ミ 3★

2.6K 308 547
                                    

Bulanık sesler duyuyordum. Ancak gözümü açmaya gücüm yoktu. Kaç kişilerdi bilmiyorum ama başımda epey bir kalabalık vardı. Bunu çıkan uğultudan anlayabiliyordum.

Tekrar o iğrenç yere mi gelmiştim?

Yine saçma sapan deneylere mi maruz kalacaktım?

Hala Denek 0320 miydim? Yoksa sonunda birileri bana Lee Felix diyebilecek miydi?

Sesler azalıp yok olmaya başladığında tekrar bilincimi kaybettiğimi anlamıştım.

Genç adam hâla uyurken başındaki gençler kendi aralarında konuşuyordu

"Gerçektende bizim gibi mi?" diye sordu içlerinden birisi,

"Evet." dedi iri adam,

"Peki sen onu nereden buldun baba? Neden onu buraya getirdin? Yoksa bizden bir ordu kurup dünyayı ele geçirmek mi istiyorsun?!" dedi çocuk alayla.

"Evet hatta başınada seni koymayı düşünüyorum. Ama sen mi dünyayı ele geçirirsin yoksa dünya mı seni ele geçirir bilemem." dedi iri adam da onun gibi alayla.

"Ben Chan'ın iyi hir lider olacağına inanıyorum." dedi kahverengi saçlı çocuk içten gülüşüyle.

"Evet ya düşünsenize Minho Lider oluyor savaşta, vallahi batarız ben direkt beyaz bayrağı sallarım." diyerek arkadaşının kafasına vurdu gamzeli çocuk.

"Bir makalede okumuştum. Savaştayken bir Sadrazam, düşman tarafın Kraliçesini görüp aşık olmuş ve kazanacakları savaşdan çekilmiş. Minho'da aynısını yapardı." sincap suratlı çocuğun bunu demesiyle herkes kahkalara boğulmuştu.

Tabii Minho hariç.

Dik ve keskin bakışlarını sincap suratlı çocuğa dikmişti.

İri adam kahkalarına yarıda kesip "Sessiz olun çocuğun yanından ayrılalım. Rahatsız olmasın." dedi. Gençler iri adamın sözüne hak verip odadan çıkacakken biri soru yöneltti..

"Ama tek başınayken uyanırsa onu kaçırdığımızı düşünüp camdan kaçmaya çalışırsa?" kaslı çocuğun bunu demesiyle herkesden onu destekleyen uğultular çıkmıştı.

İri adam ona hak verdi "Tamam o zaman nöbetleşerek başında dururuz..." gözlerini sabahtan beri sessiz kalan uzun saçlı gence çevirdi ve ardından "İlk nöbeti Hyunjin yapsın birer saat arayla yer değiştirirsiniz." dedi. Hemen ardından herkes başına kalmaması adına anlaşmayı kabul etmişti.

Diğer gençler televizyona koşarken uzun saçlı genç, sessizce itiraz etmeden tekrar içeriye girmişti.

Kanepeye oturup sessizce karşısında bebek gibi uyuyan genci izlemeye başladı.

Nasıl dayanmıştı bunca sene bu eziyete?

Kim bilir ne kadar pis şeyler yapmışlardı bu gence?

Diğer insanlardan farklı olduğunu biliyor muydu?

Yatakta uzanan bedenin kıpırdamasıyla uzun saçlı çocuk hemen ayağa kalktı ve gencin başına gitti.

Her yerim ağrıyordu. Ne kadar zamandır yatıyordum?

Neredeydim?

Gözlerim daha çok ağrıyordu.

Yerimde kıpırdanıp yüzüme gelen ışıkla kafamı sol tarafa çevirdim.

Ardından yavaşca gözlerimi açtım. Gözlerim ışığa yeni yeni alışırken duvarda gördüğüm şeyle ağzımdan istemsizce bir kelime döküldü,

raxeira ミ hyunlixWhere stories live. Discover now