"Tiiiim uyan!" Tüm askeriyeyi inletecek şekilde bağırarak çocukların yanına ilerledim. Beni görür görmez esas duruşa geçmişlerdi.
"Rahat." Dedim az önceki ses tonuma nazaran daha ince bir sesle.
"Komutanım aklımızı aldın." Anıl'ı duymamış gibi yapıp konuşmaya devam ettim.
"Hadi binin arabalara. Çağlar sen benimle geliyorsun. Güven bu iki hıyar sana emanet." Diyerek kafamla Anıl ve Koray'ı gösterdim. "Emniyet kemerini takmayanı mobeseden bulur-." Diyecektim ki tim hep bir ağızdan cümlemi tamamladı.
"O emniyet kemerini ona yedirirsiniz."
"Aferin lan keretalar." Tebessüm ettim. Arkamı dönüp albayın odasına çıktım, her bir karışını ezbere bildiğim merdivenlerden. Kapıyı tıklatarak 'gel' komutuyla içeri girip tekmil verdim.
"Binbaşı Kalben Çelik. Mersin, emret komutanım."
"Rahat." Dedi Ozan albay
"Albayım biz Kan timiyle beraber yola çıkıyoruz. Hakkınızı helal edin."
"Helal olsun kızım. Dikkat et, önce Allah'a sonra birbirinize emanetsiniz." Gözleri dolu doluydu albayın. Gülümseyerek selam verip odadan çıktım.
🥹
KARAN'DAN
"Başla kırk tur koşu." Dedim dişlerimin arasında. Artık canıma tak etmişti. Samet salağı yine ve yine askeriyeden bir kadına yürümüş, kız silahın kabzasını Samet'in kafasına geçirmiş ama ne geçirmek bu beyefendi bir gün boyunca baygın!
"Komutanım ya bu hafta dördüncü ceza. ALLAHTAN REVA MI BU BANA!" İsyan eden Samet'e ters ters bakmakla yetindim. Timdekiler kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Yanımıza albay postası geldi.
"Komutanım Kan timi geliyormuş. Bir de Albay Samet komutanımı bırakmanızı söylüyor." Kafamla onaylayıp uzaklaşmasını bekledim.
"Tim hazır ol!" Herkes inci gibi karşımda dizildi. "Kan timi geliyor." Ağızlarından şaşkınlık nidaları dökülen timime boş gözlerle baktım. Şaşırmakta haklılardı. Mersin'den Hakkari'ye namı gelmiş bir timdi Kan timi. "Bu gün bu kadar. Samet seninle sonra görüşeceğiz." Çay ocağına doğru ilerledim.
🫠
KALBEN'DEN
Hakkari'deki askeriyeye Çağlarla sohbet ederek gelmiştik. Kız kıza dedikodu da yapmıştık.
"Ara şunları Çağlar eve geçsinler yorulmuşlardır." Arabayı otoparka park edip aşağı indim. "Ben bir albaya görünüp geliyorum Çağlar." Girişteki merdivenlerden ikişer ikişer çıkarak zemin kata ulaştım. Karşıma çıkan ilk askere albayın odasını sordum. Odayı bularak tekmil vererek içeri girdim.
"Rahat. Binbaşım." Dedi Remzi ŞAFAK. Karşısında bir adam oturuyordu. "Türk Timinin komutanı Karan Binbaşı." Karşısındaki adama kaydı bakışlarım.
"Hoş geldin binbaşım." Dedi sert çehresiyle.
"Hoş buldum binbaşım." Bende aynı şekilde karşılık verdim.
"Bir emriniz yoksa çıkıyorum ben komutanım."
"Yok, çıkabilirsin." Selam verip odadan çıktım.
🙃
(1 HAFTA SONRA)
Sabah beşte kalkıp bizimkilere kahvaltı hazırlamaya başladım. Tabii içimden ne kadar şanslı olduklarını geçirerek. Krepler pişince masaya bıraktım. Ardından üç ayının kaldığı odanın kapısını kırarcasına açtım.
"Koğuş kalkkkkkk." Hihihi kötülük dediğin anda akla hemen onun adı gelir. KALBEN. Hepsi yatağından zıplayarak kalktı. Sırıtarak devam ettim. "On dakika sonra hazır olmazsanız size kan kustururum." Kanın üzerine bastırmış. Güven çoktan lavaboya girmişti. Koray ve Anıl'ı orada bırakarak Çağlar'larla ikimize ait olan odaya girdim.
"Çağlarımmm uyan hadi." Tamam belki ucundan ayrımcılık yapıyor olabilirim. "Üzerini değiştir banyo dolu." Ben zaten üniformamı giyinmiştim. Boy aynasının karşısına geçip kendime baktım. 'Yakıştı' diye geçirdim içimden. En çok bu yakıştı hatta...
"Komutanım sizi bekliyoruz!" Koray mutfaktan sesleniyor olmalıydı.
"Geldimmm." Masada bana ayrılan yere oturdum. Hep beraber kahvaltımızı yaptık. Ardından herkes sırayla lavabodaki işini halletti. Tam dışarı çıkarken timi durdurdum.
"Koray kimseye atarlanmak,teke teke çağırmak yok." Dediğim de yüzü asıldı. "Anlaşıldı mı?" Sessizce mırıldandı.
"Anlaşıldı komutanım."
"Çağlar ve Güven siz sıkıntı yapmazsın diye düşünüyorum." İkisi de onaylarcasına kafasını salladı. Anıl'a dönüp konuşmaya başladım. "Gevşeklik yapma, papaz olmayalım." Arkamı dönüp herkesten önce aşağı inip arabama bindim. Tim bir kaç dakika sonra geldi. Motoru çalıştırıp yola koyuldum.
İLK KURGUMMMM
ÇOK HEYECANLIYIM UMARIM BEĞENİRSNİZ
BÖLÜMLER BU KADAR KISA OLMAYACAK ANCAK BAZI BÖLÜMLER YİNE BU UZUNLUKTA OLACAK.
ŞİMDİDEN İYİ OKUMALAR
OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYINNNN
❤️🙌🏻
YOU ARE READING
BİNBAŞIM
Short Story"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! Ne bekliyordun seni seveceğimi falan mı?" Güldü alayla. İnanmak istemedim. Böyle sözler edecek kadar...
