9. BÖLÜM - "227.NOLU ODA"

43 19 11
                                    

Herşey bir bakışla başladı.
Her zamanki gibi işimin
heycanı yorgunluğunun çöktüğü karanlık bir gecede.

Penceremi sıkı sıkı örten perdemi aralamamla başladı herşey üzerinde beyaz gömleği koyu renk pantolonuyla, hasta nakil aracından indirilen genç adamı gördüm.
Görevliler iki kolundan, sanki her an kargaşa yaratacakmış gibi sıkı sıkı tutuyorlardı.
Kollarından ve ayaklarından kelepçeli ağzında maskesi iki kolundan tutan görevliler ve arkasında her an tetiği çekmeye hazır polis memurları.
Neler olduğunu anlamak için perdeyi aralayıp bakmıştım.
Genç adamın saman sarısı renginde saçları dağılmış bir şekilde alnına düşmüş, orta boylarda, zayıf bir adamdı. Ben yukarıdan, sıcak ve güvenli odamın penceresinden dikkatle onu izlerken o, görevlilerin zoruyla hastanenin ikinci katındaki, ışıklarının hiçbir zaman yandığını görmediğim 227 nolu odaya doğru götürülüyordu.
Hastanenin bahçesine girdiklerinde genç adam bakışlarımı üzerinde hissetmiş gibi irkildi.
Başını yukarı doğru kaldırdı ve tam gözlerimin içine baktı.
Beni görebilmesine şaşırmıştım, perdeyi tuttuğum elimi gevşettim ama bırakmadım.
Gecenin karanlığında ay gibi parlayan gözlerinin rengini tam kavrayamasam da renkli olduğu aşikardı.
Aksi takdirde gecenin tüm siyahlığından sıyrılıp gözlerimi alması imkansızdı. Bakışlarımı kaçırmamam onu memnun etmiş olacak ki suratında belli belirsiz yarım bir gülüş belirdi. Tehlikeli derecede güzel bir gülümsemeydi bu. Onu tanisaydım, bu gülüşten etkilenebilirdim. Ama yabancı olarak, bu gülüş sadece tüylerimi ürpertmişti. Perdeyi bırakarak aramıza koyu renk tüllerin girmesine izin verdim.

Perdelerin arasına sızmasına izin verdiğim bu adamın, tenimin altına sızacağını nereden bilebilirdim.

O sırada hastane çaycısı fatih bey odamın kapısını çaldı.
Eliz : Gel
Fatih : Eliz hanım yeni bir hastamız var Meral hanım 227 nolu odaya aldı hastayla biraz sohbet edecek uygun ilaç tedavisine başlanılıcakmış.
Eliz : Peki yarın ilk işimiz odur.
Fatih : Meral hanım yola çıktı.
Buraya geliyor bu gece başlayacak tedavisi.
Eliz : Ama normalde.
Fatih : Eliz hanım karşımızdaki normal bir hasta değil.

Eliz merak ederek hemen 227 nolu odanın kapısına doğru yürüdü.
İçeride sesler geliyordu görevliye sorduğunda ise hastadan başka kimsenin odada olmadığını duyunca kendi kendine çoklu kişilik bozukluğu dedi.

Odaya yaklaşarak sesleri dinlemek istedi.

Rüzgâr daha önce öldürdüğü insanlar arasından piskolok olan Cem ile konuşuyordu.
Cem : Rüzgar bana herşeyi anlatmanı istiyorum.
Rüzgâr : Ölü insanlar görüyorum.

Küçük bir tebessüm ile koltuktan kalkıp yatağın yanına gelerek dizlerinin üzerine çöktü ve sordu.

Cem : Peki bu ölü insanları rüyanda falan mı görüyorsun?
Rüzgâr kafasını sağa sola çevirdi.

Cem : peki bunları uyanıkken mı görüyorsun?

Rüzgâr bu defa kafasını salladı.

Cem : Muhtemelen mezarlık ve tabutlarda görüyorsundur.
yada öldürdükten sonra gömerken öyle değil mi ?

Tekrar kafasını sağa sola çevirerek.

Rüzgâr : Hayır etrafta dolanan normal insanlar gibi onlar birbirlerini göremiyorlar.
Sadece görmek istedikleri şeyi görüyorlar.

KimlikWhere stories live. Discover now