"buğra," eliyle çarşafı sıktı. "...sarhoş değilim."

sırtını yatak başlığına verip biraz uzağındaki mecnun'u izlerken gerginlikle bir bacağını kendisine çekmişti. "konuşmak ister misin?"

"bugün terapiye gittin mi?" derken gözleri ona dönmüştü.

"evet."

"beni inandırabilir misin?"

"bilmiyorum," dedi çenesini kendi bacağına yaslarken. "...ama gerçekten de gittim."

"nasıldı?"

"bilmiyorum."

"buğra."

"yemin ederim ki devam edeceğim, mecnun." diye onu ikna etmeye çalıştı. gerçekten de gitmişti ve gerçekten de nasıl geçtiği konusunda emin değildi ama mecnun istediği için devam edecekti.

"sana nasıl güvenebilirim?"

"bilmiyorum."

sırtını geriye yaslayıp yatağa yan bir şekilde uzandığında sıkıntıyla nefes vermişti. "bir siki de bil."

"özür dilerim."

"sana nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum."

"bana istediğin gibi davranabilirsin."

"sana sinirliyim."

"biliyorum."

"buğra," yatakta hafifçe doğrulurken sesi kırılmıştı. tıpkı onun gibi bir bacağını kendisine çekip sarıldığında buğra'ya bakmıyordu. "...senden nefret edemiyorum."

açık ve net bir şekilde ne diyeceğini bilmiyordu buğra. bir şey derse mecnun susar mıydı? susmasını ve gitmesini istemiyordu. tereddütlü bir yüzle onu izlerken nasıl göründüğünün farkında bile değildi. "mecnun." dedi sakince.

ancak mecnun onun konuşmasına izin vermemişti. "amına koyayım buğra." dediğinde yüzünü dizlerine yaslamıştı ona bakmamak için. "bütün acıları sen mi çekiyorsun? hiçbir şeyi düşünmüyorsun amına koyayım," dediğinde titrek elleri dizlerini sıkıca sarıyor ve yüzü ona bakmamak için direniyordu. "...senin yüzünden en sevdiğim kişiyi kaybettiğime inanamıyorum."

"elimden gelen her şeyi yapıyorum."

gülerek başını dizinden kaldırdığında buğra'ya dönmüştü. "ne yapıyorsun buğra?" dediğinde yüzü kırmızıydı. "hiçbir şey için benim kadar uğraşmıyorsun." yüzündeki ıslaklığı kazağının koluyla sildi. "sen bile kendini bu kadar affetmeye çalışmamışsındır."

"mecnun," dedi yatakta hafifçe ona yaklaşarak. "...gerçekten ben ne yapabileceğimi bilmiyorum."

"senden nefret edemiyorum," dediğinde sesi kısıktı. "...ama seni affedemiyorum." gözlerini kaçırdı sakince. "bana neler yaptığının farkında mısın?"

"ben gerçekten özür dileri-"

"bana para teklif ettin amına koyayım." sessizce burnunu çekti. "seninle sevişmek için her şeyimi ortaya koyabilirdim ama benim için hiçbir şey yapmadın. yalnızca istedin ve ben sana istediğini verdim." istemsizce başını iki yana salladı. "her istediğinde yanındaydım," ağlamasını durdurmak için fazlasıyla uğraşıyordu. "...ama hiç yanımda olmadın."

ona bakamıyordu. "özür dilerim."

"kafamda hep seni haklı çıkarmaya çalıştım," diye devam etti. "...ama yapamadım. seni affetmek için elimden gelen her şeyi yaptım ama her defasında, buğra," dizlerine sıkıca sarıldı. "...her defasında beni bırakan sen oldun amına koyayım. ben senin yatağında bile tek başıma uyandım."

rideauWhere stories live. Discover now