#29

413 12 10
                                    

~ onun bir vampir olduğunu öğreniyorsun ~

(Bite me dinlerken geldi aklıma sorgulamayalım lütfen )

Heeseung;

Heeseung ile düzenli bir ilişkiniz vardı. Birbirinizi seviyorsunuz. Bir çok kişi nasıl böyle olduğunuzu sorguluyor. Ama heeseungda değişik şeyler olduğunun farkındasın. Asla aynaya bakmaması mesela üstüne bakacaksa telefondan bir fotoğraf çekerek bakar. Eve asla ayna koydurmaz . Evinde tek bir ayna var. O da senin makyaj aynan. Odana girecekse onu kapatmanın ister. Bunun nedenini soracaksın. Sinirli olduğunda herseyi pat diye söylüyor. Önce onu sinir ettin.

" neden aynalar konusunda böylesin. Ne var bu aynalarda ? "

" hayatında hiç vampir diye bir şey duymadın mı sen- " 

İkinizde şok olmuş şekilde duruyorsunuz.

Jay ;

Onda bir sorun varsa kesinlikle sarımsak yememesi dayanamıyor. Yemeklerin içine koymak istiyorsun fakat. Bırak yemeyi görmeye , kokusunu duymaya dahi tahammülü yok. Evde kesinlikle bulunduramıyorsun.

" ama bu yemeği yapmak için koymam lazım , koyacağım dedim sana. "

Elini tuttu.

" Biraz beni de düşün."

" alerjin mi var ?"
Biraz düşündü. Mantıklı bir açıklamaydı.

" evet ,  evet var "

" yalan söylüyorsun."

" hayır bu bir yalan değil."

" evet , evet öyle"

" ne diyeceğim ? Ya aşko ben vampirim sana sorun olur mu diyecektim."

Jake;

Onu yakalarsan kırmızı gözlerinden anlarsın. Sinirlenince ,mutlu olunca, üzülünce ve diğer bütün duygularda. Hemen gözü kıpkırmızı oluyor.
Ona bir hediye verdin. O kadar mutluydu ki , gözündeki kahverengi ton birden kırmızıya dönüştü.

" hey , iyi misin gözlerin kızardı."

Bir lanet savurdu kendi kendine. Ne diyecekti. Yalan söyleyemezdi. Senin güvenini kırmak isteyeceği son şey bile değildi. Sana karşı dürüst oldu.

Sunghoon ;

Kana ve kan kokusuna dayanamamak. Onun bütün sorunu bu. Elini kestiğini bahçe de olsa bile anlayabiliyor. Kanın kokusu fazla yayılmadan anlıyor. Arkası dönük olsa bile. Elbette bu seni korkutuyor. İçinde ki merak daha çok uyanıyor. Elini yanlışlıkla kestin. Fazla kanıyordu. Üstüne peçete koyup , kanı durdurmaya çalıştın. Yara bantları sunghoonun odasında odasına girdiğinde kolunu ısırıyor. Ona anlamsızca baktın.

" ne oluyor ? Ne yapıyorsun sen"

" hiç bir şey " dedi.

Sunoo;

Gümüş.  Onları kullanamıyor veya dokunamıyor. Yemek için gümüş kaşıklar koydun. Güzel duruyorlardı. Beğeniyordun. Ama sunoo seninle aynı fikirde değil.

" neden koydun güzel bile değiller" dedi sunoo

" hayır çok hoş duruyorlar."

Sunoo göz devirdi.

" neden sevmiyorsun. Çok hoşlar "

" tutamıyorum. Ellerimi eritiyorlar sanki bilmiyor-" aniden sustu

Jungwon ;

O elinde hep bir şarap kadehi ile geziyor. Ama ne tadına bakmana ne de koklamaya izin vermiyor. Uzaktan baktığında hemen anlıyor. Ve seni tekrar tekrar uyarıyor.

"hey sakın yapma seni baştan uyarıyorum."

Elbette merakına yenik düştün. Eline aldığın anda hem elin yandı , hemde ağır bir kan kokusu sardı etrafını. Bunun kan olduğunu anladığın an bıraktın. Ama çok geç onun haberi var. Ölümlerden ölüm beğen yadaa onunla yaşamaya devam et. Ömrün boyunca biliyorsun o ölmeyecek.

( haçla ilgili yazıyordum. Dedim gece gece carpilmayayım.)

Niki;

Yaş şakaları ve sabah güneşe çıkamamak. Sürekli çok büyük olduğunu söylüyor. Sen ise tersini onun 17 yaşında olduğunu (2 yıldır 17 yaşında reşit olamıyor çocuk) söylüyorsun. Ama o inatla yaşının yüzlere dayandığını söylüyor.

" ah yine mi aynı konu niki ? Sen 17 yaşındasın."

" hayırr. Ben 279  yaşındayım."

Ona sadece peki diyerek cevap veriyorsun. Sabah gezmeleri diye bir şey yok. Saat 6 olmadan nereye istiyorsan gidebilirsiniz. Fakat güneş doğmaya başladığı an evin perdeleri kapanır ve asla açılmaz. Umarım sabredebilirsin.

Buda süprizzz. Aklıma yeni şeyler gelirse yazarım.

Enhypen reactionsWhere stories live. Discover now