Mafya patronu olan Hera Ateş bütün şehri avucunun içinde tutuğunu düşünüyordu ama bir gün şehre yeni gelen bir adamla bütün hükmü son bulmak üzereydi.
Tırnaklarıyla kazarak çıktığı koltuğundan indirilmek üzereyken ona neden efendi denildiği öğrenile...
Ben yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyorum. Bölüm biraz geç geldi bunun sebebi sınır dolmasını beklememdi ama yine de dolmadı. Canınız sağolsun. Artık pes ettim. Sınır mınır yok.
KEYİFLİ OKUMALAR. SEVİLİYORSUNUZ. 🖤
ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।
SATÜRNÜN UÇURUMUNA ZİNCİRLENEN RUHLAR
Sayısız faili meçhul cinayet.
Bir cümlenin içine sığdırdığım 52 ölü insan. 52 yarım kalan hayat. Hepsi üst mevkilere sahip insanlardı. Kimileri avukat, kimileri savcı, kimileri hakim, kimileri siyasetçi, kimileri iş adamı.
Bu rakam sadece Deha Sancak için öldürdüğüm kişilerin sayısıydı. Toplam sayı ne kadar olduğunu kestiremiyordum. Çok fazla insan. Çok fazla kan. Sayıların bir hükmü yoktu artık. Çünkü Deha Sancak'ın bana öğrettiği ilk şey yaşamak istiyorsam öldürmem gerektiğiydi. Bende öyle yaptım.
Yaşamak için öldürdüm.
Yaşatmak için öldürdüm.
Ve sonunda yaşam ve ölüm arasındaki o ince çizgi benim için kalkmıştı.
Yaşayan bedenlerin içinde ölü ruhlar, ölü bedenlerin içinde yaşayan ruhlarını varlığına şahit olmuştum. Peki gerçekten yaşamak neydi?
Pars'ın yüzünde tek bir mimik dahi oynamamış, ifadesiz bir ifadeyle bana bakmaya devam ediyordu. Bu şaşırtıcı bir durum değildi. Nede olsa o da benim gibi bu bataklığın içindeydi ve en az benim kadar öldürmek zorunda kalmıştı ama yine de bakışlarında rahatsız edici bir şeyler vardı.
"Timsahlar hakkında ne biliyorsun?" diye sordu masanın üzerindeki şarap bardağından yudum alarak.
"Pek fazla bir şey bilmiyorum," dedim masanın üzerinde duran şarap bardağını alıp bir yudum alarak. "Tek bildiğim kulaktan kulağa dolaşan bilgiler. Timsah teşkilatı Eskodiya için kurulan özel bir birlik. Liderlerinin kim olduğu, tam olarak kaç kişi oldukları veya kimlikleri bilinmiyor. Tek görevleri Eskodiya'yı benim gibi suçlulardan arındırmak ve bunu yaparken ellerini pisliğe bulaştırmaktan çekinmiyorlar. Polislerle birlikte gibi gözüküyorlar ama aslında polislerle pek bağlantıları yok. Bu nedenle de polislerin uyması gereken ilkelere uymalarına gerek yok. Son altı yıldır görevdeler ve göreve başladıklarından beri birçok çete ve mafya patronunu ortadan kaldırmayı başardılar. Çünkü onların radarına takıldın mı, sonuna kadar gitmekte çekinmiyorlar. Bu yüzden onlara Timsah deniyor."
Bunlar bütün Eskodiya'da kulaktan kulağa dolaşan bilgilerdi. Gerçekten nasıl bir teşkilat olduğunu kimse bilmiyordu. Bu zamana kadar da önüme çıkmadıkları için hiç araştırma gereği duymamıştım ama eninde sonunda bir gün radarlarına takılacağımın da bilincindeydim. Bu gözümü korkutmuyordu. Çünkü ne olursa olsun intikamımı almadan kimsenin beni yakalamasına izin vermeye niyetim yoktu.
