[9]

46 6 70
                                    

"Adresi buldum."

"Harikasın Beom."

Yuna'yı aradığımız günün ertesi akşamıydı. Tüm ekip yine bizdeydi. Ve tahmin edildiği üzere Yuna dün akşam telefonu suratımıza kapatmıştı.

Fazla amatörce.

Beomgyu kendi laptobundan, ben de kendiminkinden araştırıyorduk. Ortadaki masada gazeteler, dergiler ve fotoğraflar doluydu. Heeseung, Niki ve Sunoo üçlüsü yerde bağdaş kurmuştu. Ryujin ve Yuna da yandaki koltukta, Minho da yanımdaydı. O not almakla meşguldü.

"Yuna defilelerini, haftada 2 gün olarak düzenli yapıyor. Çarşamba ve Pazar."

Minho'ya dönerek söylediğimde, deftere not aldı. Ama farklı sayfaya bir şey daha yazdığını farkettim. Sonrasında sadece benim görebileceğim şekilde gösterdi. İçimden okudum.

'Odaklandığında ve ciddi olduğunda çok çekicisin.'

Yarım ağız sırıttıktan sonra döndüm. Ardından Soyeon'un sesi duyuldu.

"Gençler! Bir şey bulduk."

"Ne buldunuz?"

"Kim Jennie'nin telefon numarası."

Ryujin söylemişti haberi.

"Fotoğraflarına, röportajlarına bakılırsa asla göründüğü gibi biri değil. En küçük zaafında yıkabilirim. Açıkçası Jennie denen kıza meydan okumaktan çekinmem."

Soyeon konuşmuştu. Bir bakıma haklıydı. İkisi de otoriter kadındı. Lakin Jennie'nin insanlardan sakladığı sırları vardı.

Ve Soyeon'un bunları zevkle, acımadan gün yüzüne çıkaracağından emindim.

"Hepiniz mükemmel iş çıkardınız. Bugünlük yeter bu kadar."

"Peki, ilk hareketimiz ne olacak?"

Minho'nun sorusuyla yanıtladım.

"İlk olarak, yarın Yuna'nın defilesi var. İlk hedefimiz o çünkü farketmeden bir çok şeyi verecek bize. Bekar olduğu âşikar. Ryujin, Yuna'nın defilesini izlemeye gidip hayranmış gibi davranacak. Senin için uygun mu Ryujin?"

Kafa salladığında devam ettim.

"Tanışmayı dene Yuna ile. Alabildiğin kadar bilgi al. Sonrasında karşısına ben çıkacağım."

-

"Hadi bakalım Ryujin."

İşten çıktıktan sonra defilenin önüne geldik. Minho ve Soyeon da vardı yanımızda. Soyeon, Ryujin'i yalnız bırakmayacağını söylemişti.

"Soyeon, biz gidelim. Sen de dikkat et."

"Tamam tamam, merak etme."

Sonrasında Minho ile yanından ayrıldık.

"Gel biraz oturalım parkta."

Minho'nun dediğiyle biraz yakınımızdaki parka doğru ilerledik. Akşam üstü olduğu için gün batımı gözle görülürdü. Park boş olduğundan sevinmiştim. Biraz köşede olan banka oturduk.

"Tüm bunlar bittikten sonra, ne yapmayı planlıyorsun?"

Minho'ya döndüm.

Hurricane | MinsungWhere stories live. Discover now