•Özel bölüm•

131 10 30
                                    

Tekrardan hatılatmak isterim ki bu bölümün hikaye ile alakası yoktur. Souya ve rindounun bu hikaye başlamadan önceki tanışma hikayeleridir.

Medya; özel bölüme özel olarak koyduğum size çiçek veren rakuncuk

Öyleyse iyi okumalar✨

"hadi souya gidelim."

Bu chifuyuydu. Meydan kavgası sona ermiş toman kazanmıştı. Başını meydanın oraya çevirdi ve sarışın saçlı gözlüklü çocuğu görünce kaşları çatıldı. Sonra chifuyu'dan destek alarak yürümeye çalıştı. Bacağı ve kolu onun yüzünden böyleydi. Zar zor motorsikletin koltuğuna binmeyi başardı ve sağlam kolu ile seleye tutundu. En yakın zamanda intikamını alacaktı. Gerçi ağladıktan sonra bi nevi almıştı ama içine sinmemişti.. Yada sadece peşini bırakıp hayatına devam etmeliydi.. Bunu abisi ile konuşacaktı.. Rüzgar turkuaz saçlarını karıştırırken gök yüzüne baktı. Şu an tek istediği şey abisini görmekti...

-

Bir saatlik yolun sonunda hastanedeydi ve maalesef hala abisini görememişti çünkü kolunu ve bacağını alçıya almaları oldukça uzun sürmüştü. Olay yerinden ayrıldıktan sonra tek bir kelime bile konuşmamıştı. Yaklaşık yarım saattir kendisini ve abisini bu duruma düşüren sarışın orospu çocuğundan nasıl intikam alabileceğini düşünüyordu. Aklında her ne kadar 10 dan fazla fikir olsada şu anlık bunu düşünmeyi bırakması gerektiğini düşündü çünkü düşünmekten beyni sulanacaktı. Neyseki durumu o kadar kötü değildi. Yani bir destek ile yürüyebilirdi. Bulduğu ilk fırsatta ayağa kalkıp abisinin odasına yürümeye çalışıp yere yapışmıştı. Hakkai her ne kadar ona acele etmemesini söylese de bir an önce abisini görmek istiyordu.Muhtemelen odaya girdiği gibi abisinin üzerine atlaması da bu yüzdendi. Artık gayet rahat bir şekilde azarını yeyip uyuyabilirdi.

-

Olaydan iki yıl sonra

Souya lisenin ilk günü tamamen sakin ve huzurlu bir şekilde geçirmeyi planlarken hiç beklemediği ve lise hayatını tamamen değiştirecek birşeye tanık olacağından habersiz çizim defterine birşeyler çizmekle meşguldü. O kadar dalmıştı ki yeni gelenlerle beraber sınıfa girip yerine oturan rindouyu farketmemişti bile.

Aradan geçen kırk dakikanın sonunda teneffüs zili çalmış ve sınıf boşalmıştı. Rindou hazır sınıf bomboşken biraz uyuyup sessizliğin tadını çıkarmayı düşünürken bir anda cam kenarında oturmuş birşeylerle uğraşan tanıdık görünen çocuğa baktı. Ve anında hatırlayıp gülümsedi. Anlaşılan bu sene o kadar da sıkılmayacaktı. Yavaşça sırasından kalktı ve sessiz adımlarla yanına gitti. Ve birden arkadaş canlısı bir ses ile;

-naber lan ismin neydi senin?

Genç epey dalmış olacak ki hafifçe irkildi ve kendisine seslenen sarışına baktı. Gayet düz bir ses ile;

-souya kawata.

-hmm güzel.. Ne çiziyorsun?

Bir elini sıraya koydu ve çizime doğru hafifçe eğildi. Souya sol kolu ile hafifçe resmi kapatmak istercesine defterin üzerine götürdü ve çiziyor olduğu garip yaratığı boyamaya devam ederken;

- hiiç öyle birşeyler..

-pek iyiye benzemiyor. Bir yaratık mı?

-evet...

Resme bu kadar yaklaşmasına anlam verememişti. Çizim yaparken kendisine bu kadar yaklaşılması sinirlerini bozuyordu. Rindou biraz daha gülümsedi ve;

-epey garip birşey çizmişsin. Gülünç olduğunu düşünmüyor musun?

Kolunu souyanın omzuna atarken konuştu. Souya gayet ciddi bir şekilde;

Enemies | rinsouWhere stories live. Discover now