2.6

9K 989 715
                                    

"Komik mi bu şimdi?"

Minho sırıtırken kafasını olumlu anlamda salladı. Şaşkınlıkla on bakakalmıştım ki belimdeki elleri beni zorlanmadan kucaklayarak havuzun taşına oturttu. Anlamaya çalışarak kaşlarımı kaldırdım.

"Ben havuzda idare ederim ama sen bu üstün ve..." Duraksadığında bakışları boynuma düştü ve derin bir iç çekti. "Ve bu boynunla bizi ele verirsin. Soyunma odasına git."

Kaşlarım çatılırken oturduğum yerde kalmıştım öylece. Onun bakışlarıysa ıslandığı için hiçbir şeyi saklayamayan gömleğimdeydi, yutkunduğunda bakışlarım kızaran yanaklarım eşliğinde tekrar aşağıya döndü.

"Suya girdikleri zaman ne yapacaksın?"

Baktığım yeri anlamış gibi oraya baktı, utanarak kafamı çevirdim. Ardından girişe doğru bakarken ekledim. "Üstelik üstlerini değiştirmek için soyunma odasına gelmeyecek mi bunlar?"

"Benim için yapabilecek bir şey yok, sakinleşene kadar suda herkesten uzak takılacağım." Kendine bile dokunamayacaktı, çünkü vaktimiz yoktu. Lanet olsun, eğer zil çalmasa yükselen libidom ve içimde maratona çıkmışçasına koşan kurdumun da etkisiyle tam bu havuzun içinde onunla sevişecektim.

Koridordan sesler gelmeye başlağında gözlerim kocaman oldu ve Minho' ya döndü. Hızla sudaki bacaklarımı tutup dışarı doğru ittiğinde yana doğru devrildim. "Dolap numaram 143, anahtarım üstüne takılı. Yedek sweatshirt ve eşofman altım olması lazım."

Hızla kafamı sallarken yuvarlanarak oturduğum yerden kalktım. Hızlı adımlarla soyunma odasına doğru ilerlediğimde arkamdan bağırdı. "Tuvalete git, kabini kitlersen bozuk olduğunu düşünüp sorgulamazlar."

O an fark ettiğim şeyle gözlerim kocaman oldu. Yüzme salonu tamamen ikimizin feromon kokusuyla kaplıydı. Soyunma odasının kapısındaki elim duraksarken şokla ona döndüm.

"Burası tamamen biz kokuyor aptal! Ne yapacağız?"

Sorumla gözleri kısıldı ve hafifçe bir nefes aldı. Bana hak verdiğini anladığım yüz ifadesiyle bana döndüğünde "Ben halledeceğim, sen acele et." diye cevapladı. Nasıl halledeceğine dair hiçbir fikrim olmasa da hızla soyunma odasına girdim.

Kalbim deli gibi atıyordu heyecandan ve gerginlikten. Yüzme havuzunda yiyiştiğimizi tüm okul öğrenecek diye korkarak hızla dediği dolabı buldum. Soyunma odasının dışından duyduğum seslerle geldiklerini fark ederken gözlerim kocaman oldu. Titreyen ellerimle elime geçirdiğim ilk sweatshirt'ü ve eşofmanı aldığım gibi tuvalet kabinlerinin olduğu kısma ilerledim. Kabinlerden birine kendimi attığım gibi arkamdan kapının kilidini çevirdim. Yüreğim ağzımda atıyordu.

Minho'dan uzaklaşmamın etkisiyle feromonlarım yayılmayı bırakmıştı, yine de kokum hâlâ tazeydi. Duyulmayacak kadar az olduğunu ve okuldaki kişilerin çoğunun beta olduğunu düşünerek kendimi rahatlatmaya çalıştım. Hızla üstümü değiştirmek için hamle yaptım, onun kokusunun üstüne sindiği kıyafetler de beni gizleyebilirdi bir nebze.

Kıyafetlerini giymeyi bitirdiğimde çıkarttığım ıslak olanları kapının arkasındaki askılığa astım. Beyaz sweatshirt bana oldukça büyük gelmişti, altımdaki kahverengi eşofmanın beliniyse sonuna kadar sıkmama rağmen yine de düşmemek için direniyordu adeta. Benim belim onunkinin yarısı kadar bile değildi. Neyse ki eşofman düşse bile sweat uyluklarıma kadar iniyor ve her yerimi kapatıyordu.

Ben böyle düşündüğüm sırada kapı açılma sesi geldiğinde irkilerek klozetin üzerine çıktım. Ses çıkartmamaya özen gösteriyordum bir yandan olduğum yere çömerken. Gürültülü grup kendi aralarında inanilmaz ses yapsa da beni duymamaları için nefesimi bile temkinli alıyordum.

soulmate | minsung ✓Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz