3.2

1.1K 66 55
                                    




hello devam ediyoruz bu kitabaa çünkü neden olmasın ama birkaç bölüm sonra final olur çünkü diğer kitaplara başlamam gerek iyi okumalarr


"Uyut o zaman,"

derin bir nefes alıp vücudunu yatağa ittirdim, üzerine aynı tempoyla eğilip elimi tişörtünün yakasına yerleştirdim. tereddüt etmeden yüzüne yaklaştırdım yüzünü hareketlerimi oldukça ağıra alıyordum yavaşlatabildiğim kadar yavaşlatıyordum. dudağımı, dudağına sürttüm. tüm vüvuduma işlemiş olan ateşindende kaynaklı dudaklarının sıcaklığına kapılıp tekrar yaklaştırdım bu sefer dudaklarını benimkilerin içine alarak öpüyordum. hasta olduğundan çok abartmamak adına geri çekildim.

üzerinden kalktığımda gözlerinin kapanıyor olmasını görünce gülümseyip kendi yatağıma atıldım. odaya ayça'nın da çok geçmeden girmesi ile beraber ışıklar söndü ve derin bir sessizlik çöktü odaya.

sabah erkenden uyanmıştım, elimi yüzümü yıkayıp günlük işleri yapınca hemen mile'nin yatağının başına oturup kontrol ettim ateşini. fena değildi biraz düşmüştü. umarım bir şeyi kalmazdı. çıkardığım seslerden uyanmıştı. iki elini de kulağımda birleştirip kendisine çekti ve dudağımı sertçe öptü. "Günaydın annee"

utanmıştım, hızlıca ayça'ya döndüm bakmamasını umarak. hala uyuyor olmasını görünce rahatlayıp mile'ye döndüm. "Anne falan ayıp oluyor. ve günaydınn" bende yanağını öptüm yumuşak bir şekilde. "Annem gibi davranıyorsun ama." dedi kaşlarını çatarak. "Hayır, sevgilin gibi davranıyorum." dedim kıkırdayarak. "Vay anasını.. nasıl oluyor o?" sırıtarak karşılık verdi.

yüzümü yaklaştırıp dudağını öpecekken vazgeçip, "Hep böyle yapıyorsun! Bak yine oyuna geldim."

"Hadi amaa az kalmıştı!" dedi yakınarak.

"Bebeğim, ben seni her zaman öperim ama sağlıklı değilmiş."

"Ben sanki çok sağlıklıyım şuan." fısıldayarak söylese de duymuştum. "Efendim?" diyerek masumane bakışlar sergiledim, "Bebeğin miyim gerçekten?" kıkırdayarak yataktan kaldırdım, lavaboya götürüp elini ve yüzünü yıkamasına yardımcı olacaktım. kapıda beni durdurup, "Tuvaletimi de mi yaptıracaksın?" dedi alayla sırıtarak.

"Bak ben nelerle uğraşıyorum senin düşündüğüne bak!" dedim kıkırdayarak ve tuvalete ittim yavaşça.

o lavabodayken bende gidip üzerimi değiştirdim ve antrenman çantamı hazırladım. çıktığında merakla yanına gidip "İyisin değil mi bugün?" diyerek sordum. "Hiç olmadığım kadar iyiyim." diyerek yanıtladı. son kez başını kontrol ettim gerçekten işe yaramıştı ilaçlar hastalığını önlemişti tabi bugünde önemliydi iyi bakmak lazımdı. "Tamam hazırlan kahvaltıya inelim ilaçlarını da al yemekten sonra." dedim elimi alnından yavaşça yüzüne sürterek indirirken. başını sallayıp onayladı ve dediğimi yaptı.

santarelli bugünde mile'yi oynatmayacağını söyledi, bencede gereken buydu dinlenmesi lazımdı ben oynardım onun yerinede. bugün daha fazla yük almam gerekiyordu belki ama değerdi.

maçı yenmiştikk ve inanılmaz mutluydum enerjim bile yerine gelmişti otobüste ayakta danslar ederek gidiyorduk. herkes beni kutlamıştı otele döndüğümüzde bugün tüm hırsımla son derece güçlü hücum sayılarım vardı ve 19 sayıyla kapatmıştım 3-0 lık bir skordu üstelik.

istanbula dönüyorduk (normalde bir maç daha var onu atladım hızlı ilerleyelim) istanbulu özlemiştim, ailemi arkadaşlarımıı gerçi arkadaşlarımın çoğu burdaydı ama onlarla istanbulda eğlenmeyi seviyordum. tek bir şeyi özlemedim sanırım istanbul ile ilgili

gelen mesaj sesiyle telefonuma gömdüm kafayı, ben bu kızı sessize almadım mı ya? sms ile atmış gerçi manyak! evet özlemediğim şey tam olarak buydu

-Mesajları görmüyosun ebrar

hayret ilk defa bana canım cicim cümlesiyle yaklaşmadı neler oluyor mübarek?

-Yarın eğleniyor muyuzz?

-Düğüne geliyon umarımmm ebrarım

ya ben daha yeni dönüyorum zaten ne düğünü ya?

--bakarız ya yorgunum biraz

yazarak geçiştirdim ve telefonu kapattım, önümdeki televizyondan bir film açıp yolculuk boyunca onu izledim.

uçaktan iniş yaptığımızda beni ilk karşılayan annem oldu. geleceğini söylemediğinden şaşırmıştım ve beklemiyordum hatta balıkesir'e uğrayıp yanına gidecektim. buna gerek kalmamıştı koşarak boynuna sardım kollarımı. özlediğim hislerdendi çin' gitmeden öncede iki hafta boyunca görüşememiştik.

uzun bir süre bunu devam ettirdikten sonra annemi fazla boğmamak için geri adım attım. bize doğru gelen mile'ye kaydı gözlerim. annem görmüş müydü acaba biliyor muydu bizi? ne diyecekti...

kafasını bu türden sorular meşgul ederken, mile yanımıza gelmişti. annem ile birkaç cümle kurup konuştular. tamam sanırım annem biliyordu... ve mile tam yanımızdan ayrılacakken "kızım bize gel akşam yemeğine oturalım tanışıp konuşalım." dedi. gerilmiştim hatta utanma işlevine evrilmiş bir gerilmeydi bu. anneme kısaca napıyorsun der gibi bir bakış attım, o da bana imalı bir bakış gönderdikten sonra mile annemin elini öptü. allahım!

sonra bana döndü, ne yapacağımı şaşırdım önce bir anneme bir mile'ye baktım sonrada yanağına ufak bir öpücük kondurup "görüşürüz," dedim.

sırıtıp, ufaktan eliyle hafifçe kavradığı belimi sıktı ve yanımızdan ayrıldı. annemle tek kelime bile konuşmadan arabaya gittik bizde olduğumuz yerden ayrılıp.

^

akşam için hazılıklar yapılıyordu evde. annem bu tür şeylere dikkat ederdi, gerçekten güzel yemekler yapıp misafirlerini iyi ağırlardı. buna da o şekil hazırlanıyordu. sofraya yemekler dizmişti, kokularını alır almaz açlığımı hissetmiştim elimi masadaki zeytinyağı sarmasına uzattığımda annem sertçe ittirip kızgın bir tonda söylendi.

açtım ama bir tane alsam nolcaktı sanki? hem mile'nin gelmesine daha vardı. odama gidip üzerimi değiştirdim mutfaktan yaranamayacağımı anladığım zaman. aynada kendime son bir kez çeki düzen verip. salondaki koltuklardan birine oturup mile'ye mesaj atmaya karar verdim.

-Nerde kaldın?
-Açım ve annem sen gelmeden yemeklerine el sürmeme izin vermiyor.
-Çabuk gel

kesinlikle ona çabucak kavuşup özlemimi giderebilmem için değildi bu yakınmalar gördüğünüz gibi yemek içindi..

iki dakika sonra gördü mesajımı
-Yemek için beni bekliyeceksin yani
-Bunu sevdim
-Biraz daha bekle

yüzümü asıp sohbetten çıktım.

uykum gelmişti artık 25 dakikadır kıçımı kaldırmadığım koltukta otururken yayılmış uyuyacak gibi de bir hal almıştım. gözlerimin kapanmasına da izin vererek kestirmiştim.

dudaklarıma konan bir öpücük ya da sadece bir temasla uyandım ne olduğunu görememiştim ama bu hissi daha önce tatmıştım. açtığım gözlerle biliyordum demem bir oldu onu beklerken uyuyakalmam yetmiyormuş gibi birde buna şahit olmuştu.

𐦂

bittiy

karamel/ EbGas Where stories live. Discover now