YİRMİ YEDİ

6.5K 421 485
                                    

Arkadaşlar selaam! Günün ikinci bölümünü de yazayım dedim :') kısa bir istekte bulunmak istiyorum. Sizleri Araf kitabıma da bekliyorum. ✍️ Sever misiniz bilmiyorum ama orada da eğleneceğimize emin gibiyim.

Bu bölüme de bol yorum gelirse eğer daha sık bölüm atacağım. Sizleri seviyorum, iyi okumalar ailem! 🩰🩰

O sözlerinden sonra bir anda uzak düştüm sana

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

O sözlerinden sonra bir anda uzak düştüm sana. Sanki aramızda sadece kilometreler değil çağlar girmiş gibiydi.

Gözlerimi açtığımda başımda ki ağrı ile yüzümü buruşturdum. Başım resmen çatlıyordu! Başımı yana çevirdiğim de kendimi Beril'in bana vermiş olduğu odada buldum. Büyük ihtimalle bayıldıktan sonra beni buraya getirmişti Anıl. O Anıl'ı bir elime geçirirsem! Gerçekten kafama o odun parçası ile vurmuştu! Doğrulmaya çalıştığım da başımda ki ağrı ile inledim. O Anıl'ın kafasında kesinlikle o odunu kırmalıydım. Bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım ve dikkat ederek ayağı kalktım. Üstümde hala aynı kıyafetler duruyordu ve yere oturduğum için tozluydu. İlk önce üstümü değişsem iyi olacaktı.

Dolabımdan krem renginde bir tişört ve pijama altı çıkardım. Üstümü değiştirdim ve kirlileri köşeye koydum. Odadan çıktığımda genel olarak evin içi karanlıktı. Neredeydi bunlar? Beril'in evine geri dönmüş olmam sinirimi bozmuştu fakat buraya geleceğimi bile bilmiyordum. Anıl sağolsun, bilincim kapalıydı. Aklıma gelen Uras ile durdum. O neredeydi? Bu soğukta dışarı da nerede kalacaktı Allah aşkına? Tırnaklarını avuç içine batırdım. Kendimi stresli hissettiğim zaman yapardım bu hareketi.

Oturma odasına girdiğimde oda karanlık olduğu için hiç bir şey göremiyordum. Elim tam lambaya uzanıyordu ki birisi bileğimi yakaladı. Burnuma gelen tanıdık parfüm kokusu ile gözlerimi yumdum. Erkeksi kokusu aklımı başımdan alıyordu. Parfümünün kokusu sert ve ağırdı. Fakat ben bu durumdan rahatsız değildim, aksine deli oluyordum.

"Kimi arıyorsun?" Gözlerimi hafifçe araladım ve gözlerine baktım. Oda karanlıktı ama dışarı da ki lambaların ışığı hafifçe evi aydınlatıyordu. Gözleri yüzümde oyalanırken kuruyan dudağımı ıslattım ve kısılan sesimle sorusunu yanıtladım.

"Ben... Ben bizimkilere bakmıştım ama bulamadım. Ne olduğunu hatırlayamıyorum ve senin neden burada olduğunu anlamadım. Beril'in evine gelmek de istemiyordum. Kim getirdi beni buraya? Diğerleri nerede?"

Elleri belimde dururken heyecanlanıyordum. Sakin olmalıydım. "Anıl bana vuracakken yanlışlıkla sana vurmuş. Anıl ile tanıştık ve gerçekten iyi çocuk. Seni buraya getirdik. Ben gidecektim ama Mert ve Anıl izin vermedi. Beril bu durumdan memnun olmadığı için evden çıkıp gitti, anlamadım. Zaten burada durmak gibi bir niyetim yok. Senin iyi olduğuna emin olmak için bekliyordum. Anıl ve Mert Beril'i getirir az sonra. Onlar gelmeden gitsem iyi olur. Başka merak ettiğin bir şey varsa sor sarı kafa." Gülümsedim.

"Hayır yok." Başını salladı ve benden uzaklaşmak için geri adım attı. Kolunu tuttum ve durdurdum. "Burada kalacak bir yerin yok. Nerede kalmayı düşünüyorsun gecenin bu saatinde?"

"Kalacak bir yer bulurum ben, merak etme sen." Dudağımı büktüm. "Bugün sen uzun yol geldin ve yoruldun Uras. Bu akşam burada kalsan olmaz mı? Hem ben merak etmem hem de gözüm arkada kalmaz."

"Beril'e rahatsızlık vermek istemiyorum sarışın. Eğer bir şey olursa beni araman yeterli." Başımı iki yana salladım.

"Eğer gidersen seninle konuşmam!" Çocukça yavrum karşısında gülümsedi ve elini kaldırıp yüzüme yaklaştırdı. Fakat yüzüme dokunmadan indirdi elini. "Neden dokunmadın yüzüme?" Patavatsız gibi sorduğum soru yüzünden kendime küfürler ettim. "Yani... Öyle demek istemedim."

"Kendini kötü hissedersin diye dokunmadım da senin bu çocuksu tavırları ne yapacağız ya biz?" Güldüm. "Konuşmam ama gerçekten! Beril'in haberi olmaz bana Özel ayarlanan odada beraber durabiliriz bence."

Bakışları bir süre yüzümde oyalandı. "Seni hak edecek ne yaptım bilmiyorum ama şükürler olsun ki şuan benimlesin Melis. Aramıza her ne kadar engeller girmiş olsa bile."

"Eee," dedim. "Bence benimle kalmayı kabul ediyorsun? Hem Beril sabahtan işe gidiyor. Seni fark edeceğini sanmıyorum." Başını salladı ve beklemediğim bir anda beni kendine çekip sarıldı.

"Özür dilerim." Titreyen sesi ile kaşlarımı çattım. "Seni hayal kırıklığına uğrattığım için, seni kaybettiğim için, aramıza engeller soktuğum için çok özür dilerim Melis. Ben seni kaybetmekten korkuyorum ve her seferinde seni kaybediyorum. Her şeyi öğreneceğim ve seni geri kazanacağım. Söz veriyorum sana." Titreyen elimi sarılmak için kaldırmıştım ama vazgeçip geri indirmiştim.

"Bizimkiler gelmeden odaya geçelim biz." Başını salladı. Arkamdan gelirken odanın kapısını aralayıp içeri girmesini bekledim. Odaya girdiğinde kapıyı kapatıp anahtar kilidini çevirdim.

Dolap kapaklarını açtım ve yere yatak açtım. "Yan yana yatarız diye düşünmüştüm." Gülmemek için dudağımı ısırdım. Bakışları dişlerim arasına aldığım dudağıma kaydı.

"Çok beklersin." Yatağı hazırladıktan sonra ayağa kalktım ve kendimi yatağa bıraktım. "Eğer yerde rahat edemezsen yatakta sen yat." Teklifime karşılık başını iki yana salladı ve yerde ki yatağa oturdu.

"Rahat ederim güzelim." Yanımda duran yastığı yüzüne fırlattım. "Güzelim falan ne oluyor? Sınırını bil kankam." Son kelimeyi bastıra bastıra söylediğim de kaşlarını çattı.

"Kankam derken?" Gülümsedim ve başımı yastığa koydum. "Baya kankam!" Kafama sert bir şekilde çarpan yastıkla çığlık attım.

"Hey! Hayvan herif çüş!" Başımı sinirle yastıktan kaldırdığım da göz göze geldik. O benim aksime ciddiydi.

"Kankam değil kocam." Göz devirdim. "Ben seninle evleneceğim." Ufak bir kahkaha atmam ile kafama tekrar yastık yemem bir oldu.

SEVSENE BENİ! | Yarı Texting Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora