakan da bu işin için de, biliyorum."

Lal sinirle bana baktı. "Nefret ediyorum senden! Hayatımı elimden aldın Allah'ın belası!" Bana doğru adım attığın da inleyerek karnını tuttu. Panikle ona baktığım da dudağın da bir inleme döküldü ve hıçkırdı.

"Karnım..." ileri doğru atıldım ve kolunu tutmak için uzandım fakat kolumu sertçe itledi. "Dokunma bana! Sen bana hangi cüre- ahh!" Uras'a kan gelmiş gibi olanları izlerken hiç bir şey yapamayacağını anladım.

"Bırak yardım edeyim!" Lal'in yere yığılması ile elimle ağzımı kapattım. Uras o an da kendine geldi ve yanımıza geldi hızlıca. Lal'in yanına çömeldiğimiz de Lal'in karnına baskı yaptığını gördüm.

Gözünden akan yaşa kaydı bakışlarım. Aylardır uykularımı zehir eden, ağlamam için elinden geleni yapan, bana zarar vermeye kalkan, sürtük muamelesi yapan, canımı acıtan o kıza yardım etmek için oturmuştum bu yere. Karnında ki o bebek için oturmuştum yanına. Elini tuttuğum da elime bulaşan kanla gözümden akan yaşa engel olamadım.

"Bebeğim!" Lal'in çığlığı ile başımı kaldırdım ve karnına baktım. Uras'ın da bakışı karnına kaydığın da yutkundum.

Kanaması vardı.

...

Sizi kıramadım ve günde iki bölüm attım🍾🍾

Sizce lal'in bebeğine ne olacak?


SEVSENE BENİ! | Yarı Texting Kde žijí příběhy. Začni objevovat