10. Bölüm-Güzelim

2.5K 105 190
                                    

Karan'ın sıcacık kolları buz gibi bedenimi ısıtmaya yetmişti. Kokusu çok güzeldi. Çatışmanın ortasındayken ki boğazını yakan barut gibiydi. Ama bu boğazımı yakmak yerine rahatlatmıştı. Güzel bir andı, çok güzel...

Yavaşça geriye çekildim. Karan sırtımdaki ellerini belime indirdi. Bana bakmaya başladı bir süre kızarmış gözlerime sonra al al olmuş yanaklarıma. Gülümsedim ona sadece. O da aynı şekilde karşılık verdi. Neden ağladığımı anlatmak istemedim. Sanırım o da anlatmak istemedi. Hayatım boyunca ilk defa böyle bir kabus görmüştüm. Karan'la birlikte merdivenlerden aşağı inmeye başladık. Asansörü neden kullanmadık hiç bir fikrim yoktu ama merdiven daha iyiydi. Cebimdeki telefonumun kamerasını açıp kendime baktım. Burnum hafif kızarmıştı. Video çekmeye başladım. Telefonu biraz kendime yaklaştırdım.

"Ağlıyorum..." Biraz duraksayıp devam ettim. "Ama hâlâ çok güzelim." Karan şaşkınca bana baktıktan sonra gülmeye başladı. Onu da çekmeye başladım. Bana bakarak konuşmaya başladı.

"Evet hâlâ çok güzelsin, güzel Binbaşı." Sırıttım.

"Seni tatlı Binbaşı diye kaydetmeyi unuttummmm." Dudaklarımı büzdüm. (Şimdi fark ettim gerçekten burayı yazarken dudaklarımı büzüyorum dkfkkdlcl)

"Sorun yok zaten öyle kaydetmeyeceksin." Öyle mi dercesine kaşlarımı kaldırıp Karan'a dil çıkardım.

"Hııııı aynen aynen bak şu an öyle oldu." Belki çocuk gibi davranıyordum ama kafamı dağıtmak istiyordum. En azından eğlenmek. Karan bana sen ciddi misin bakışları atıp güldü.

"Koskoca kadın olmuşsun yaptığın hareketlere bak." Diyerek dil çıkardı. Bende ona uydum.

"Koskoca adam olmuşsun yaptığın hareketlere bak." Bende dil çıkartım. Hâla video açıktı. Bunlar hatıra olarak kalacaktı bize. Dışarı çıktık. Nereye gittiğimizi bilmeden, yolda ilerlemeye başladık. Karan belimdeki elini çekmedi. İkimizin de yüzünde aptal bir sırıtış vardı.

"Karan hadi birbirimize soru soralım."

"Tamam. İlk ben sorularımı sorayım sonra sen sor." Kafamla onu onayladım sorularını bekledim.

"Doğum günün?"

"1 Temmuz."

"En sevdiğin renk?"

"Beyaz."

"Boyun?"

" 1.89"

"Hadi beeee." Karan durup bana bakmaya başladı. Kolundan tutup yürümeye devam ettim.

"Hadi sooooor." Sabırsızca Karan'a baktım.

"Sevgilin var mı?" Merak dolu olan sesine tek düze cevap verdim.

"Yok."

"Sevdiğin?" Bir süre düşündüm. İçimde bir üçüncü dünya savaşı vardı.

Aşıksın dırırırır aşıksın dırırırır.

Terbiyesiz.

Sus beğğğğğ!

Ne anlatıyon be abi? Gözünü seveyim be abla!

Onu bunu bırak da Karan beyimizin sorusunu düşün.

Karan? Beyimiz?

Sen farkında değilsin galiba ama biz bu çocuktan hoşlanıyoruzzzz.

Öyle mi diyorsun?

Tabii.

Sanırım öyle. Evet ben Karan'dan hoşlanıyordum. Evet evet kesinlikle ona hem gıcık olup hem de sürekli kafamın içinde onu affedecek bahaneler bulmamın tek nedeni bu olabilirdi. Belki hoşlanır değilde sadece bir etkilenmekten ibaretti?

BİNBAŞIMWhere stories live. Discover now