Ol O Zaman

258 19 7
                                    

Neden bu saatte bölüm attığımı sorgulamayın. Çünkü ben de bilmiyorum.
Evet!!
Sonunda buraya kadar geldik demek?
Hepinize iyi okumalar ✨
---------------

"Mayıs, benim, Doğukan."
Doğukan yavaşça eğildi ve Mayıs'ı çenesinden tutarak kendine çevirdi. "Ben geldim."
"Sen mi geldin, Doğu?" dedi Mayıs, sanki başka bir dünyadaydı.
"Evet, ben geldim."
Yavaşça genç kızın yanına oturdu. Hemen yanındaki telefona bildirim gelip duruyor, bir sürü arama yapılıyordu.
"Abin ve baban senin için endişelenmiş olmalı."
Mayıs cevap vermedi.
"Ben yokken neler yaptın, May?"
Mayıs hafifçe gülümsedi. "Hiç. Bıraktığın gibiyim. Babam ile ilgilendik, annemin cenazesine hazırlandık." Burnunu çekti. "Abim babamın Türkiye'de kurmak istediği şirketin son aşamalarını bitirmek için Türkiye'ye dönmeyi teklif etti, biz de buraya geldik. Birkaç yıl boyunca düzeni oturttuk. Bizimkilerle tanıştım. Elvin'le, o ilk arkadaşımdı. Sonra Sare ve Melike'yle. Sonra seni düşündüm. Dedim ki kendi kendime, Mayıs ölümsüz lise aşkını unutacak mısın? Hayır. Aşkı boşver, o senin en yakın arkadaşın. Bu karardan sonra senin bir yayıncı olduğunu gördüm. Şimdi ise, buradayız..."

Mayıs tekrardan başını eğdi. Doğukan ona tedirgince baktı. Yatağının yanındaki şifonyerin üstünde, birkaç tane ilaç dikkatini çekti. Mayıs gerçekten zor zamanlar geçiriyor olmalıydı. Kolunu yavaşça genç kızın omzuna sardı.
"Şimdi sakinleş, tamam mı? Ben buradayım, biz buradayız."
Mayıs Doğukan'a baktı, ardından usulca başını omzuna yasladı. "Kaç yıl oldu?"
Doğukan yerdeki albümden gözünü çekerek hâlâ titreyen Mayıs'ın telefonuna baktı. "Oldukça fazla yıl."
Mayıs'tan bir iç çekme sesi geldi. "Seni rahatsız etmedim değil mi? Anonim mesajlarla falan..."
"Hayır!" dedi Doğukan hemen. Mayıs'ın kendini kötü hissetmesini istemiyordu. "Gerçekten, rahatsız olmadım. Aksine seninle konuşmak eğlenceliydi. Tıpkı eskiden olduğu gibi..."
Mayıs'ın ona yazdığı mesajları şimdi anlıyordu Doğukan, hatta okuldayken kendisine söylediklerini de... İris çiçeğini bile anlamıştı. 
Bir süre sonra Mayıs'ın rahatladığını hissetmişti. Nefesi biraz öncekinin aksine, daha düzenliydi şimdi.
"Şimdi uyu May," diye mırıldandı Doğukan ve kızı kaldırarak yatağına yatırdı. Üstünü örttükten sonra Mayıs'ı son kez inceledi. Ardından yavaşça odadan çıktı.

"Tamam güzelim, söz veriyorum bana gideceğiz ya."
Elvin bedenini Arda'ya yaslayarak yürümeye çalışıyordu. Melike sızmıştı, Selim çöpleri topluyordu. Sare ise Görkem ile konuşuyordu.
"Beğn iyi değiliğm."
"Biliyorum. Hadi seni eve götüreceğim. Lan biz kızların evini bilmiyoruz ki?"
Selim, Arda ve Görkem birbirlerine bakarken Doğukan'ı fark ettiler.
"Mayıs nasıl?"
Doğukan tam cevap verecekken Elvin atıldı.
"Mayıs iyi değil. Mayıs Adalınığ özlüyoğ."
"Eveğt!" dedi Sare. "May nerdeğ? Beni May'e götüğr."
"Ardağ Mayıs nerdeğ?"
"Tamam canım sakin ol... Mayıs nerede?"
"Uyuyor." dedi Doğukan. "Ev konusuna gelirsek. Sanırım burada yatmaları daha uygun olur. Sonuçta bilmiyoruz nerede yaşıyorlar."
Arda başını salladı ve Elvin'e döndü.
"Gözlerini kapat, ışınlayacağım şimdi seni benim eve. Hooop! Geldik. Şimdi yatıralım seni gel. Sen burada bekle, ben yatağını hazırlayayım."
"Görkeğm."
"Efendim?"
"Ben aslındağ seni sevmiyoruğm, hatta senin çok amcığ olduğunu düşünüyoruğm."
"Aa, neden?"
"Ya Ceylin'den ayrıldığn, Yağmur'a gittiğn. Ondan ayrıldığn, Helin'e yavşadığn. Sonra tekrar Yağmur'a gittiğn. Ondan da ayrıldığn. Az yavaş amına koyayığm."
Görkem kendi kendine güldü.
"Sıralama yanlış sanatçı hanım, Önce Helin, sonra Ceylin, en son Yağmur."
"Piç."
Doğukan koridorun sonundaki Mayıs'ın odasına son kez baktı, ardından Selim'e etrafı toplaması için yardım etti.
"Ne aksiyon gece gece, değil mi?"
Doğukan başını salladı. "Birkaç hafta sonunda öğrendim İris'in kim olduğunu. Ama daha iyi bir şekilde öğrenmek isterdim."

Hayatımın Aşkı | Doğukan AdalWhere stories live. Discover now