1. Bölüm

286 13 2
                                    


Çıkmaz 2020


Ben Kardelen. İsmimden anlaşılacağı üzere kışın doğmuşum. Annem beni doğururken tüm Çıkmaz'ın karla kaplı olduğunu hatta iş yerlerinde, okullarda resmi tatil ilan edildiği söylerdi. Dünya'ya geleceğim gün çetin bir kış varmış İstanbul'da. Kendim gelirken beraberinde karı da getirmişim şehre. 

Onca yıl Çıkmaz'a böyle kar yağmamış, geçmişte de görülmemiş. Bu yüzden karın sebebinin ben olduğumu söyleyenler çoktu Çıkmaz'da. 

Ben artık Çıkmaz'a gözlerimi açmak için zorlayıp durmuşum annemi. Öyle yoğun sancıları başlayınca annem acıdan nefes almakta zorlanmış. Hal böyle olunca babam ne yapacağını şaşırmış tabii. 

E yollar kapalı etrafta 5 metreye yakın kar varken hastaneye gidememişler. Bir yerde annemin can çekişleri diğer yerde benim dünyaya gelme isteğim derken birinin aklına eskiden ebe olan Hatice kadın gelmiş. 

Koştur koştur onun bir sokak aşağıda ki evine gitmişler. Kadın hemen evimize gelip annemi doğurtmuş. Babam annemin çığlıklarını duydukça ölecek gibi olduğunu anlatırdı. Zorlu bir doğum olmuş zaten benden sonra da annem bir daha hamile kalamamış. Annemin doğumda çok zorlandığını söylerler. Öyle ki çok canını yakmış annemin. Ve de ondan doğurganlığı alan beni pek sevmemesi de bundan belki de. 

Bense tüm imkansızlıklara, zorluklara rağmen Çıkmaz'a gelmek için inat etmişim. İyi halt yedim mi bilmiyorum fakat ismimi Çıkmaz'a gelme inadımdan ve doğduğum gün Çıkmaz'da hiç görülmeyen kardan ötürü vermişler. 

Kardelen. Boynu bükük ama inat Kardelen. 


" Kardelen hadi kızım geç kalıyoruz!" 

Annemin kızgın sesiyle daldığım anılardan çıkmak zorunda kaldım. Elimde ki saç kremlerini kenara bırakıp pijamalarımı değiştirdim. Siyah boğazlı kazak ve siyah kotumu giyinip rahat bir kombin yaptım. Saatlerce çalışacağım düşünülürse rahatlığım her şeyden önemliydi. 

Aynadan son kez yüzüme bakıp saçlarımı düzelttikten sonra çantamı aldım ve odadan çıktım. Merdivenlerden hızla inerken hala annemin bana söylendiğini duyuyordum. 

" Eh be kızım saat kaç oldu kaçacak müşteriler. Hele o dedikoducu Hasibe yok mu diline dolar durur artık. " 

Annemin, Çıkmaz'da kuaför salonu vardı. Çıkmaz'ın da tüm kadınları bizim salona geliyordu. Oldukça yoğun olduğundan bende yanında gidiyordum. Tabii okulum tatilde olduğu için nerdeyse her gün salondaydım. Okul olduğu zamanlarda hafta sonları uğrardım. Açıkçası orda çalışmayı seviyordum. Mahallenin kadınları ile dedikodu yapmak hoşuma gidiyordu. Üstelik yanımızda çalışan Seher ve Ayşe sevdiğim arkadaşlarımdı. Onlarla sohbet etmek zevkli oluyordu. 

Annem bana daha fazla bağırıp da tüm evi ayaklandırmasın diye geldiğimi haber verdim. 

" Geldim geldim anne. " 

Annem beni görünce üzerimi şöyle bir süzdü. Onayından geçmiş olacağım ki sesini çıkarmadı. Göz devirdim bu duruma. 

Mesut abim giyimime sürekli karışır, onun istediği gibi giyinmem için zorlardı. Hep kavga ederdik bu yüzden. Kıyafetlerimle kime neyin mesajını verdiğimi hiç anlamadım ve anlamayacaktım da. Etek giymek istediğim için yollu olmayacağım gibi pantolon giydiğimde ahlaklı bir kızda olmuyordum. Dıştaki giysi değil içteki giysi insanın karakterini gösterirdi. Ve maalesef Mesut abim de bunu hiçbir zaman anlamadı, anlamayacaktı da. 

KIŞA KARDELEN ALAKURT'A YÜREKDELENWhere stories live. Discover now