I am who? I am You.

46 9 8
                                    

Chris pov;

Minho albümü detaylıca gösterdiğinde şoka uğramıştım. Gerçekçi gelmiyordu inanmak da istemiyordum. " Peki ben buraya aitsem neden beni yurda verdiler?"

Minho omuz silkti "Bilmiyorum" dedikten sonra albümü çıkardığı çekmeceden bir kutu çıkardı. Kutunun içinde boncuktan tam tamına 13 kolye vardı. Her sene için 1 kolye ve hepsi de rengarenkti. Minho'nun gözlerinin parıldadığını gördüm ve kolyeleri elime aldım ardından boynuma geçirebileceğim bir tanesini alıp cebime attım. Kafamda çok fazla soru vardı hepsinin bir zamanı vardı elbette ama buradan çıkamayacaktım orası kesindi. "Peki şimdi bana ne yapacaksınız?" asıl soruyu sormuştum.

Minho "Her şey kurtarıcıya bağlı. Normalde bu kadar umursayan biri değiller fakat önceki efendi tarafından sen rica edilmişsin. Bu yüzden seni çok önemli kılıyorlar kendi aralarında."

Kafam hala karışıktı. Tüm her şeyin bu kadar derin olacağı kimin aklına gelirdi ki. Ben yoksul bir gençten başkası değildim. Hala inanamıyorum ve korkuyordum doğal olarak.

Minho bana baktı" Chan endişelenme tamam mı? " elini omzuma koyup sıvazladı.

Chan demesini garipsemekle birlikte tek kaşımı kaldırıp baktım "sen ciddi misin minho? Seni tanımıyorum bile endişelenmemek elimde değil kendi kendimi yiyorum içerimde sen bana neler anlatıyorsun. Tanrı aşkına tamamen kayıp bir çocuk olduğumu öğrendim az önce ve kim olduğum hakkımda gram bir fikrim yok. Anne ve babam beni buraya mı verdi yoksa beni yetimhaneden siz mi aldınız. Aldıysanız niye geri verdiniz yada öz ailem nerede? Neden böyle bir yerdeyim ve neden burası iyi bir yer ise yaralayarak beni buraya getirdiniz? Aklımı kaçıracağım kime güveneceğim belli bile değil sen bana endişelenme diyorsun. Albüm ve kalanı için çok teşekkür ederim beni çok özlemişiniz buna da teşekkürler fakat benimde duygularımın olduğu ve benim korkabileceğim apaçık ortadayken şak diye beni kaçırıp hayatımı şak diye anlatmanız beni şoka uğratabileceğini biliyordunuz. Düşüncesizlik denir buna özür dilerim ama o kurtarıcı efendi her ne sikimse söyle bana kimse dokunmasın emirlerinize karşı gelmeyeceğim fakat gerçekleri yerine oturduktan sonra da buradan siktir olup gideceğim"

Çok sinirlenmiştim yine, bunları Minhoya söylerken odanın etrafında 30 tur atmıştım. Minho beni dinlerken gözlerimin içine bakıp sessiz kalmıştı bir süre sonra gözlerinin dolduğunu fark ettim ve odadan hızlıca çıkıp kapıyı kapatıp gitti.

Minho pov;

Aptal aptal aptal.
Bilgisayar odama hızlıca girip kapımı kapatıp yere çöküp ağlamaya başladım. Ne kadar onun duyguları varsa benimde vardı. En iyi arkadaşımdı ve onu asla unutamamakla beraberinde çok özlemiştim o ise gelip bana tonlarca söz söyledi. Unutmak çok zordu benim için çok anımız vardı tek güvendiğim kişi oydu. Onu bulmak için 4 ayımı yok saydım. Onun için tüm paramı harcadım karşılığında hiç aldım.

Kapım tıklandığında hiç ses çıkarmadım

"Minho..?"

"Minho yok git"

"hadi ama odaya nasıl girdiğini gördüm iyi misin"

Kapıyı açtığımda Hyunjin'e baktım kollarını benim için açtığımda kollarına atladım. Hyunjin ne kadar salak salak hareket yapsa ve sinirimi bozsa da her kötü anımda yanımda olabiliyordu.

"Chan geldi, mutlu olman lazım ağlamak sana yakışmıyor Minho"

İç çektim ve göz yaşlarımı sildim "içeri gel"

Hyunjin içeri girdi ve koltuğa oturdu bende karşısındaki koltuğa oturdum.

"Anlat bakayım neden ağladın"

"Biraz kalp kırıklığı ne kadar sert gözüksem de duygusallığımı bilirsin."

"Chan mı yaptı"

"Tam bir geri zekalısın nasıl bildin"

"Bilirim ben aslında odasındaydın sonra ses falan geldi o kadar onu duydum Chan bağırıyordu"

"Ha duydun mu. Sinirlendi biraz ya sorun yok hallederim ben"

"Minho tek başına halledemezsin biliyorsun değil mi"

"Hallederim tek başıma olmasa da evet. Şuan iyiyim sadece kafa dağıtmak yeterli"

"bu arada" eliyle masaya 3 kere yavaşça vurdu dediğini anlayıp bilgisayarımın başına geçtim ve geldim

"dinleme cihazını kapattım anlat dinliyorum"

"Sanırım Chan yeni efendimiz olacak"

"Ne?" gözlerimi şokla açmıştım. Bu imkansızdı..

"Felix ve Jisung hyung konuşurken duydum. Jisung artık yapamadığını ve Chan'a devretmek istediği hakkında şeyler söylüyordu"

"Neden Felix'e direkt vermiyor? Neden Chan?"

"Bir bokluk var ama bilmiyorum dinleme cihazını aktif et şüphelenmesinler bende odama gidiyorum moralini bozma tamam mı" dedi ve tekrar bana sarıldı. Bende ona sarıldım sıkıca.

"tamam" dedim ve bilgisayarımın başına döndüm dinleme cihazını aktif edip bilgisayarımın başına geçtim. Bazı parçalar yerine oturmuştu sanırım kurtarıcının neden bu kadar Chan'ın üzerine düştüğünü anlamıştım.

-

Minik çocuk elindeki su dolu kum kovasını kırmızı çocuğun yaptığı kumdan kaleye boşaltmıştı.

"haha kulen gitti"

Kırmızı çocuk ayağa kalktı "Olsun bir daha yaparım." dedi ve gamzesiyle gülümsedi. Ardından kovaya kum doldurmaya başladı.

"ya ama sinir olmadın" dedi mızıkçı bir sesle minik çocuk

"Neden sinir olayım ki, sen yıktın bu beni üzmez çünkü senin yaptığın her şeyi seviyorum Minmin"  sonrada minik çocuğa sarıldı

"en sevdiğim arkadaşımsın Minmim" dedi minik kollarını karşısındaki çocuğun vücuduna sararken

Minik çocuk gülümsedi "Nasıl bu kadar güzel sözler söyleyebiliyorsun tıpkı annem gibi!! Benim aklıma hiç gelmiyor"

" bilmiyorum bilerek olmuyor" dedi ve gülmeye başladı

Minik çocuk sarılmaktan geri çekildi ve kırmızı çocuğun elinden tuttu "hadi Channie denizde yüzelim!!"

"olmaz, babam kızar. Ve üstümü çıkaramam utanırım" dedi utangaç bir tonda

"hadii ne olacak bak bendede doğum lekesi var ben utanıyor muyum" dedi ve göğsündeki lekeyi gösterdi ardından göbüşüne vurdu "Lütfeeen"

Arkadan 2 tane koruma geldi "Christopher gitme vakti, babanız çağırıyor"

Minik çocuk korumalara yalvardı "Biraz daha oynayabilir miyiz lütfennn"

Korumalar duygusuzca minik çocuğun söylediklerine sessiz kaldılar ve kırmızı çocuğu alıp götürdüler

"YARIN GÖRÜŞÜRÜZ CHANNİE!!!! UMARIM YARIN YÜZERİZ, ASLA UTANMA KENDİNDEN TAMAM MI" arkasından bağırırken el salladı
Ve bu son el sallayışıydı

-

Nefes nefese ve ağlayarak uyandığımı fark edince gidip elimi yüzümü yıkadım. O gördüğüm rüyayı hatırlıyor gibiydim. Bu sıklıkla olmaya başlamıştı anılarımın hepsini rüya olarak görüyordum ve bu ne kadar rahatsız edici bilmiyordum. İç çekip bilgisayarımın başına geçtim ve deney odasının güvenlik kameralarından denekleri izlemeye başladım tekrar iksir ile bakıştım. Tanrım bu kadar yükü taşıyacak ne yaptım? 

Saate baktığımda İş saatimin bittiğini fark ettim. Bu saatten sonra kameraları Hyunjin kontrol ediyordu. Hemen kenarımdaki yatağa uzandım ve kendimi uykuya verdim


Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Aug 18, 2023 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

MinChan; 'Plan 143 'Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang