10. BÖLÜM - "BOZULMUŞ UYKU" 💤

37 16 5
                                    

Taha : Arkadaşlar dünkü gelen hasta kimdi biliyor musunuz ?
Görevliler hep bir ağızdan Serkan Çetinkaya nin oğlu Eren Çetinkaya değil mi ?
Taha : Evet arkadaşlar bizden istenilen hastaların hepsini buradan çıkartıp sizleri hasta diye ona tanıtmak babası bizlere bunun için yüklü miktarda para ve birer daire vericek.
Tek yapmanız gereken birer deli olmak ve onun aklindakileri öğrenmek

Görevliler içersinden suna hanım ayağa kalktı
Suna : Peki neden bunu yapıyoruz
Taha : Soru sormak yok sadece denileni yapın yeter bu konuyu bu odadakilerden başka kimse bilmeyecek sizlere doktorların vereceği ilaçlar sadece protein olcak ilaç kutuları hastaneye gelmeden içersindeki ilaçlar ile şeker protein ile değişcek doktorlarinizın bile haberi olmayacak şimdi sizleri kantine göndereceğim kıyafetlerinizi giyip odalarınıza yerleştirmek için hastaneye götürecek görevli arkadaşlarımız en ufak bir pürüz bile istemiyorum işinizi sağlama alın lütfen.
Planlandığı gibi hasta nakil aracı ile hastalar hastaneye doğru yola çıktılar hepsi yapması gerekenleri kandilerine verilen sahne ve geçmiş konuları ezberleyerek hastaneye geldiler.
Eliz giriş kapısında hasta nakil aracından indirilenlere bakarak bahsedilen 7 hasta bunlar mı diye mırıldandı.
Taha : Evet Eliz hanım tedavi süreçleri boyunca sosyalleşmeye ihtiyaç duymaklardır 227, 228 ve 229 nolu odalardaki hastalar ile kantin içerisine alalım hastalar yorgun ve acıkmışlardir yemeklerini yesinler ve yeni arkadaşları ile tanişsinlar tüm hastalarımızı 10 lu guruplar ile bahçe ve kantin spor için izinleri açıldı
Eliz : Hocam bu mükemmel bir karar eminim hastaların yararına olacaktır.
Hastalar kantinde inmiş beraber oturuyorlardı.
Rüzgar hepsiyle tanışıp hatta şaka bile yapıyordu Eliz yukarıdan Onu hayranlıkla izliyordu.
Aradan haftalar geçtikten sonra herkes onu saf biri sanıyordu Rüzgar odasına giderken Taha hocanın hastalardan Çetin ile konuştuklarını gördü onun geldiğini fark edince susmaları Rüzgar a biraz daha şüphe düşürmüştü gece Taha nin odasında yanlız başına otururken gözüne küçük bir cisim çarpmıştı yanına yaklaşınca bunun bir dinleme cihazı olduğunu fark etti Rüzgar iyice şüphe duymuştu getirildiği hastane hastalar herşey bir garipti hemen Taha nın odasına girip odayı kurcaladı ve dinleme cihazının kulaklığını buldu bir hastane müdürü neden hastasının odasına cihaz yerleştirip onu dinlesin ki neler dönüyordu Rüzgar hemen kulaklığı aldı ve çekmecede babası ile Taha nin birlikte olan resimlerini gördü 218 numaralı odada yatan hasta tarık da resimde vardı tarık aslında babasının eski çalışanı Taha nin da en güvendiği adamı olduğunu bilmiyordu şüpheleri iyice arttı.
17 gün önce gelen hastalar sürekli mantıklı sorular soruyor fakat diğer 3 hasta saçma sapan konuşup saçma sorular soruyordu durum iyice tuhaf bir hal almış Rüzgar gece boyu düşünüyordu yarın sabah herşeyi çözeceğim diyerek uyudu.Sabah kahvaltı yaparken tekrar sorular sorup şakalar yapmaya başladılar.
Rüzgar odasında bulduğu böceği masanın altına yapıştırıp onları dinliyordu.
Tarık : Herşey çok garip değil mi şunlara bakın bize deli diyorlar ben uçabiliyorum dedikçe bana hala deli diyorlar.
Rüzgar gülerek
Rüzgar : ulan en garibi de ne biliyo musunuz ben bazen kendimi bir oyunun içerisinde hissediyorum.
Sanki herşey bana göre dizayn edilmiş her biriniz birer oyuncusunuz'da ben oyunun tek karakteriyim yani başrolüyüm gibi geliyo bana sizde de öyle oluyor mu ?
Tarık : Oğlum sen çocuk musun ?
Yusuf : Yanlız abi hayal gücün baya genişmiş.
Rüzgar :Ya oğlum böyle dalga geçicekseniz anlatmam bak ha!
Neyse ben iki dakika lavaboya gidip geleyim.
Rüzgar çıktıktan sonra panikle
Yusuf : Anlamış mıdır he anlamışa benziyordu.
Tarık : Muhakkak aramızda bir cahsus var bu simülasyon bozulursa hepimizin sonu demektir
Yusuf : Taha hocaya anlatmalı miyiz sizce ?
Suna : Ya saçmalamayın o bu kadar zeki değilki sadece ortaya Bir fikir attı
Yusuf : Doğru
Tarık : Ama tedbiri elden bırakmamak lazım.
Tüm bunları lavaboda dinleyen Rüzgar kulaklığı çıkararak A.k delileri diye mırıldanarak gülümsedi.

Rüzgar yanlarına giderek bozuntuya vermeden oturup gülümsedi.
Herkes odasına geçtikten sonra gece kalkıp Tarık'ın odasına girdi.
Yataktan çekerek yere düşürdü.
arda ardına yüzüne ve kafasına vurdu.
Tarık : Ne istiyorsun benden dur bırak.
Rüzgar : Burda ne dönüyor ne çeviriyorsunuz ?
Tarık : Ne diyorsunuz anlamadım
Rüzgar : Ben bile daha kısa sürede bu çevirdiğiniz herşeyi anladım babam mı istedi bunu yapmanızı?
Tarık : Ne anlatıyorsunuz sizin babanız kim gerçekten hiçbirşey anlamıyorum.
Rüzgar : Ben neden burda tutuluyorum biliyor musun ?
Tarık : korkudan titreyen sesiyle bil bilmi bilmiyorum.
Rüzgar : Sana bir hikaye anlatayım ister misin ?
Birgün yere bir damla bal düştü küçük bir karınca geldi balın tadına baktı ve gitti bal hoşuna gitmişti bir zaman sonra tekrar geldi ve biraz daha yedi gitmek istedi ama bal lezzetli gelmişti bir türlü bırakamadı kendini balın lezzetine kaptırdı ve bal damlasının içine girdi ancak çıkmak isteyince buna gücü yetmedi debelendikçe daha çok battı ve balın içinde can verdi karınca biraz bal ile yetinseydi elbette ölmeyecekti
Tarık : Rüzgar bey herşeyi anlatıcam yemin ederim size tüm doğruları açıkliycam yalvarırım bana zarar vermeyin.
Rüzgar : Seni dinliyorum küçük karınca.
Tarık : Babanız babanız Serkan bey Taha hocaya bir teklif sundu Taha hocadan bizlerin deli olmasını sizinle konuşup yakın olmamızı sizin aklınızda ne olduğunu fikirlerinizi öğrenmenizi istedi neden bu kadar tuhaf bir insan olduğunuzu merak etmiş.
Rüzgar : Boring yanlış cevap ben bir seri katilim hasta bir seri katil.

Kafasını işaret ederek.

Rüzgar : Burası bozuk.
Sahi ya sen uçabiliyordun değil mi ?

Diyerek 5. Kattan aşağıya attı onu.
Odadan çıkıp diğer hasta rolü yapanları da öldürüp kaçtı Taha'nın odasındaki bilgisayara ise robotik ses ile sesini kaydedip hastaneden kaçtı.

Ertesi sabah ölen güvenlik tarık ve diğer kurbanları görünce polisi arayan hasta bakıclar ambulans ile sağlık görevlilerine yardım etti Taha hastaneye gelince olay yeri inceleme ve polisleri yerdeki kanı görünce durumu anlamıştı.

Taner : Taha bey siz bu hastanenin müdürü muydunuz ?
Taha : Evet siz kimsiniz?
Taner : Cumhuriyet savcısı Taner Kaya

diyerek kimliğini gösterdi.

Berin : Beyfendi güvenlik kamera kayıtlarını görebilir miyiz ?
Taha : tabikide.

Kayıtlara bakınca son bir ayki tüm kayıtlar silinmiş olduğunu görünce şoka uğradılar.
Burak : Profesyonel bir katil fakat hastalardan ne istiyor ?
Taha : Hasta olan kendisi zaten.

Diyerek çekmecedeki evrakları gösterdi kartal emliyet müdürü tarafından gönderilmişti Rüzgar Ulukan o yapmıştır.
Dedikten sonra odada rüzgar i girmeyince herkes onu aramaya başladı Taha bilgisayarını açık görünce sayın savcım bakar mısınız burada bir kayıt var.

Taner : Açalım kaydı.

Ses kaydı açıldı ve robotik sesle Rüzgar konuşuyordu.

Siz sanıyorsunuz ki bu tımarhanedeki herkes deli.
Tımarhane yani, sizin dilinizde insanların tımar edildiği yer.
Mikroplar gibi sanıyorsunuz ki siz akıllısınız burdakiler deli.
Değil mi ?.
Yanlış efendim.
Tımarhane dediğiniz yer dışardakiler kendilerini akıllı
Sansın diye içeri tıkılmış insanlarla dolu olan yerdir gerçek bilgelik, deliliktir.
Kendini bilge sanmak gerçek deliliktir.
Kafanız mı karıştı ?
Olur öyle.
Hanfendi şu beyaz gömleği alabilir miyim ?
Şu karşımdaki şahsa lazım oldu da.
Nedir ?
yakiştiramadinız mi ?
Eee normal.
Her zaman üzerimize yakışanı giymiyoruz tabi hahahahaha.



Alt köşeden Beğenmeyi unutmayın
Teşekkürler ☺️💞

KimlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin