1.

250 12 3
                                    

Kampımda oturmuş öylece düşünüyordum, tüm grubum uykusunda katledilmişti. Bunu yapan o 5 kişilik grubu teker teker işkenceyle öldürmek içimi rahatlatmamıştı.

Artık köpek ve ben yalnızız, kimsem yok. Kötü anılar başımı zonklatıyordu. Göz yaşlarımı Köpek'in uzun gür kürküne sildim.

"Hemen ellerini havaya kaldır!" Bu ani yabancı sesle irkildim ama sakince ellerimi havaya kaldırdım.

"Kimsin?"

Bu soruyu sormamla beraber yavaşça çalılıkların arasından kabarık beyaz saçlı bir kadın elinde tabancayla karşıma geçti

"Zarar vermicem, yalnızca silahlarını ve şuradaki konserveleri ver. Zorluk çıkardığın an fikrim değişir."

Kadının amacı anlaşılmıştı fakat bahsettiği şeyler bana kesinlikle lazımdı.

"Tamam... Tamam, vericem. Hareket etmeme izin ver, yalnızca konserveleri vericem."

Köpek çadırdan fırlayıp yavaşça kadına yaklaştı, kadının iyi birisi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Köpek'in dikkat dağıtmasıyla elim hızlıca bıçağıma tam gitmişti ki arkadan bir çift yabancı kaba el kolumu sertçe arkama bastırdı. Acıyla inlememle Köpek saldırı moduna geçti, Köpek'i durdurmazsam onu vuracaklardı.

"Köpek!! Hayır otur! Otur dedim! Ben iyiyim."

İstemeyerek de olsa itaatkarca oturdu.

"Pek köpek gibi durmuyor."

Kollarımı tutan yabancı adam konuşmuştu, sesi hırıltılı ve derinlerden geliyor gibiydi.

"Bir köpek değil de kurt olduğunu tabiiki biliyorum. Adı Köpek, aptal."

Aptal dediğim an kollarımı daha sert bastırması inlememe sebep oldu, o sırada beyaz saçlı kadın bıçağını boğazıma dayadı.

"Kaç kişisiniz? Evcil bir kurt ile tek başına napıyorsun?"

Sesi en küçük bir hareketimde beni öldürecekmiş gibiydi.

"Bakın, tüm grubum ben avda iken uykusunda katledildi. Köpek ile burada tek başıma hayatta kalmaya çalışıyorum. Eşyalarım bana gerekli... Ve, manitana söyle kollarımı bastırmayı kessi-"

Kafama sert bir darbeyle bilincim kapandı, uyandığımda o ikisi bir şey tartışıyolardı.

"Carol, bu kızı Alexandria'ya götüremeyiz, bunu biliyorsun. Rick'in tepkisinin ne olacağını da çok iyi biliyorsun."

"Kız cidden sert bir şeye benziyor, askeri anlamda işimize yarayabilir. Sorumluluğunu ben alıyorum."

"Sorumluluğunu sen alıyorsun fakat tüm insanlarımızı tehlikeye atmış olacaksın! Çocukları bir düşün."

"Bak, tamam... Kızı hücreye koymama izin ver. Orada nasıl biri olduğunu öğrenip, öğrendiklerimi size anlatırım. Siz de ona göre karar verirsiniz. Anlaştık mı?"

Anlaşılan kadın beni yaşadıkları yerde istiyordu. Reddedemezdim çünkü durumum çok kötüydü.

"Ah... Tamam. Rick'i ikna etme konusunda ben karışmam-"

Benim uyandığımı fark ettiğinde yavaşça yaklaşıp ayak bileklerimdeki ipi söktü.

"Kurdun ve diğer her şeyin at arabasında, bizimle geliyorsun. Karşı çıkma çünkü o koca vahşi hayvanı arkaya kitlerken yediğim pençelerin bir hiç uğruna olmasını sağlarsan önce kurdunu sonra seni öldürürüm."

"Bir şey demedim bile." Bıkkınca iç çektim ve o koca adamın arkamdan beni arbaletiyle ittirmesine öfkelenmemeye özen göstererek sakince arabaya oturdum. Ellerim bağlıyken savunmasız olduğum gerçeği sinirimi bozuyordu.

"Eğer beni pişman edersen sonun iyi olmaz." Diye fısıldadı kadın gözlerimi bağlarken.

"Köpek nerede? Onu da ön kısma getirin, ben istemediğim sürece saldırmaz."

"Zaten o yüzden şu an arka kısımda, yııah!" Adam atı sürmeye başlamıştı.

Tüm her şey çok hızlı gelişmişti, tüm yol bu olayları idrak etmeye çalıştım. Kim bilir, belki en başta eşyalarımda gözü olan bu insanlar sayesinde hayatıma yeni bir sayfa açıyordum.

Gittikçe yaklaşan kalabalık insan sesleriyle vardığımızı anladım.

(Başlangıç bölümlerini hiçbir zaman beceremediğim için bok gibi oldu, kusura bakmayın.)

Kıyamete Rağmen (Daryl Dixon X Reader)Where stories live. Discover now