BÖLÜM 27: "Sadece bir ölümlü"

Start from the beginning
                                    

Umurumda olan yaralanmam veya çektiğim acı değildi. Beklenti dolu gözlerle ona baktım ve "Söyle bana" dedim. "Ne?" diye sordu anlamazcasına. "Fikrinin değiştiğini söyle..." diye fısıldadım. "Lena," diyerek söyleyeceği cümleye kendini hazırlamaya çalıştı. "Karanlığımı nasıl aydınlattığını biliyorum" dedi ve yanağımı okşadı. "Görünüşe bakılırsa bir zamanlar senin için canımı verebilecek kadar aşıkmışım. Senin gibi muhteşem bir kadına beslenmesi gereken en güzel duyguları hissetmişim" dedi. Ardından başını eğdi ve yanağımdaki elini geri çekti. "Ama..." diye mırıldandı. "Mortem her zaman o diyar için bir fazlalıktı. Tanrısı lanetlenmiş ve evreninden sürgün edilmiş bir gücün kalıntısıydım ben. Gücümün aslında nereden ve kimden geldiğini bile öğrenmeme izin vermemişler. Kim bilir daha ne gerçekler saklı kalmış. Lendor bize bütün doğruları verebilir ve yeni bir balangıç yapabiliriz" dedi.

Sertçe yutkunarak dizlerimin üzerinde duran ellerimizi ayırdım. "Onun iyi bir adam olmadığını biliyorsun. Binlerce yıl önce tanrılar arasında ne yaşandığını bilmiyorum ama bize istediğimiz geleceği verebilecek kişi kesinlikle o değil" dedim. "O sadece lanetinin kalkmasını ve diyarına geri dönmeyi istiyor" dedi Alec. "Aynı zamanda dünyayı gölge ve yaratıklara boğarak karanlığa sürüklemek istiyor" dedim sinirle. Kapının ardındaki sesler yeniden duyulmaya başladı ve giderek yaklaştı. Alec beni ayağa kaldırdı ve zincirleri yeniden koluma bağladı. "Sadece bize katıl. O zaman gerçekten anılarımı geri kazanacağıma söz veriyorum" dedi. "Eski sen olsaydın kendi yolumda ilerlemem gerektiğini söylerdin. Benim Alec'im asla kötülüğün kölesi olmazdı" dedim ağlamamaya çalışarak. "Ben artık eskiden tanıdığın kişi değilim."

"Evet, değilsin. Artık bunu anlayabiliyorum."

Dudaklarımdan dökülmesini hiç istemediğim o sözleri nihayetinde dile getirebilmiştim. Günlerdir kendime yediremediğim o kabullenişi sesli söylemiştim. Bize yediremediğim o gerçeklik. Sanki hayatımın her sıkıntılı döneminde bir köşede bekleyen camavarı uyandırmıştım. Pençelerini çıkarmış ve kalbimi yakalayıvermişti. Tırnakları kalbime saplanıp, her sıkışında daha da zorlanmıştım. Artık en son ne zaman doğru düzgün nefes alabildiğimi bile hatırlayamıyordum. Kara büyü giderek kalbimin etrafını sarmıştı. Üzerine bir de ciğerlerimi yakacak kadar acı bir gerçeği kabullenince iyice düşmüştüm canavarın pençesine. Kim yaratmıştı onu içimde? En başından beri benimle miydi?

Düşmemi bekleyen düşmanlarımdan birisi de kendi içimdeki benliğimin küçük bir parçası olmalıydı. Kendi kendine bile düşman olan birisinin bu yaşamda dostu olması ne gülünç olurdu. Hayatımın hiçbir döneminde kendi kendimin dostu olamamıştım. Herkesin hayatı ve mutluluğu için savaşmış, gerekirse diyar için canımı ortaya koymuştum. Buna rağmen kendim için kılımı bile kıpıdartmamıştım. Kendi gözümde bile bu kadar değersizleşmişken, başkalarından bana farklı davranmasını beklemek delilikti. Oysa bir kere, sadece bir kerecik kendim için savaşsam, küçük bir şeyler yapmaya yeltensem belki de omuzlarımdaki yükleri sırtlanmam daha kolay olabilirdi. Elastik bir kalbe sahip, yıkılmaz bir duvar, ignis'in bilinen son varisi, kozmik gücün ev sahibi, yarı tanrı genç bir savaşçı. Bütün bu etiketler üzerime yapışıp kalıvermişti.

Güçlüydüm. Evrende eşi benzeri bulunmayan kozmik bir gücü ruhumda saklıyordum. Buna rağmen gerçekten kendi içimde gücü barındırıyor muydum? Hayır, kozmik güçlerden bahsetmiyorum. Bir insanın kendini sevince içinde biriktirdiği yaşama gücünden bahsediyorum. Buna sahip miydim? Sorulması bile beni bu acı durumun içinde güldürebilirdi. Ne zaman kendini düşüneceksin? Hep birileri bu listenin önüne geçiyor. Hep birilerini kendi ismimin önüne koymayı başarıyordum. Hep kurtarılması gereken bir hayat ve düzene sokulması gereken bir yaşam vardı. Bunların arasında hiçbir zaman kendimi görmemiştim. Bunca fedakarlıktan sonra ben ne olacaktım? Sanırım yine ve yeniden bunu düşünmek için kendimi listenin en sonuna eklemeliydim.

Ateş MührüWhere stories live. Discover now