Hurricane | Minsung

[13]

Oturur pozisyona geçtim.

"Deme böyle. Beraber okuyacağız. Hayatıma biranda girdin ve bana ilk duygularımı hissettirdin Min. İnan bana, içimdeki o çocuğu neşelendiren sensin."

Yaklaşıp sarıldı sonrasında.

"Sen hep o içindeki çocuğu yaşat olur mu? Yanında olduğum sürece kimse sana zarar veremez."

Yanağıma, boynuma, dudağıma öpücükler bırakıyordu belime sarılırken.

Fazla güzelsin Lee Minho,

Benim pisliğimde kirlenemeyecek kadar güzel.

"Şimdi ne yapacaksın?"

"Heeseung'u vuran Taehyung'du, gördüm. Kendini fazla akıllı sanıyor, tek zaafı Jennie. Parkın çarprazında yıkık, terkedilmiş bir ev vardı hatırlarsan. Jennie'yi oraya çağıracağım, ki tıpış tıpış gelecek. Taehyung da risk almamak için Jennie'nin arkasından gelecek."

"Bir taşla iki kuş yani?"

"Aynen öyle. Biz ona tek bıçakla iki mezar diyelim."

Gülümsedi sonra.

"Ne zaman peki?"

"Yarın gece."

-

"Hoşgeldin aşkım."

"Hoşbuldum bebeğim."

İçeri giren Minho'ya sarıldım. Aradan geçen bir günde dinlenmemi söylemişti. Şimdi de işten çıkıp buraya gelmişti. Gece için benimle gelmekte ısrarlıydı.

"Hoşgeldin enişte!"

Dedi Beomgyu gülerek. Göz devirdim.

"Hoşbuldum Beomgyu."

Salona doğru geçip oturduk. Minho, Ryujin ve Soyeon'un da gelmek istediğini söyledi. Ne kadar itiraz etsem de kabul etmiyorlarmış.

"Haberleri gördünüz mü?"

Dedi Beomgyu. Kafa salladım. Yuna'nın ölüm haberinin yapıldığı kanalı açtı. Delil bulmakta zorlandıklarını, hâlâ katili aradıklarını söylüyorlardı. Bir de hayranlarının ne kadar üzüldüğünü gösteren videolar.

Vah vah ne yazık.

"Bu arada Jis, Taehyun ile ilgili bir şeyler araştırmamı istemiştin. Ama nereye baksam Taehyun hakkında pek bilgi bulamadım. Sadece yakın çevrede oturduğu bilgisi var."

"Sorun değil, tahmin etmiştim. Gizlenmeye çalışıyor."

...

"Hadi gidelim."

Ben, Minho, Soyeon ve Ryujin ilerlemeye başladık. Saat gece yarısına yakındı. Bilerek bu saatleri tercih ediyordum çünkü sokaklar genellikle boş.

"Gelecek değil mi?"

Diye sordu Ryujin.

"Gelmek zorunda. Saçlarından tutup taşlı zemine sürtmek istiyorum onu."

Soyeon resmen hırsla konuştuğunda bakakaldık. Gerçekten bize bile gerek yoktu belki.

"Soyeon, çok istediğin için ilk sen karşılacaksın Jennie ile. Ortam karanlık zaten. Yukarı çıktığımızda sen tek bekleyeceksin, biz kolonların arkasında olacağız. Sonrasında sana yardıma geliriz zaten."

Soyeon onayladığında yaklaştık binaya. Gerçekten yüksekti. Sadece kolonlarla ayakta duran, terkedilmiş binanın 2.katına çıkmak için merdivenlere adımladık. Birilerinin olup olmadığına bakıyorduk aynı zamanda.

"Burada dur sen Soyeon. Ryujin, sen bizim karşımızdaki kolonlardan birinde dur. Biz de Soyeon'un arkasında kalan kolonlara saklanacağız. Dikkat edin, gözükmeyin."

Herkes yerini aldığında Soyeon ortada bekliyordu. Kenarından gelen olup olmadığına baktım. Gözüme sokağın köşesindeki beden çarptı.

"Geliyor."

Diyerek fısıldadım. Jennie'nin ayak sesleri merdivende yankılandığında ses çıkarmamaya özen gösterdim. Jennie, kata korkakça ayak bastığında Soyeon ile karşı karşıya kaldılar.

"Hoşgeldin Kim Jennie."

Sinsi bir gülümsemeydi bu.

"Beni nereden tanıyorsunuz?"

Bir avukata göre fazla güçsüz ve savunmasız.

"Tanımamak mümkün mü? Senin gibi..."

Bir kaç adım ilerledi Soyeon.

"...iğrenç bir zorbayı."

Sadece avukatlığınla tanınmıyorsun Jennie.

"Seni Jisung gönderdi değil mi? Karşıma çıkamayacak kadar korkak çünkü."

Soyeon'un bu seferki gülümsemesi sinirdendi.

"Ben bizzat kendim gelmeyi istedim. Senin için en iyisi olan bir şeyi yapmayı planlıyorum da."

Aralarında çok mesafe kalmamıştı. Ama bir şey farkettim.

Jennie'nin belindeki bıçak.

Korkuya kapılmıştım. Lakin sonrasında Soyeon'un da bakışlarından farkettiğini anladığımda rahatladım. Bunun bilincindeydi.

"Neymiş o?"

Dedi Jennie. Soyeon cevap verdi.

"Seni öldürmeyi."

-------------------------------------------------------------
woaaa selamlaarrr yazariniz varya cok ibnelik yapiyo insan tam gerilirken bitirir mi bolumu ya🙉 bir sonraki bolum belki yarin aksam gelir ayrica sarkiyi da thereveluvie hesabi ficin sarkisi olarak ilan etti💃 opuldunuzz!!🫧