9| Öldürenler ve Yaşatanlar

152 56 251
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese tekrardan merhabaaaa!🥳🥳
Sizleri çok özledim, sizinle Elzem'in yorumlarında buluşmayı çok özledim.
Bir süredir yoktum fakat artık buradayım. Yokluğumu telafi etmek için sizlere bomba gibi bir bölüm hazırladım.🥹

Yorum yapmaktan sakın çekinmeyin, sizlerle yorumlarda buluşmak ilaç gibi
gerçekten.

Keyifli okumalar bebeklerim.❤️‍🩹
Bölüme başlamadan önce küçük yıldıza dokunarak oy vermeyi unutmayın.❤️‍🩹

~

Ona sarıldım.
Beni iteceğini bile bile ona sarıldım.
Beni itti.
Ona her sarıldığımda beni itti.
Ona her sığındığımda ben itti.
O sadece beni itti.
O itti fakat ben yine de hep ona sarıldım.
Ona güvendim.
Beni yanıltacağını bile bile ona güvendim.
Bana yalanlar sıralayacağını bilsem de onu her zaman dinledim.
Beni yanılttı fakat ben yine de her zaman ona güvendim.

Bunlar için onu suçlayamazdım. Ona giden bendim. Ona inanan bendim. Ona sarılan bendim. Ona güvenen bendim. Buna ne denirdi bilmiyorum fakat o ateşe ben kendi isteğimle yürümüştüm her seferinde. Bile bile ona gitmiştim. Bile bile kendimi tüm çıplaklığımla ona göstermiştim.

Ama o benim ailemdi.
O benim ailemden bir parçaydı.

Bazen insanın ailesine karşı yapacak hiç bir şeyi olmuyordu. Bazen, elinizden hiçbir şey gelmezdi. Bazen bazı insanlara alışmak zorunda kalırdınız. Bazen bazı yalanları bilerek dinlerdiniz. Bazen bazı sarılışlar sizi yerle bir etse de bunu bilerek sarılırdınız.

Ona sarıldım. Kendimi yorgun kollarına bıraktım. Beden ve ruhum da en az onun kadar yorgundu. Ellerimdeki kanları beyaz elbisesine ve sırtından süzülen beyaz saçlarına bulaştırmıştım fakat şu anda bunu ikimiz de önemsemiyorduk.

Ben ona sarıldım fakat o bana sarılmadı.
O bana hiçbir zaman sarılmadı.

"Vera." dedi sadece fısıltıyla. Ne olduğunu sormayacaktı. Bana ne olduğunu zaten çok iyi biliyordu. O bu hikayenin neresindeydi bilmiyordum fakat o her şeyi bilirdi. Cevap vermeden öylece sarılmaya devam ettiğimde artık üzerinde durduğum ayaklarımın acıdığını hissettim. Cam parçaları hala saplandıkları yerlerindeydi. Her adımımda daha da derine süzülen cam parçaları...

Başımı boynuna gömdüğüm yerden kaldırdığımda ve mavi gözleriyle karşı karşıya kaldığımda hala burnuma nüfus eden yasemin kokusuyla yüzümü buruşturdum.

Bedenine doladığım ellerim iki yanıma düştüğünde bakışlarımı artık kırışıklıklarla dolu olan yüzünde gezdiriyordum. Hiçbir şey demeden yanından geçerek eve girdiğimde bir süre kapıda bekledikten sonra o da içeri girerek kapıyı kapattı. Gözlerim aşina olduğum evin içerisinde dolaşmaya başladığında yüzümde bir tebessüm oluştu. Buraya çok nadiren gelirdim. En son ne zaman geldiğimi bile hatırlamıyordum fakat her şey sanki öylece olduğu yerinde kalmıştı. Sanki ben bu evden çıktığım anda evin içerisinde zaman donup kalıyordu ve ben tekrar geldiğimde akmaya devam ediyordu.

Gözüm duvardaki el yapımı gibi duran işlemeli saate takıldığında, her zaman oturduğu sandalyesine oturdu. Göz ucumla ona baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Derin bir nefes alıp verdiğimde "Buna son verebileceğini biliyorsun." diye söze başladım.

Gözlerini dahi kırpmadan bana bakmaya devam ettiğinde soru sorma gereği bile duymamıştı çünkü neyden bahsettiğimi ikimiz de çok iyi biliyorduk. Ayaklarımın acısını umursamadan evin içerisinde dolanmaya başladığımda gözlerini bir an bile üzerimden ayırmamıştı. Bir kaç adım attıktan sonra duvara öylece özensiz bir şekilde asılmış olan tabloların önünde durdum. Özen gösterilmemiş gibi olmalarına rağmen onları bu hayattaki her şeyden çok sevdiğini biliyordum.

ELZEM Where stories live. Discover now