#27

532 14 21
                                    

~Onu daha tanımıyorsunuz ve yüzüne dalıp gidiyorsun ~

Heeseung ;

Arkadaşlarınla ders çalışmak için kütüphane tarzı bir yere geldiniz. Gayet hoş bir havası vardı. Boş masallardan birine geçtiniz. Bir saat sonra sıkılmaya başladın. Yan taraftaki boş masaya yedi tane çocuk oturdu. İçlerinden birine bakarken dalıp gittiğini fark etmiyorsun. Bir süre sonra senin ona baktığını fark etti yerinde kıpırdandı.

Jay ;

Arkadaşın tarafından zorla bir sergiye geldin. Sergiler bazen ... sıkıcıdır. Hiç ilgini çekmeyen bir sergidesin. Arkadaşın ise senin tersine çok yakından ilgileniyordu. Artık o kadar sıkılmıştın ki. Birinin yüzüne dalıp gittiğini fark bile etmedin. Ayak üstünde uyuyordun resmen. Genç çocuk bunu fark etmiş olacak ki sana bir bardak kahve getirdi.

Jake ;

Bir petshop işletiyorsun. Çalışanlarından biri gelmediği için ayak işleri sana kaldı. Boş bir şekilde sandalyede dönüyorsun. Telefonunun ise şarjı bitti. Yapacak bir şey bulamıyorsun. Köpeğini getiren bir genç girdi içeri. Tam olarak ideal tipin. Sarı saçları çok cazip gelmişti. Köpeğini içeri bıraktı ve oturmak için senin olduğun yere geldi. Yüzüne dalıp gittin. Çocuk bunu fark ettiğinde kıkırdamadan edemedi.

( aslında sarı saçlı erkekleri hiç sevmem ama bazı kişiler çok cazip geliyorlar. Mesela jake gibi kişiler.)

Sunghoon ;

Bir yakının hasta olduğu için ilaç alman gerekiyordu. Eczaneye gitmek için hazırlandın. Eczaneye geldiğinde ortalıkta kimse yoktu. Çalışanlardan birini bulmak ümidi ile seslendin. Kapıdan birisi çıktı. Beyaz önlüğü çok güzel duruyordu. Ne için geldiğini Bi anlığına unuttun. Reçeteyi uzattın. O ilaçları getirirken sen ise onu izlemiştin.

Sunoo ;

Güneş batmaya yakın biraz kafa dinlemek amaçlı parka geldin. Evinden biraz uzaktı. Ama bunu elbette sorun etmiyordun. Parkta kimse yoktu bu yüzden rahatça oturabilecektin. Neredeyse beş dakika sonra endişeli bir çocuk girdi. Yere bakıp oflayıp duruyordu. Ağzından sadece ' nerde bu bileklik' cümlesi çıktı. Oturduğun bankın kenarında pembe doğal taştan bir bileklik gördün. Alıp yanına gittin. " sanırım bunu arıyorsunuz." Elindeki bilekliği görünce sevindi çocuk. Teşekkür etmek için kafasını kaldırdı. İlk defa bu kadar şirin ve yakışıklı birini görüyordun.

Jungwon ;

Arkadaşlarının ısrarları üzerine bir mekana geldiniz. Evde uyumak varken geldin. Çünkü durmuyorlar. Arkadaşlarının biri telefonu ile uğraşıyor diğeri ise üstünü düzeltme amacı ile lavaboya gitti. Mekana yeni girmiş bir aile gördün. İçlerinden birine baktın. Yakışıklıydı  çok bakmadın rahatsız olmaması için. Güldüğünde yanında ki kocaman gamzeye bakakalmıştın.

Niki ;

Bir ressamdın ve yakında bir sergiye katılacaksın. İlham bir türlü gelmek bilmiyordu. Ve bu dönemdeki sanatkarlar gibi baştan savma şeyler yaparak para kazanmak istemiyorsun. Bu yüzden dışarıya çıktın . neredeyse hiç kimsenin gelmediği  bir yer buldun. Bir genç orada çimlerde oturuyor. Biraz uzağına oturdun. Gayet güzel görünümlüydü. Hemen çizmeye başladın böyle bir ilhamın kaçmasını istemedin. Çizimi bitirdin. Çocuk sana bakıyordu. Gözlerinde takılı kaldın.

Ayh kaç gündür yazıyorum. Umarım beğenirsiniz buna sınır koymayacağım çünkü zaten istediğini alıyor gibi ve zaten ilham gelmiyor koysam bile tamamlandığında bir şey gelemeyecek. Herkese iyi geceler ♡♡♡♡

Enhypen reactionsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin