16.Bölüm

4 5 0
                                    

Hepsi benim suçumdu anlık ağzımdan çıkan yüzündendi.Ağlıyordum kapıya vuruyordum yumruklarımı,ellerim kanamıştı beni tutmaya çalışıyorlardı.Ambulans geldi Aden'i hızla ambulansa aldılar.Arkasından biz de hızla arabaya bindik.

Korkudan titriyordum.Gözümü kapattım ve derin derin nefesler aldım bir şey olmayacaktı.
Gözümün önüne ablamla çizgi film izlediğimiz an geldi.O gün ablamın doğum günüydü ve biz çok mutluyduk.

Annem ona kolye almıştı ama devamını istesem de hatırlayamıyordum.Gözümü geri açtım hastaneye yaklaşmıştık.Devamını hatırlamak için elimden geleni yaptım ama bu ihtimalsiz gibiydi adeta,bunu psikoloğa sorduğumda insanlarda travma yaratan olayı insanlar bazen hiç yaşanmamış gibi silerdi o an hafızasından silinirdi ama benim anlamadığım neden ablamın doğum günü benim travmam olsun ki.

Beynimi karıştıran milyon düşünceyi aklımdan sildim ve hızla arabadan indim.Olabileceklere hem bedenen hem de ruhen hazır değildim.

Ayaz koşarak hasteneye girdi ve Aden'in peşinden ilerledi biz de hemen arkasındaydık.
Sare hızla gelen telefonu açtı ve konuştuğu kişiyi yüzünde mutsuzlukla dinledi.

Durduk ve Sare'nin bir şey demesini bekledik.
Sare telefonu kapattı ve bize döndü içimde büyük korku vardı."Kolyeyi bir kızın boynumda bulmuşlar ama kız beş yaşında küçük bir çocukmuş,ve kolyeyi vermemek için inatlaşıyormuş,zorladıklarında da kolyeyi sertçe yere atmış kolye paramparça bir hal almış."

"Sen şaka yapıyorsun di mi?"dedi Yağız yüzüne donuk bakışlarını yolladı.Vücudum titredi, ellerimle yüzümü kapadım ve derin nefesler aldım.

"O kolyeyi tamir etmezsek olacakları düşünmek istemiyorum"dedim ve gözümden düşen bir yaşı hızla sildim.Ağlamaktan çekinmezdim erkek adam ağlamaz tarzı cümlelerde bana çok saçma gelirdi mutluluk da nasıl bir duyguysa ağlamakta öyleydi,sevincini nasıl gülerek gösteriyorsan üzüntünü,acını ağlayarak gösteriyordun ve bir erkek olduğum için bu durumda ağlamayacak mıydım?.

Yine her zaman yaptığım gibi olanları düşünmemek için saçma sapan düşüncelerle aklımı bulandırıyordum.

Aden'in muayenesi yapılıp odaya alınmıştı sakinleştirici vurulmuş ve bize psikolojik olarak destek vermemizi istemişlerdi.Sürekli ona mutlu olduğu şeyleri hatırlatıp aklından düşüncelerini silmemizi istemişlerdi kolay sanıyorlardı ben onu bir sene denemiştim.

Ağlamış,yalvarmıştım,her şeyi denemiştim.

Odasına sırayla girmemizin daha iyi olacağını söylediler.İlk benim girmemin daha iyi olacağını söylediler ama ben kendimden bile nefret ediyordum ona o anları hatırlattığım için.

Odaya mutlu bir şekilde girdim."Ablacım"
dedim ve sevinçle yatağın yanındaki koltuğa oturdum."Nasıl oldun?"dedim ve saçlarını sevdim.

Beklemediğim bir hareketle Aden beni sarmaladı ve ellerini saçlarımda gezdirdi."Sana çok şey yaşatıyorum"dedi ve gözlerimin içine çok derin baktı."İyisin"dedim gözümden akan yaşla."Deniyorum gözümün önüne geliyorlar Emre,gözümü kapatmaktan çok korkuyorum"
dedi ve ağlamaya başladı.

"Sana bir şey soracağım"dedim boğazıma bir acı bulaştı.Yapmalı mıydım?.O düşüncelerden kaçmasına rağmen ben ona onla alakalı bir şey sormalı mıydım?.

"Küçüklüğümü hatırlıyorum zorlarsam ama doğum gününü hatırlayamıyorum neden?"

Aklına bir şeyler gelmiş gibi başını salladı kendine gelmeye çalıştı ve benim gözlerimi buldu yine gözleri,bu hali beni o kadar yıpratıyordu ki.

"O gün annem ve babamın öldüğü gündü"dedi ve nabzını ölçen cihaz nabzının hızlandığını gösteriyordu.Bir dakika ne demişti.Gözlerim büyük hayretle açıldı ve gözlerimden yaşlar aktı sırayla.

"Aabla"diyebildim.Şu an bunu sorgularsam nabzı daha artacaktı."Hatırlıyor musun bana aldığın oyuncağı bak onu getirdim oynarız diye"dedim ve cebimden arabayı çıkardım.

Aslına bakılırsa o hep yanımda olurdu çünkü o araba benim için aileyi temsil ederdi ve o aile benim için ablam ve benden başka bir şey değildi,asla yanımdan ayırmazdım onu nedenini bilmesem de o araba benim için bir arabadan daha fazlasıydı.

Arabayı eline aldı ve inceledi uzun süre elinde döndürdü biraz sohbet ettirdim ve nabzı düzene girdi derin bir nefes verdim.

"Biraz daha durursam diğerleri meraktan ölebilirler ben gideyim olur mu?"dedim ve saçlarını öptüm.

"Emre sen benim en değerlimsin beni hiç bırakmazsın di mi?"dedi gözünden akan yaşla.
Şaşkınlıkla ona baktım."Asla bırakmam ama bunu sana ne düşündürdü?"

"İçimde berbat hisler var"dedi ve başını omzuna düşürdü.Yanına ilerledim ve sıkıca sarıldım."Aldığım her nefeste yanında  olacağım seni koruyacağım,seni seveceğim ve hep ailen olacağım"

"Sana iyi bir aile olamadığımı hissediyorum son zamanlarda"dedi ve biraz daha ağladı.
"Şu an bunu konuşmayalım çünkü böyle bir şey düşünmen bile çok saçma sen beni büyüttün,
her anımda yanında oldun,ailem oldun tek varlığım,değerim sensin"

"Şu anda sadece seninle durmak istiyorum sen ol istiyorum yanımda sadece sana ihtiyacım var şu an"dedi gözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki.İlaçların etkisi onu çocuk gibi yapmıştı.

"Diğerleri üzülür ama ben yine geleceğim tamam mı?"dedim ellerimi yüzünden çektim.
"Tamam"dedi başını salladı ve arkamdan hüzünle baktı.

Odaya sonrasında kimseyi dinlemeden Sare daldı.Kapıyı kapattı.Diğerlerinin bana nasıldı sorularını cevapladım.Atak geçirmediğini kendinde olduğunda konuştuğunu ama gözünü kapatmaktan çok korktuğunu gözünü kapattığında o ana döndüğünü söyledim.

Sare çıktığında çok mutluydu heyecanla yanımıza geldi ve çocuk gibi tavırları çok tatlı ve kendinde dedi.Sonra odaya Yağız daldı.
Bir süre sonra Yağız da çok mutlu döndü.
Diğerleri geldi ve Güneş,Lavin,Oğuz,Umut,Asel derken sona Ayaz kaldı.

En sona kalmayı tercih etmişti pek girmek istemiyordu ne konuşacağını bilmiyor gibiydi.
Girip girmemek arasında tereddütteydi,
korkuyordu.

Kolundan tuttum ve beraber odaya girdik ilk beni gördü sevindi sonrasında Ayaz'ı gördü ve yanaklarına kan geldi adeta.Ablam Ayaz'a aşıktı ne halde olursa olsun.Ayaz da belli ediyordu ama ikiside birbirine olan sevgilerini kabul etmiyorlardı.

Ayaz yanında ki koltuğa oturdu bende onun yanındakine oturdum."Nasıl oldun?"dedi Ayaz yüzünde korkak ama heyecanlı bir gülümseme vardı.Belki sinirlenmem lazımdı belki kıskanmam ya da üzülmem ama son zamanlarda anlıyordum da en çok ben istiyordum onların olmasını ablamın mutlu olmasını,en çok ben haksızlık etmiştim Ayaz'a beni kardeşi gibi gördüğünü fark edememiştim.

Büyük bir özüre ihtiyacı vardı."İyiyim"dedi Aden mutlulukla."Sana çikolata almıştım yemek ister misin?"

Aden biraz utanmayla başını salladı.Ayaz cebinden Aden'in en sevdiği çikolatayı çıkardı.
"Şu kıza çikolata dışında bir şeyler yedirmezsen açlıktan bayılacak"dedim şakayla ikisinin de gerilmesi engellemekti amacım.

"Haklısın ya da boşver bekle ben bir şeyler alıp geleyim"dedi ve Ayaz ayaklandı."Şaka yapıyorum ver kıza çikolatasını ya"dedim ve gülerek onları izledim.

Aden daha da utanmış bir şekilde bana baktı.
Gülümsedim tüm içtenliğimle.Çikolatasını yedi bir süre sohbet ettik ve bir anda Aden'in dediğiyle hem Ayaz hem ben dona kaldık.

"Kolyeyi buldunuz mu?"bu cümleye nasıl karşılık verebilirdik.Ayaz bana baktı bende Aden'e ne diyecektik,annemden ona kalan tek şeyin küçük bir çocuk yüzünden paramparça olduğunu mu,onun için en değerli eşyasının mahvolduğunu mu?.

Belki de annem o kolyeyi neler diyerek vermişti Aden'e.Gözlerimi kapadım derin bir nefes aldım Ayaz benden bekliyordu o açıklamayı çünkü Aden'e söylemeye onun cesareti yoktu.

❤️‍🩹

Yanlış Taraf (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin