2. Bölüm

136 11 0
                                    


" KARDELEN!" 

Sonum olan sesle kalbim saniyede kaç kez attı sayamadım. Korkuyla baktım. Ben gerçekten bitmiştim. Ölüm vardı gözlerinde, maktul bendim. Öfkeli adımları yeri sarsıyordu. Ya da anın getirdiği korku onun hareketlerini büyütmeme neden oluyordu. Bilmiyorum. Tek bildiğim her şeyin bittiğiydi.   

Dibimizde bittiğinde beklemeden kolumdan tuttuğu gibi çekti beni kendi yanına. Hiçbir şey yapamadım. Korku bedenimi öyle ele geçirmişti ki nefes almayı unutacak noktaya gelmiştim. Gözlerim dolmuştu. 

Abim, abim beni öldürecekti. 

Okuldan alır mıydı? Ayşe gibi bende mi yarıda bırakacaktım? Sevgilim olduğu için tüm hayatım bitecek miydi? Tek bir hatam tüm doğrularımı silip süpürecek miydi? Abimi, onun yapacaklarını düşündükçe kötüleşiyordum. Bana ne yapacağını kestiremiyordum. Sadece okuldan almakla kalmayıp başka bir şey yapar mıydı? 

Allah'ım bu korku, yemin ederim bu korku beni öldürecek. Elimi kolumu bağlayan sesimi susturan boynumu büken sadece korku. 

" Notlarını çıkarmaya gittin ha? Notlar. Nasıl notlar bunlar Kardelen? "

Yüzüme çarptığı yalan gözlerimi doldurdu. Onun gözlerinde ki hayal kırıklığı kalbimi neden acıtıyor? Onun hüsran dolu bakışları etimi yakıyordu. Onun gözünde yanlış biri olmayı hiç yakıştıramadım kendime. 

Yalanımdan, ona yakalanışımdan utanıyordum. Bağırdığı için bedenim daha çok titrerken beni konuşmam için sarstığında görüntüsünde bir cızırtı oluştu. Ve sanki onun yerini Mesut abim aldı. Açık hava yavaşça silikleşti ve evimizin salonuyla yer değiştirdi. Salonda dururken bana bağıran Mesut abim vardı şimdi görüntüde. 

Mesut abimin sesi çıkmıyordu ama bağırıyor, üzerime yürüyor, konuşmam için sarsıyor ve sonunda dayanamayıp tokat atıyor. İşte yine Kardelen'in boynu bükülüyor ve sadece ağlıyor. 

Soğuk rüzgar yüzüme tokat gibi indiğinde yanağımda bir sancı hissettim. Bu gerçeklik algımı sarstı. Kirpiklerimi hızla kırpıştırıp etrafa bakmaya çalıştım. Hayır hayır hişş hayır gerçek değil. Evde değilim. Etrafta Mesut abim yok. Dışarıdayım. Yanağıma inen abimin tokadı değil rüzgar. Kendine gel Kardelen artık kendine gel. 

Dudaklarımı ıslatıp konuşmaya çalıştım. Ne diyecektim? Nasıl toparlayacaktım?  Öfkeyle döndü bana. Yüksek sesi tekrardan bedenimin irkilmesine sebep oldu. 

" Cevap versene Kardelen? Seni notlarını alman için gönderirken ne yapıyorsun burada? "

Kara gözlerine baktım. Öfke doluydu. Öfkesi yalanıma mıydı? Cevap bekleyen gözler boğazımı kuruttu. O Mesut abim değil Mahir abiydi. Abimi tanıyordum ama Mahir abinin ne yapacağını bilmiyorum.    

" Ma.. Mahir abi.. ben. Ben. "   Kolumu tuttu. Uzun boyundan ötürü eğilmek zorunda kaldı. Yoksa o da Mesut abim gibi miydi? Farkı yok muydu?   " Sen ne? Sen ne Kardelen? "  Üzerime geldiği için bocalıyordum. Beni sıkıştırdığı için verecek cevap bulamıyorum. Bana alan tanımalıydı. Ama Mahir abi bunların hiçbirini yapmadı. Beni daha çok korkuttuğunun farkında olduğunu sanmıyorum. 

Akif araya girip beni kendi yanına doğru çektiğinde " Bırak Mahir! Korkutuyorsun onu!" 

Benim ne durumda olduğumu anlayan Akif'ti. Bu yüzden onu seviyordum. Etrafımdaki erkeklerin hiçbiri beni anlamıyor beni tanımıyordu. Hepsi bir şekilde üzerimde baskınlık kurmaya çalışıyordu. Bunu yapmayan sadece Akif'ti. Minnet dolu bakışlarım Akif'in üzerindeydi.   

KIŞA KARDELEN ALAKURT'A YÜREKDELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin