Bölüm 30

86 11 14
                                    

Merhaba can çiçeklerim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bu sefer geçeninden uzun bir bölüm oldu ve umarım severek okursunuz. Sizden ricam bölüme bol bol yorum yapmanız olacak. Çünkü sizin yorumlarınız benim için çok değerli. Bir de finale sadece birkaç bölümdük kaldığını haber vermek isterim. Hepinizi çok seviyorum. Keyifli okumalar ♡





 Keyifli okumalar ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



30. Bölüm





Öğrendiğimiz sonuçların ardından Cengiz'in evine arama izni çıkarmak için acele etmiş ve iki ekip arabasıyla Cengiz'i evinden aldırarak tekrar merkeze getirmiştik. Olaylar çok kolay mı çözülüyordu emin değildim ama artık sona yaklaştığımızı hissediyordum. Bu soruşturma kapandıktan sonra benim de hayatımda birçok şey çözülecekti.

Ve bunu bilmek garip hissettiriyordu. Kısa bir süre sonra bu alıştığım hayata artık sahip olmayacaktım. Yeni ve yabancısı olduğum bir hayata başlayacaktım. Ama yalnız değildim. Barış benimle olduğu sürece hiçbir şey gözümü korkutan bir sorun değildi.

Barış benimle olduğu sürece...

Bu cümle birden bire kalbimde bir sızıya sebep olmuştu. Keskin ve nefes kesici bir acı yutkunmama mâni olurken usulca gözlerimi kapattım. Onu oraya tek başına göndermeyecektim. Gönderemezdim çünkü onun oradan dönememe ihtimali bile öldürücü bir soğuklukla kanımı çekiyordu. Peşindeki bu belayı tek başına def etmeyecekti. Beni korumaya çalışıyordu peki kendisi? Onu kim koruyacaktı?

Masanın üzerinde duran silahımı belimdeki kemere takarken bir ucunu arkaya savurduğum şalım önüme düştü. Aceleyle tekrar geri savuşturdum ve üzerimi düzeltip odadan çıktım. Barış sorguya benden önce inmiş ve bana da Cengiz'in birden ortaya çıkan esrarengiz karısı hakkında bir şeyler öğrenmemi istemişti. Doğal olarak ben de bu görevi Burak'a yıkmıştım ve şimdi alt katta kafeteryada onunla buluşacaktım.

Öncelikli olarak sorguya girmek için can atsam da şu an bunu yapmama izin verilmiyordu. Merdivenleri kullanıp aşağı indiğimde Burak zaten beni bekliyordu. Koltuk altına bilgisayarı sıkıştırmıştı ve saçları dağınıktı. Normalde saçları hep geriye taralı olurdu. Fakat bugün yorgun olduğundan olsa gerek saçlarını umursamamıştı. Beni gördüğünde gülümsedi.

Ben de aynı şekilde karşılık verirken ''Neler öğrendin?'' diye sordum. Yanına vardığımda birlikte kafeteryaya doğru yürümeye başladık.

''Birçok şey,'' dedi gururla. ''Eminim çok işimize yarayacaklar.''

Kafamı sallamakla yetinirken ilk ulaştığımız boş masaya oturduk. Burak bilgisayarı açarken sandalyemi onunkine yaklaştırdım. Bu açıdan ekran daha rahat görünüyordu. Bilgilerin olduğu sayfa açıldığında geri yaslandım ve Burak'ın anlattıklarını dinlemeye başladım.

Suç Mahalli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin