5.

80 17 0
                                    


Jungkook~

"Eğer bu kadar güzel olmasaydın seni şuracıkta öldürürdüm Jeon."

Duyduklarımı idrak etmem yaklaşık 1 2 dakikamı almıştı. Kendime geldiğimde ise onu itmiştim. Düşünmek için çok vaktim yoktu, bir şekilde buradan çıkmam gerekiyordu. Ben hâlâ kapıyı zorlarken yüzünden silinmeyen gülümsemesi ile beni izliyordu. Taehyung kesinlikle normal biri değildi, geni taşıdığını bildiğim halde saf gibi ayağına kadar gelmiştim üstelik. Kendi kendime kızarken bana seslenmesi ile iyice gerilmiştim sanki vücudumdaki tüm kan çekilmişti. Üşüyordum

"Bunu arıyorsun sanırım."

Cebinden çıkardığı anahtarı bana attığında hiç düşünmeden kapıyı açmaya çalıştım ama titreyen ellerim hiç yardımcı olmuyordu. Bir şekilde kapıyı açmayı başardığımda ise kendimi bahçeye attım. Ben kurtuldum diye sevinirken önüme dizilen 10 kişi ile neye uğradığımı şaşırdım. Arkama baktığımda Taehyung hala aynı yerindeydi kılını bile kıpırdatma gereği duymuyordu, bana anahtarı bilerek vermişti önceden planlamıştı her şeyi. Yinede bir umutla çıkış kapısına doğru yöneldim daha ilk adımımı atmaya kalmadan kolumdan tutulduğum gibi Taehyung'un önüne doğru fırlatılmıştım.

Pes etmedim, gözyaşlarım çöp gibi fırlatıldığım için yırtılan pantolonuma ve kanayan dizime doğru usulca dökülmeye başladığında tekrardan ayağa kalkıp üstümü çırptım.
Yeniden bahçe kapısına doğru adımlarken tekrardan aynı adam tarafından kolumdan tutulup Taehyung'un önüne fırlatıldım.

Gözyaşlarım şiddetini artırırken etrafı doğru düzgün görememeye başladım. Üşüyordum da, kollarımı yavaşça kendime sararken aklımda sadece biraz da olsa ısınmak vardı.

Pes etmedim, tekrardan titreye titreye ayağa kalktım, zar zor ayakta durabiliyordum. Adım atacağım sırada hareketlenen adama kalmadan yere geri düştüm. Bacaklarımda artık güç kalmamıştı, tekrar kalkmaya çalışsamda başaramamıştım.

Artık yavaş yavaş bilincimi kaybetmeye başladığımı hissediyordum. Sesler gittikçe azalırken tek düşünebildiğim çok üşüdüğümdü. Uyusam herşey geçer mi? diye düşünürken Taehyung yavaşça bana doğru eğildi, ben ise gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum sonunda kendimi karanlığa bırakırken son duyduğum şey Taehyung'un sesiydi.

★★★

Büyük bir baş ağrısı ile yattığım yerden irkilerek kalktım, tam olarak olanları hatırlamam biraz uzun sürmüştü. Yaşadığım şeylerin gözümün önünden tek tek geçmesiyle göğsüm sıkışmaya başlamıştı. Hızlıca yataktan kalkıp odayı gözden geçirdim. Mavi tonlarında duvar kağıtları ve bej renginde mobilyaları ile çok güzel ve sade bir şekilde döşenmişti, ne bir tane fazla eşya vardı ne de eksik. Üstümde değişmişti, pahalı olduğu belli olan beyaz pijama takımları kendi kıyafetlerimin yerini almıştı. Odanın içinde bulunan pencereyi gördüğüm gibi oraya yöneldim en azından elimi kolumu bağlamamıştı. Pencerenin kulpunu aşağı çektiğimde açılmadığını fark ettim, çok ses çıkarmamaya özen göstererek zorlayabildiğim kadar zorladım ama yinede açılmamıştı. Gözlerim kapıya doğru kaydığında kilitli olup olmadığına baktım ama kilitliydi gerçi kapıdan çıksam direkt ayağına gitmek gibi bir şey olurdu. Kısa bir süreliğine pencerenin camını kırmayı bile düşünmüştüm ama çok ses çıkacağından yine bir işe yaramazdı.

Bir şey yapamayacağımı anlayarak geri yatağa doğru adımladım biri gelene kadar beklemek çok daha iyi bir fikirdi. Yatağın yanındaki komidinin üstünde duran sürahiyi ve bardağı aldım boğazım çok kurumuştu, acaba kaç saattir baygın bir şekilde yatıyordum? Geri yatağa uzanacağım sırada birilerinin gülme sesini işittim kaç kişilerdi bilmiyorum ama çok fazla ses geliyordu ardından duyulan kilit sesi ile iyice kendimi sıkmaya başlamıştım elimdeki bardağı geri koyarken kapının sonuna kadar açılması ile beraber Taehyung görüş alanıma girdi onunla beraber tanımadık 3 yüz daha vardı şuan ne kadar bağırıp hesap sormak istesemde sessiz kaldım ne yapacağını kestiremiyordum çünkü.

to eternity|taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin