Bölüm 54: Değişimin başlangıcı (2)

434 35 4
                                    

Toplantının yapıldığı salonda Dük Ernest, yüzünde hoş olmayan bir ifadeyle oturmuştu. Abel Heilon yüzünden sinirlenmişti. Abel, onun, en nefret ettiği kişiydi. Yeni bir prens getirdiği için bu nefret, her zamankinden daha da fazlaydı.

Başlangıçta, beş aile arasında, veraset savaşında taraf tutanlar Ernest ve Erez ailesiydi. Veliaht Prens Enoch'u destekliyorlardı. Diğerleri tarafsız kalmıştı. Ama birden bire Heilon yeni bir prens getirdi. Abel'in bu adımı, Veliaht Prens'i destekleyenlere karşı topyekün savaş ilanıydı. Ancak bunu açıkça söylememişti, yine de bu bir bildiriydi.

Tabii ki, Prens Sigren'in daha dezavantajlı bir durumu vardı. Ama, arkasındaki insanlar önemliydi. Yasal eşin soyundan bile desteği yoktu, ama Abel ve Heilon ailesi onu destekliyordu.

Dük Ernest, onlarla yüzleşme fikrinden pek hoşlanmıyordu.

'Güçlü, görkemli bir Veliaht Prens varken, başka bir prense destek olmaya nasıl cüret edersin?! Ne kadar da ukala!'

Veliaht Prens söz konusu olduğunda, Dük Ernest her şeyi çok iyi biliyordu. Veliaht Prens'in de mükemmel olmadığını biliyordu.

Veliaht Prens sık sık kazalar yaşardı. Bunun tamamen farkındaydı çünkü veliaht prensin diğer ailelerden bir kadına dokunması nedeniyle şikayetler alırdı. Aslında, kendisinin hallettiği epeyce bir vaka olmuştu. Böyle durumlarda Veliaht Prens'in kazalarını yatıştırmak için tehdit ve para kullanırdı.

'Veliaht Prens sadece genç bir çocuk. Biraz yaş aldıkça muhakkak akıllanacaktır.' Dük Ernest böyle düşünüyordu.

"Heilon Dükü geldi."

Dük Ernest, hizmetçilerin sesiyle düşüncelerinden ayrıldı.

Abel Heilon, nefes alır gibi kibirli bir gülümsemeyle odaya girdi. Yanında henüz yeni yetişkin olmuş asil bir kız vardı.

Abel etrafına bakarken oturdu. "Sonuncuyum gibi görünüyor."

Dük Ernest, memnun olmayan bir yüzüyle Abel'e baktı. Beş aile toplantısına katılabilen kişiler sadece aile fertlerinin reisleriydi. Katılamayacakları gibi özel durumlar ortaya çıkınca veya aile reisi ailenin varisini tanıttığında mirasçılar yedek olarak gelirdi. Abel ailenin yeni bir varisini tanıtma niyetini ifade ettiği için onunla birlikte gelen genç bayanın Heilon ailesinin varisi olduğu görünüyordu. Ancak, Dük Ernest ona ne kadar bakarsa baksın, sadece güzel bir yüzü vardı. Karıncayı bile öldüremeyecek kadar iyi büyümüş güzel bir kız gibi görünüyordu.

'Dük ne düşünüyor? Bu bizim için bir tür tuzak mı?'

Dük Ernest sırıttı. Zaten her şeyi tahmin etmişti. "Yanındaki genç kızın kim olduğunu merak ediyorum, Dük Heilon. Burası sadece aile reisi ve varislerinin katılabileceği bir yer"

Abel hafifçe omuz silkti. "Bende onu size tanıtmak üzereydim. Bu çocuk Fiona Heilon. Benim halefim."

"Dük Abel Heilon'un biyolojik bir kızı mı var?" Abel'in yanında oturan Erez Markisi yüzünde bir gülümsemeyle bunları söyledi.

"Hayır. O evlatlık bir kız."

Dük Ernest ve Marquis Erez hızla ifadelerini değiştirdiler. Halef olarak bir kız daha önce hiç duyulmamıştı ve daha da fazlası, gerçek kızı bile değildi. Ne demek istiyordu?

"Peki, o zaman, onu hangi aileden evlat edindin?"

Abel, Fiona'ya baktı ve ondan konuşmasını istedi.

I Become The Wife of The Male Leadحيث تعيش القصص. اكتشف الآن