YİRMİ BİR

25.1K 831 743
                                    

İğrenç elleri kollarım da dolandı. Yüzümü buruşturdum iğrenerek. Onun bana küçük teması bile midemi bulandırmıştı. Gözlerimi kapattım ve sesimi çıkarmamaya çalıştım. Eğer sesimi çıkarırsam Uras ve Duygu'ya zarar vereceklerdi. Titredim. Atakan tam sütyenimi tutuyordu ki güldü.

"Sevgilin için mi bu kadar cesursun?" Gözlerimi açtım ve iğrenç yüzüne baktım. Bakışları alayla bende oyalandı. "Ona zarar gelmesine izin vermem." Atakan büyük bir kahkaha attı.

Benden uzaklaştı ve ellerini sertçe birbirine vurdu. "Sadece bir oyundu. Sana dokunmak gibi bir niyetim yok ergen. Senin gibi liseliler ile olmaktan yana değilim. Ben olgunluktan yanayım."

"Bana dokunamazsın zaten Atakan. Sadece şuna değinmek istiyorum. Ergen ve liseli biriyle işim olmaz diyip de Lal ile beraber olman sence de çok orantılı değil mi?" Sertçe bana baktığında, Duygu ve Uras'ın dudakları yukarı kıvrıldı.

Tam karşıma geldi ve üstten üstten bana baktı. "Senin dilin fazla uzun ve bu benim hoşuma gitmiyor."

"Sence bu benim umrumda mı?" Güldü. "Kendi çevrende ki kişileri sorgulamaya ne dersin Melis? Belki de asıl düşmanın ben değil de yakınında ki kişilerdir, ha?" Ne saçmalıyordu bu?

"Anlamadım?" Tepkime karşılık gülümsedi ve yanda duran sandalyeyi ters çevirip oturdu. "Uras son zamanlarda çok değişik değil mi?" Evet öyleydi ama bazen insan kendini kötü hisederdi.

"Uras'ın bence sana anlatması gereken bazı şeyler var."

Bakışlarım Uras'a döndüğün de göz göze geldik. Sertçe yutkundu ve bakışlarını kaçırdı. "Sen onun hayatını bildiğine emin misin Melis?" Titredim.

Uras'a bir kaç adım atmıştım ki Atakan kolumdan tutup durdurdu. "Şşş, dur! Uras önce bir konuşmasını yapsın." Uras'ın ölümcül bakışları atakana döndü. "Haydi Uras." Keyifle kollarını birbirine doladı.

"Uras," dedim. "Ne saçmalıyor bu?" Atakan keyifle bizi izliyordu. Uzun süre sessizlik olunca Atakan ortaya küfür savurdu.

"Demek konuşmuyorsun ben başlıyorum. Bu Uras şerefsizi senin düşündüğün gibi biri değil Melis. O omzunda ki kan lekesini hiç sorguladın mı? Yada silah sesiyle beraber Uras'ın arkasına bakmadan gidişini düşündün mü? Peki o anda seni nasıl eve göndere bildi? O kıyametin ortasında seni yalnız nasıl bıraka bildi? Sana dokunacağımı söylediğim anda neden tek bir tepki vermedi? Düşündün mü hiç bunları?"

Olaylar peş peşe geliştiği için bunları sorma fırsatım olmamıştı ama hepsi aklımdaydı. Dolan gözlerim Uras'ın yüzünde oyalandı. "Ne oluyor burada?" Titreyen sesime karşılık Atakan bir süre yüzümü inceledi ve bu sefer sakin bir ses tonuyla açıklamaya başladı.

"Uras sana göre biri değil Melis." Neden demek istedim ama boğazım düğümlendi. Atakan ilerledi ve Uras'ın kolları ile bacaklarını çözdü. Uras öylece oturuyurdu. Atakan Duygu'ya eğildi ve onu kucağına aldı. Duygu çırpınmaya devam ederken Atakan söyleniyordu.

"Çırpınmayı kes sersem!" Yanımızdan uzaklaştıkların da öylece birbirimize bakıyorduk. Uras ayağa kalktı ve bana doğru bir kaç adım attı. Geriledim. Gerilemem ile durdu ve yüzüme baktı.

"Melis," dediği an ondan uzaklaştım. "Özür dilerim. Allah benim belamı versin ki özür dilerim. Ben böyle olacağını kestiremedim. İki gün önce bir haber aldım. Hayatımı komple değiştirecek bir haber. Lal bana o akşam acil buluşmamız lazım yazmıştı. Yanına gitmiştim ve bana o haberi verdi."

Titreyen ellerimi yumruk yaptım. "Ne haberi?" Bakışlarını yüzümden çekti ve nasıl diyeceğini düşündü sanki. Bana baktığında dolmuş gözlerine baktım.

"Lal," dedi ve bir kaç adım atarak yanımda durdu." Aklım almıyor nasıl oldu, nasıl gelişti inan bilmiyorum. Tek bildiğim hiç bir şey hatırlamıyor olmam. Lal hamileymiş Melis."

Hamile?

Bazı anlar vardır. Kendini en çaresiz hisettiğin an. Ne yapacağını bilemezsin ya, o zaman. Çok şey demek istersin ama diyemezsin. Bağırmak istersin yapamazsın. Karşına alıp sarsmak istersin yapamazsın. Sevdiğin kişinin ilk defa yalan söylemesini istedim ama değildi. Canımı yakmıştı bu.

"Babası öğrenmiş. Beni ertesi akşam adamlarını tutup dövdürdü. Üstümde ki kan ondandı. Yüzüme darbe yemiştim ama gelmeden önce sen korkma diye üstünü kapatmaya çalıştım. Zaten oda karanlık olduğu için görmemiştin de. Ben nasıl oldu bilmiyorum Melis."

Titredim. Yuva sandığım kişi benim yuvam değildi. Sevgilim dediğim kişi benim sevgilim değildi. 14 Şubat. Ben 14 Şubat'ta onun sevgililer gününü ailemi kaybettim diye kutlayamamıştım. İçimde bir boşluk olmuştu. O zaman kendisi bebek haberi alıyordu ve ben bunlardan habersizdim. Hemde daha 19 yaşında. Daha lise çağındayken.

"Susma, bir şey söyle." Yanından geçerken omzuna çarpmam ile sendeledi. Binanın kapısından çıktım ve oradan uzaklaşmak istedim. Buradan kurtulmam lazımdı. Hemde hemen. Atakan'ı görmem ile tam karşısında durdum.

"Telefonunu alabilir miyim?" Başını salladı ve telefonunu bana uzattı. Bakışları beni sorguluyordu ama ona tek kelime edeceğimi düşünmüyordum.

Beril'in numarasını ezbere bildiğim için hızlıca ona bir mesaj attım. Buraya yakın bir yere konumu attım ve altına bir mesaj düştüm.

Melis|
Beni buradan alır mısınız?

Melis|
Ankara'ya dönmek istiyorum

Melis|
Bu gece




SEVSENE BENİ! | Yarı Texting Where stories live. Discover now