8. BÖLÜM - "DELİL" 🎭

43 20 4
                                    

O sırada savcı cinayet mealindeki güvenlik kameralarını incelemek için karakola geçmişti.
Oradan bir polis Enes savcıya seslendi.

Enes : Savcım şuraya bakın.
Olay masalının hemen yan sokağı.
Cinayet sularında çekilmiş.

yüzünde bir tebessüm ile
Savcı : Yakalandın.

Hemen bindiği taksinin plakasından taksicinin numarasını bulup arar.

Savcı : Alo taksici Barış bey ile mi görüşüyorum.
Barış bey ben Cumhuriyet savcısı Taner Kaya.
Size birkaç sorum olucak da karakola kadar gelebilir misiniz ?
Barış : Ne hakkında ?
Savcı : Barış bey dün gece saat 3.40 sularında yağmurluk giyen bir müşteri aldınız mı ?
Barış: Evet.
Savcı : siz çok mühim bir tanıksıniz,şoför bey.
Barış : Peki şuan bir müşterimi bir adrese bırakacağım daha sonra gelsem
Sorun olur mu ?
Savcı : Hayır tabikide sizi bekliyor olacağım.
Gelince arayın yeter.



Eren öfkeyle eve dönmüş.
Kapının şifresini açıp hemen bodrum kata iniyordu.
Esra ellerini ve ayaklarını çözmüş merdiven boşluğunda kenara saklanarak Eren in içeri girmesini bekliyordu Eren içeriye girer girmez elindeki sopa ile Eren in yüzüne vurdu.
Eren yere düşer düşmez merdivenlere doğru koşmaya başladı.
Eren arkasından koşarak onu saçından yakalayıp aşağıya doğru itti.
Esra hala direnerek Bodrum da eline geçen ne varsa Eren e fırlattı.
Yere düşen Eren in üzerine çıkarak elleriyle vurmaya başladı.

Esra : pislik lanet olası yaratık!

Eren bir anda karnına vurduğu tekme ile onu yere serip boğazından sıkmaya başladı.
Esra nefessiz kalıyor adeta ölücek gibi yüzü kızarmış hareket etmekte zorluk çekiyordu.
Eren bir anda bırakıp bir tekme ile onu ileriye savurdu Esra nefes zorluğu çekerek öksürüyor Eren kafasını tutarak aldığı darbenin etkisiyle yerde uzanıyordu.
Öksürerek :

Esra: Bana bak bu işten paçayı kurtarabileceğini mi sanıyorsun?
Eren : Sen beni sırtımdan vurmaya mi kalkıyorsun ?
Esra : Öldür bitsin.
Al öldür, öldür, öldürsene.
Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin bir gazetecisiyim.
Ölümüm bir kasaba Ustabaşından daha çok ses getirir.

Uzandığı yerden kalkıp dizlerinin üzerine çökerek.

Eren : öldüremem polis seni arıyor.

Ayağa kalkıp.

Esra : polis beni mi arıyor?
Neden ?
Sattın mı beni ?
Konussana alçak herif görüntüleri mi yaydin ?
Eren : kapa çeneni ben hiçbirşey yapmadim.
Detayları bilmiyorum.
O yüzden, hemen karakola gitmen gerek.
Saçını başını düzeltmen için eşimin tarağını ve biraz su getireceğim.
Bileğine bulaşan kanı da sil.

Kısık bir kahkaha ile,

Esra : yani bana şuan roller değişti diyorsun, öyle mi ?
Ben neden senin söylediklerini yapayım?
Şu kargaşada unutun galiba ama demin öldürüyordun beni.
Piskopat herif seni.
İlk önce, adaba uygun samimi ve içten bir özür duymak istiyorum.

Yerdeki çekiç i eline alıp ayağa kalkıp.

Eren : vakit yok.

Kafasını kaldırıp yerinden kalkarak.

Esra : karakola gidince, polise hakkında öteceğim tonla şey var.
Eren : Şu bilgisayarındakiler, eğlenceliydi.
Esra : nasıl ?
Eren : Kamera ile çekilen görüntüler.
Esra : Ne ?

Yıl 2004 kış ayı

Ceren: Esra çabuk bak ve git vaktimiz yok.
Babam yakalarsa azar yerim.
Esra : Kamerada çok güzel çıkıyorsun.
Ceren : Canına mi susadın ?
Buradan sesler geliyor.
Esra : Endişelenme dünyada hayalet diye birşey yoktur.
Ceren : Ben korkuyorum.
Esra : Sen burada bekle.
Ben hayalet ile röportaj bile yapacağım.
Ceren : Dikkatli ol.
Esra : Evet sevgili izleyiciler muhabir Esra bu korkunç Bodrum'a girecek.
Tüylerim ürperdi.
Işığı açmam gerek karanlık burası kötü bir koku var üstelik.
Merdivenlerden iniyorum.

Esra : İzledin mi ?
Eren : filaş bellek bende kalacak.
O video ortaya çıkarsa muhabirlik yapabilir misin sence ?
Hayır.
Türkiye de yaşayabilcek misin hatta?
O zaman başka bir ihtimal daha vardı eğer sen başka bir seçim yapmış olsaydın seri cinayetler orada sonlanacaktı.
Kaç kişiyi daha öldürdün?
O videoyu sık sık izliyorsun galiba.
Benim bulamayacağımı sanıp başka bir şifre üzerine kaydetmışsin.
Neden?
O gün olanlara yolculuk edip heycan mı duyuyorsun?

Eren in Yakasından tutarak

Esra : Beni kendin gibi canavar mı sanıyorsun?
Eren : Yani ?
Dediklerimi yapacak, mısın yoksa birbirimizin hayatını berbat mı edelim ?

Ellerinı Eren'in yakasından çekip boynunu eğerek.

Esra : Ne yapmamı istiyorsun.
Eren : İlk önce, adaba uygun, samimi ve içten bir özür duymak istiyorum.

O esnada Berin ve Burak yolda giderken.

Berin : Benim eve sürer misin ?
Burak : Neden ?
Berin : Eşim o hastaymış.
Burak : Çocuk değil ya.
Hasta ise ilaç alır, hastaneye gider.
Başının çaresine bakar.
Berin : Hemen girip çıkarım şuraya çek 5 dakikami almaz söz veriyorum.

Berin arabadan iner inmez dışarıda komşusunu gördü.
Komşuları ferda hanım

Berin : Merhaba.
Ferda : Merhaba.
Atölye kapalı yine eşinizin birşeyi mi var ?
Atölyesi bu aralar hep kapalı.
Berin : Hep kapalı mı ?
Ferda : Evet .
Neyse daha sonra yine geleyim ben.
Berin : peki güle güle.

Berin atölye girişinden içeriye girerek kapı şifresini girdi.
Bir anda karşısinda Eren i görünce şaşırıp panikle korkarak geri adım attı.
Eren in yüzündeki kanı görünce.

Berin: hayatım yüzüne ne oldu ?
Eren : Birşey oldu işte, önemli değil.
Berin : ne oldu ?

Yüzüne dokunurken.
Esra hemen kapıya çıktı.

Esra : Berin hanım şube de görüşecektik
Hayırdır ?
beni almaya mi geldiniz ?

İçeriye geçip oturdular.
Berin Eren'in kaşındaki yaraya melhem sürüp yara bandı yapıştırdı.

Berin : Off.
Eren : Endişelenme, iyiyim.

Bir öfke ile Esra ya dönerek.

Berin : Muhabir Esra hanım.
Esra : mantıklı bir gerekeçem vardı dedim ya.
Kocan herşeyi açıklayacak.

Derken Berin bir anda masadan kelepçeyi alıp Esra yı kelepçeledi.

Berin : Tutuklama emri olmaksızın saldırdan tutuklusunuz.
206. maddenin 1. benine göre
Esra : Birşey söylesenize, Eren bey.







Alt köşeden Beğenmeyi unutmayın
Teşekkürler ☺️💞














KimlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin