2.3

467 47 123
                                    


  Kim Seonwoo'dan

  Önümde oturan Jungwon başını sıraya koyduğunda öğretmenle aramdaki engel kalktı, bu nedenle ağırlaşan göz kapaklarımı açık tutmak için daha fazla gayret göstermeye başladım. Fakat bu uğraşım boşunaydı, çoktan göz bebeklerim kaymaya başlamıştı. Resmen uyuyordum ama gözlerim açıktı.

  Hava o kadar sıcaktı ki sınıfta nefes alamıyordum, üstelik cam kenarında oturmak güneş ışığını da beraberinde getirdiğinden sol yanım ateşler içindeydi. Böyle bir günde ceket giymeyi geçin kıravat takmak bile bir eziyetti ki buna daha fazla dayanamayıp ikisini de çıkartmıştım. Beyaz tişörtümün üzerinde düğmelerini tamamen açtığım gömleğim vardı, onu yakalarından tutup ensemden olabildiğince uzaklaştırdım. Saçlarım ensemi yeterince yakıyordu zaten.

  Geriye yaslandığımda ellerimi masaya uzatıp öylece duvardaki saate baktım. Birkaç dakika sonra tuvalet bahanesiyle sınıftan erken çıkıp dördüncü şubenin kapısındaki yerimi alacaktım çünkü ilk tenefüsten beri koşmama rağmen Riki'yi yakalayamamıştım. Dün dediklerimden sonra benden kaçar olmuştu fakat bu tavrıyla benden uzaklaşabileceğini sanıyorsa yanılıyordu. Çok zorlarsa dediğim şeyi aynen yapardım; yanlış ya da değil, burada ya da herhangi bir yerde, şimdi ya da başka zaman fark etmezdi.

  Zilin çalmasına sadece beş dakika kaldığını fark edince aceleyle elimi kaldırdım. Muhtemelen bu saatte çıkmama izin vermeyecekti fakat son zamanlarda ne kadar iyi bir oyuncu olduğumu kanıtladığımdan hâlâ bir şansım vardı. Aksi takdirde zilin çalmasına saniyeler kala kapının yanındaki çöp kovalarının yanına gidecek ve zil çalar çalmaz bir dahaki ders azarlanacağımı bilmeme rağmen sınıftan koşar adım çıkacaktım. Yine de ikinci planla Riki'yi yakalayabilir miydim emin değildim, o kadar hızlı yok oluyordu ki camdan atlama ihtimaline karşı oradan bile bakmıştım. Sunghoon ise her seferinde görmediğini fakat okulda olduğunu söylüyordu. O da benim dördüncü şubeye koştuğum gibi birinci şubeye koştuğundan sınıf arkadaşından bihaber olan Sunghoon'u alttan alıyordum.

  Öğretmen bakışlarıyla konuşmam için onay verdiğinde buruşturduğum yüzüm yetmemiş gibi başımı daha da eğdim.

  "Hocam, acilen lavaboya gitmem lazım."

  Kadın siyah çerçeveli gözlüğünü çıkartıp kaşlarını çattığında dudaklarımı ısırdım.

  "Bence beş dakika daha dayanabilirsin."

  Aşağılık hissettiren bakışlarını üzerimden çekip tahtaya geri döndüğünde yanaklarımı şişirip elimi ağzıma kapattım. Yan masamdaki Chaeryeong ellerini havada sallamaya başlayıp oturduğu sırada benden uzaklaştı.

  "Hayır, sakın kusayım deme! Bunu aklından bile geçirme! Ya!.. Öğürüyor hocam bu!"

  Kadın yine bana döndüğünde yüzünde bu sefer iğrenmiş bir ifade vardı. Gözlüğünü burnunun ucuna çekip elini havada sallarken gözlerini üzerimden çoktan çekmişti.

  "Tamam, git. Yeter ki sınıfta kusma! Bir sonraki dersim sizle olmasa asla izin vermezdim."

  Hızlıca ayağa kalkıp rol yaptığımı fark etmelerini umursamadan sınıftan çıktım. Jungwon başını sıraya koymakla kalmamış, aynı zamanda uyumuş da olmalıydı. Aksi takdirde bana dönüp gülme krizine girmiş olurdu. Uyuduğu için mutluydum.

  Koridor kimsenin koşmama kızmayacağı kadar boştu. Kendi sınıfımın aksine koridorun sonunda olan sınıfın kapısına geldiğimde durup nefeslendim. Kulaklarıma dolan sesin ardından zamanında gelmiş olmanın mutluluğuyla sırıtmaya başlamıştım ki sınıftan hızlıca çıkıp geldiğim yöne doğru koşmakta olan Sunghoon'un bana çarpmasıyla sendeledim. Beni gördüğü zaman hızlıca konuştu, acelesi vardı.

ғᴇᴀʀʟᴇss • sᴜɴᴋɪ | ᴊᴀᴋᴇʜᴏᴏɴWhere stories live. Discover now