Son dönemlerde sosyal medyaya, alışılmışın dışında bir yaşam koçu damga vurmuştu. Söylenenlere göre görüşmeye giden kişileri mutfağına davet ediyor, onlardan makarna yapmasını istiyordu.
Bunu duyan herkes ilk önce alaya almıştı. Makarnayı yiyen yaş...
Muhtemelen fazla abartıyor, gereksiz içerliyordum kendi ailemin beni görmeyişine. Tabii küçük çocuklar hissettiklerinde hep haklı olduğunu düşünürdü değil mi?
.
.
.
Sırtımı duvara vermiş, öylece yığılmışken kanlar içerisinde kalmış parmak boğumlarıma ve titreyen dizlerime bakıyordum.
Ben...
Ben ondan farklı değildim ki.
*
Kürekleri kenara bırakı. Bizi alabora etmeden yanıma yerleşmeyi başardı. Ona sokulmama izin verdi.
"Romantik cümleler sana çok ya-"
Cümlesini bitirmesine izin vermedim.
Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.
Çınar:
Viskinin yakıcı tadı boğazımdan aşağı doğru kayarken, yüzümü ekşitme dürtümle başa çıkmadım. Ne yapacağımı bilmediğimden doğaçlama devam edecektim.
Rolüm neydi ki?
Bir rolüm yoktu. Günü kurtarıyordum işte. Günü kurtarmakla ilgili söylediğim şey neydi? Günler haftalara, haftalar... O tarz bir şeyler.
Neyden korkuyordum? Kaybedecek neyim kalmıştı? Başaramamıştım işte... Ondan nefret etmem, onun üzerine oyunlar oynamam... Hiçbir şey onu yıldırmıyordu.
Evine gizlice kamera yerleştirip çıplak fotoğraflarını sosyal medyada yayabilirdim ama kocasının kapkaççılık olayından sonra güvenlik önlemelerini artıracağını sanıyordum. Elimi kolumu sallayarak hiçbir şey yapamazdım.
Ünlü birini durduracak basit magazinsel haberler onu durdurmazdı ki! Magazinle kadının işi yoktu.
Plazayı ateşe vermeyi düşündüm. Tüm plaza cayır cayır yanıyorken bunu seyretmenin vereceği hazzı hayal etmek bile tatmin edici hissettiriyordu.
Zihnim hafiflemeye başladığında alkolün etkisini göstermeye başladığını da anlamış oldum.
"Çınar Bey, danışman sizi bekliyor."
Ağır adımlarla odaya girdim. Ihlamur beni gülümseyerek karşıladı.
Her şey yolundaymış gibi gülme! Bu odaya girdiğim andan itibaren hiçbir derdim kalmazmış gibi gülme! Yanında güvendeymişim gibi gülme!
"Yeniden hoş geldin Çınar." dedi gözlerimin içine bakarak. Bu bakışlarla zihnimi mi okuyorsun Ihlamur?
Alışmış bir şekilde karşısındaki yumuşak koltuğa oturdum.
