Video-1

61 7 8
                                    

Doğukan FNAF VR oynayacağını söylediğinde ondan daha çok heyecanlandığıma yemin edebilirim.
Tamam, kabul ediyorum, benim yaşımda olan çoğu gibi FNAF benim için de çok mükemmel bir korku oyunu. Yani, korku ve gerilim oyunları benim için her zaman cezbedici olmuştur. Outlast, Resident Evil, Last Of Us, Devour en sevdiğim oyunlardandır. Çoğunu oynadım, Five Nights At Freddy's de bunlardan biri işte. 

Doğukan yayın için hazırlanırken -gözlüğü falan takarken- ben de arkadan onu izliyordum. Korku oyunları kendi başına oynamayı sevmezdi, hiç sevmemişti. Amerika'dayken bile. Mutlaka yanına ya Enes'i alırdı, ya da başka birini. Şu günlerde bu şanslı kişi ben olmuştum. O oyun oynarken onun yanında oturan kişi...

Doğukan yayını başlattığında istemsizce gerilmiştim, zaten chatteki herkes Doğukan Adal'ın sevgilisi Mayıs Özden'i biliyordu ama burada olduğumu bilmiyorlardı. Doğu'nun da söyleyeceğini sanmıyordum. 
Sandalyeye sırtımı yaslayıp bir yayına, bir de Doğu'ya baktım.
"...çok korkunç bu bu arada... hayır ya."
Doğu söylenirken kendi kendime güldüm. Oyunda telefon çalarken Doğu hâlâ 'hayır ya' diyordu.
Ay ben seni yerim- 
Tamam tamam. 

"...hayatımı sevmiyorum..."
Ben gülüşüm duyulmasın diye kafamı yastığa gömmüştüm.
"Gülme! Gülme! Gülmesene ya..."
Doğu'nun söylenmesiyle kendimi tutmam iyice zorlaştı. Doğu'nun tersi yönüne -batıya değil, espriyi anladınız mı? hehheheh.- duvara bakmaya başladım.
"Chat biz neden bunu oynuyoruz? Biz neden bunu oynuyoruz?"
Benim olduğum tarafa döndüğünde gülümsedim. Çünkü bu Five Nights At Freddy's, şapşal.

"Hayır hayır... KAPILARI KAPAT KAPILARI KAPAT- banane banane-"
Gülmelerim artık kahkahaya dönüştüğünde sesim mikrofona gitmesin diye arkaya, Doğu'nun yatağına gittim. 
"İSTİFAMI VERİYORUM-"
Ben oynarken diyeceklerini şimdiden tahmin edebiliyordum. 'Nasıl bu kadar soğukkanlısın- GELİYOR GELİYOR KAPILAR- MAYIS KAPILAR-
Daha önce bana FNAF oynattığında aynısı olmuştu. Jumpscare yediğimizde sanki oynayan oymuş gibi, tek çığlık atan o oluyordu. 

"Bu işi verenin de, her şeyi yapanın da-"
En azından devamını getirmedi. 
Ben yeniden sandalyeye oturup ekrana baktığımda Doğu oyunun korkunçluğundan yakınıyordu.
"..benim zaten iki boyutlu ekranda elim ayağım kesiliyor- beni buna sen ikna ettin. Ben oynamayacaktım ki. Sen dedin bana oyna diye-"
Sesi giderek incelirken ben sırıtıyorum.
Sanırım küçücük, mini minnacık bir katkım olmuş olabilirdi. 

"Chat eğleniyor musunuz ha-" Oyundaki kola şişesini yere fırlattı. "Eğleniyor musun?"
Burada beni kast ettiğini biliyordum. Fısıldamayla karışık söylemek isterken gülmemden dolayı gayet normal bir şekilde, "Evet." dememle bana dönmüştü.
Öyle kollarını normal bir şekilde salıp, sanki oynamıyormuş gibi başını bana çevirmişti. Ben yine kahkahamı durduramadım. 
Selam chat, ben de buradayım.

"Anne elimi tut- elimi tutar mısın?" derken kolunu bana uzattığını fark ettim. Ani gelen bir cesaretle uzanıp kolunu kavradım. 
"Sıcak bastı, sıcak bast- a, a bak bu- bu iyi geldi."
Gülümsedim. 

"Ses duydum- ses duydum. Bir şeyler oluyor, bir şeyler oluyo-"
O sırada yandan gelen Chica'yı fark ettim. Anlaşılan Doğu da fark etmişti. 
"AĞAĞAĞĞAAĞĞA- Allahım-"
Oyunun gerilimiyle dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Çiğ çiğ yiyecek beni- AĞAĞAĞĞA-"
Bonnie de öbür taraftan geliyordu. 
Ah be Doğu, şuan senin yerinde olmak vardı.

"Çık git, çık git- SİKTİR GİT-"
Boşluğuma geldi, boşluğuma geldi, boşluğum-
KAHRETSİN. 
Bu arada Doğu'nun gücü bitmişti, başını kollarının arasına bakmış 'bakmayacağım, bakmayacağım ALLAHIM ÇOK KORKUYORUM' diyordu. Sonra o tanıdık ses duyuldu- ilk gece bitmişti.
"YES YES- mükemmel bir şey-"
O arada bana doğru eğildi (dakika; 4:05) ne yapmamı istediğini anlayıp yanağına kısa bir öpücük kondurdum.
Hehehheheheh.

"..cehennem burası cehennem. Küçükken su döküp öldürdüğüm tüm karıncalar için özür dilerim-"
Ah ah... bu oyun yiğidimi ne hallere soktu. 
"..nota bilmiyorum ki benim müzik kolağım yok-"
Kolağım? Kulağım olmasın o?

Sonraki birkaç dakika boyunca Doğu jumpscare yedi. Şu robotları tamir etme işi pek Doğu'ya göre değil sanırım. 
Ben öyle oturup izlerken Doğu pes etti. Elindeki gözlüğü falan çıkardı.
"Yok ben yapamıyorum." sonra bana döndü. "Böyle sürekli elimi tutup 'hani Doğukan yapabilirsin Doğukan' demene ihtiyacım var bitiremem ben bu oyunu." 
Yia. Şapşik şey seni. Sen iste ben yapmaz mıyım hiç. Yaparım tabi.
Sonuç olarak o günlük bırakmaya karar verdi.

EVET! İkinci gün~
İlk güne başlar başlamaz Foxy'nin jumpscare atması hem onu hem de beni hazırlıksız yakalamıştı. 
Aynı anda "ANANI S-" diye bağırmıştık. Devamını siz getirin, biz getirmiştik- HDJSGFAKJSK.
Ya ruh eşi miyiz neyiz ya (aynı anda küfrediyoruz)

İkinci güne daha hazırlıklıydık. Yani, en azından ben.
Doğu yine çığlık atmıştı, ben ise yerimden zıplamıştım -az kalsın sandalyeden düşüyordum- ama en azından küfür etmemiştik.

Oynamaya devam ederken en azından bi 5 kere maskenin yüzüne yapışmasından dolayı korkmuştu. Şu yayın bi bitsin onu 5 kere korkutmazsam-
Şaka şaka. Ben kıyamam ki...
Ya da kıyarım. Enes arka çıkarsa-
Tamam tamam yapmayacağım bir şey.

Bonnie'nin karşıdan geldiğini gören Doğu maskeyi takmış, çıkarmamak için diretiyordu.
"Hiçbir komut bana bu maskeyi çıkartıramaz."
Ben bile mi :(
Tabi ki böyle bir şey yapmayacağım. Çıkartırsa jumpscare yer ve çığlık atar, ve bu onun kalbine zarar.
Bi tık seviyorum sanki ya. Bi tık. 

Vent Repair bölümüne girdiğimde bu oyunu oynayan diğer gamerlar geldi aklıma. Uyarmak istedim ama sustum.
Çünkü öyle. Kendi keşfetsin değil mi? He-he.
Vent Repair'dan da jumpscare yediğinde arkasını dönüp masum masum dolabına sarıldı. Gözlüğünü çarpmasıyla kıkırdadım. 
"Dolabım, dolabım... Ah- kafam.."
Sonra masumca bana yaklaştı, cesaret verircesine sarıldım.

Oyun bir çok çığlık ve jumpscare ile bittikten sonra Doğu yayını kapattı ve bana döndü.
"Ne oyundu be..." sonra yüzünde bir sırıtış belirdi. "Demek ben çığlık atarken sen gülüyorsun..." Parmaklarını sanki yakalamak istercesine uzattığında güldüm.
"Eh komik olduğunu inkar edemezsin."
"Biliyorsun, sırada sen varsın."
Bilerek o psikopat gülümsemesini takınmıştı. 
"Biliyorum."
"Ama gülmenin bir bedeli var."
"Ne bedeliymiş bu?"
"Ceza."
Parmaklarını gıdıklıyormuş gibi hareket ettirdi- kahretsin...
Bilmeyenler için; tikim var. Gıdıklanmaya gelemiyorum.

Ondan kaçmak için ayağa kalktığımda ben daha odadan çıkamadan beni belimden tutup yatağa atarak tuş etmişti. Bir yandan da karnımı gıdıklıyordu.
"Doğu- Doğu bırak- Bıraksana-" Gülmekten dolayı doğru düzgün konuşamıyordum bile.
"Yoo."

****

Bir sonraki bölüm için özür niyetine olsun. Heheh.

Hayatımın Aşkı | Doğukan Adalजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें