Clockwork

41 4 5
                                    

Herkese Selamınaleyküm
Evet oy gelmemesine rağmen yeni bölümler yayınlıyorum nedeni bazı kişiler çok istediği ve merakla beklediği için. Onları bekletmek istemedim ve yeni bölüm ile karşınızdayım
Bu bölümde Clockwork yani Saat İşi'nin geçmişini okuyacağız. Tahminen 20-30 dakikada bitirirsiniz bence.
Neyse iyi okumalar dilerim..

Clockwork (Saat işi)

Nathalie adında küçük bir kız odasında oturuyordu. Dağınık kahverengi saçları küçük at kuyruğu vardı, ela gözleri kapıya bakıyordu. Doldurulmuş zürafasını küçük bedenine iyice yaklaştırdı ve anne babasının yüksek sesli bağırışlarını dikkatle dinlemeye başladı..

"Asla lanet olası çocuğum olmamalıydı!" yüksek, derin bir sesle bağırdı. "Tek yaptıkları ortalığı karıştırmak, şikayet etmek ve duvarlara resimler yapmak!" Kızın annesinin tiz, öfkeli bağırışı ile adamın sözünü kesti.

“Onlar çocuk daha küçükler, David! Daha iyisini bilmiyorlar!”

Ah, beni becer, Marybeth! Saçma bahanelerini duymak istemiyorum ! Onlardan yeterince aldım zaten!”

"Peki bu konuda ne yapmayı düşünüyorsun?" dedi. o sırada Kız, odasına doğru gelen yüksek ayak seslerini duydu ve zürafasına daha sıkı sarıldı.

Kapı büyük bir şiddetle açıldı ve ve kapının ağzında iri, çileden çıkmış, kilolu babası göründü. Etli ellerinden birinde büyük bir ders kitabı tutuyordu.

David, kes şunu! diye bağırdı arkasından hızla gelen kızın annesi.

Ancak babası, karısının yalvarmalarına, feryatlarına aldırış etmedi. Küçük kızı sertçe yakasından tuttu. Küçük kız korkudan titreyerek çığlık attı ve babasını tekmeledi. Kızın babası ders kitabını kaldırdı ve şu sözleri söyleyerek kıza kitap ile vurmaya başladı.

"Bu lanet olası duvarlarıma resim yaptığın için, seni küçük orospu!"

* * * * * *

Yıllar sonra Natalie 9 yaşındaydı. Ergenlik aşamasından geçtiği için doğal olarak biraz tombuldu. Her zamanki gibi odasında oturmuş televizyon izliyordu.  biraz patlamış mısır yerken bir yandan da babasının onun gerçekten de umursamadığı bazı ekonomik saçmalıklarını duyuyordu

Nathalie bir resim çiziyordu. İçinde biraz kan vardı ama garip bir şekilde kanlı şeyler çizmeyi gerçekten seviyordu. Bu ona tuhaf bir tatmin veriyordu. Bunun dışında, çoklu görev (ödevler sanırım) onun için sorun değildi. O kadar çok çalışma ve emek verdikten sonra, aynı anda pek çok şeyi yapabildiğini genç yaşında fark etmişti. Ama Çizim onun yeteneği ve tutkusu olmayı başardı. Ne zaman kötü bir şey çirkin yüzünü gösterip içeri girse ya da sadece canı sıkılsa, gerçeklikten kaçma yolu olarak resim çizerdi.

Nathalie resim çizerken açık olan kapısının aniden kapandığını duydu ve patlamış mısırını yemeyi bıraktı, duraksadı ve sola baktı. Orada kardeşi Lucas duruyordu; 14 yaşındaydı.

"Ne?" Kapısının dışından babasının bağırdığını hâlâ duyabiliyordu.

"Babam seni korkutuyor mu?" dedi ve bir kahkaha attı.

"Mümkün değil. Sanırım ikimiz de artık onun bağırmasına alıştık. Uzun bir duraklama oldu. "Peki, neden buradasın?" Kollarıyla hafifçe oynadı ve biraz seğirdi.

"Sana bir şey sormam gerekiyor."  Gözlerini ona dikti. Kardeşinin filmini ve çizimini yarıda kesmesine sabırsızlanarak hafifçe kaşlarını çattı.

Creepypasta korku hikayeleriWhere stories live. Discover now