ciao, amore

232 46 30
                                    

kısa süre sonra, ingiltere'de büyük bir savaş gerçekleşiyor.

christopher kendi ülkesine, savaşa yardıma, gitmek için hazırlanıyor ve sadece o değil ordudaki birçok asker savaşa gitmeye razı. haliyle minho gitmesini istemiyor ama christopher ülkesini savunduktan sonra sapasağlam geleceği konusunda oldukça emin. bu konuda yeminler bile ediyor.

sarayın kuytu köşe yerlerinde buluşuyorlar çoğu gün. minho, çok kez öpücükler çalıyor sevgilisinin dudaklarından. hatta babası ingiltere kralı ile konuşma yapmak için ingiltere'ye gittiğinde anlık bir cesaretle eri kendi odasına çıkarıyor. ilişkilerini bir adım öteye taşıyor, günahlarına bir yenisini daha ekliyor. pişman olduğu söylenmez, bir değil bin fırsatı daha olsa christopher ile tekrar tekrar sevişmeyi seçeceğinden oldukça emin.

askerlerin ingiltere'ye gideceği günden önceki gece, prens ve genç er zindana inen koridorda buluşuyor. christopher, döneceğine dair söz verirken yine yaz yağmurları eşlik ediyor onlara. ancak bu sefer yağmur ıslatmıyor bedenlerini. yalnızca sesi duyuluyor.

"yine yağmur yağıyor.." diyor prens buruk gülüşüyle. yaşlı gözleri koridoru aydınlatan meşalenin turuncu ışığıyla parlıyor.

"yaz yağmurları bizi seviyor olsa gerek." prensin ellerini tutuyor er. minho'nun aksine, acıdan ırak bir ifadesi var onun. gidişinin dönüşü olacağını biliyor. bir yaz vakti, yeniden dönecek sevgilisine.

kızıl ağlamamak için dudaklarını ısırsa da fayda etmiyor. gözyaşları yavaştan damlıyor tenine. bu sefer parmak uçlarıyla sevgilisinin gözyaşlarını silen, ağlamaması gerektiğini söyleyen taraf christopher. yağmur sesi şiddetleniyor.

yalnızca ikisinin olduğu, meşalelerin aydınlattığı koridorda prensi öpmemek için hiçbir beis göremiyor, veya görmezden geliyor. uzun uzun öpüyor kızılı. şimdiden aklında, ingiltere'deyken prense yazacağı fakat gönderemeyeceği mektupların cümleleri.

prensi, taştan duvara yaslıyor. eşsiz kokusunu ciğerlerine dolduruyor. savaşa gitmeyi çok istese de bir yandan korkuyor. ölmekten değil, kızıl prensi özlemekten deli gibi korkuyor. minho'ya en başından beri bağlanmaması gerektiğinin, hatalı olduğunun farkında ama geri duramıyor sevmekten. aşkın büyüsüne kapılıp duruyor ve kendini kurtaramıyor. kurtaramayacak da.

"ne olursa olsun, çok mutlu ol prensim. mutluluktan bile olsa, dolmasın o güzel gözlerin."

"sen yanımda olmazsan, nasıl mutlu olabilirim?" gözyaşları içinde konuşmaya ancak fırsat buluyor kızıl. dilhuna dönüyor birkaç günde acısından. tıpkı bir nevha-ger gibi ağlıyor. ayaklarına kapanmak istiyor erin. gitmemesi için yalvarmak istiyor, yapamıyor.

ismini koyamadığı bir acı hançer misali döşüne saplanıp kanını akıtıyor. kanı christopher'a bulaşıyor, onu da zehirliyor.

sözler anlamını yitiriyor. sessizliğe boğuluyor bütün cümleler. imkansızlığa yazılmış bir aşkın kurbanı oluyor minho ve christopher. aşklarının ateşi ikisini de cayır cayır yakıyor, sağ çıkan olmuyor alevlerin arasından. büyüdükçe büyüyor acımasız yangın.

başını erin boynuna gizliyor prens. orada konaklıyor bir süre. minho şimdi doyasıya koklayabildiği kokuyu unutmaktan korkuyor, christopher nasıl minho'yu özlemekten deliler gibi korkuyorsa minho da unutmaktan korkuyor.

er, prensi için en uygun hitabın avcı olduğuna karar veriyor o an. christopher'ı en savunmasız haliyle avlayan bir avcı oluyor minho, christopher ise aynı zamanda hem onun avı hemde kurtarıcısı.

ayrılık vakti geliyor. christopher yavaşça uzaklaşıyor prensten. kapıya doğru ilerliyor. yağmur hâlâ sürüyor dışarıda. gülümseyerek, ardında bıraktığı kızıla dönüyor.

prens yüzünü sırılsıklam eden yaşlarıyla gülmeye çalışsa da başarısız oluyor. titreyen dudaklarından bir tek cümle dökülüyor. "yaz yağmurunda seslen bana."

genç er tanıdık cümleye bir damla gözyaşı bırakıyor, bu onun gece boyunca döktüğü ilk gözyaşı. prense son sözlerini söylemeye hazırlanıyor dudakları. ne diyeceğini bilemiyor evvel, lafı ağzında geveleyip duruyor. daha sonra sessizce mırıldanıyor.

"ciao, amore.."

lee minho fransızca bilmiyor ve sevgilisinin ona söylediği son sözleri asla öğrenemiyor.

ciao, amore✓Where stories live. Discover now