2. Bölüm: Cincüce Büyüleri

293 42 11
                                    


King's Cross istasyonunda peron dokuz üç çeyreğe adımladığı an nostalji hissiyle buluştu. Hogwarts Ekspresinin düdüğü, lokomotifin tepesindeki bacadan çıkan dumanlar ve koşuşturan öğrencileri gördüğünde yavaş yavaş herkesin iyileştiğini fark etti. Sihir dünyası iyileşiyordu, zor da olsa eski zamanlara dönebileceklerine yönelik umutla doldu içi.

Hermione Hogwarts'a dönmeyi bir kayıp olarak görmüyordu. Eğitim bir yana, öğrenciliğin ve (kendinden beklenenin aksine) ciddi bir sorunluluk altında olmayışın tadını çıkarmak istiyordu... Mümkünse de Voldemortsuz.

Ron'un ona zorla sarılmasını beklemeden trene bindi ve arkasında onu uğurlamak için bekleyen Ron ve Harry'ye dönerek el salladı. Harry, Ginny'nin dudaklarına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra onu trene bindirdi. Hermione Ron'un öpücük teşebbüsünden kaçınmak için erkenden trene atlamıştı. Nihayetinde trenin en ucuna dek yürüyerek Öğrenci Başkanları için ayrılmış olan kompartımana yerleşti. Çok geçmeden Ginny ve Luna'nın yanına gidecekti ancak en azından tren hareket edene dek burada kalmalıydı.

Hermione şimdiden acıktığını fark etti. Kahvaltı yapmamıştı, sadece kocaman bir bardak kahve içmişti. İkincisini de içmek için sabırsızlanıyordu fakat yemek arabalı cadının ortaya çıkmasına hala vakit vardı. Bu nedenle öğrenci başkanlarına ait kompartımana eşyalarını bırakıp en öndeki vagona doğru ilerleyerek tatlıları, şekerlemeleri, balkabağı poğaçalarını, balkabağı suları ve daha nice yiyeceği arabasına özenle ve şevkle dizmekte olan cadıyı buldu. Birkaç Sickle ve Knut bırakarak kendine lezzetli bir ekşi maya ekmeğiyle yapılmış peynirli sebzeli sandviç ve taze demlenmiş sade filtre kahve aldı. Cadı aslında filtre kahve satmıyor, kendisi için vagonda hazırlıyordu ancak Hermione'nin kahveye aşk dolu bakışlarını görünce ona bir fincan ikram etmişti. Hermione de ödeme yapma konusunda ısrar ederek kadıncağızın eline sandviç ücretinin yanı sıra zorla birkaç Knut sıkıştırmıştı.

Neticede mutlu mesut biçimde kendi kompartımanının olduğu tarafa yürümeye başladı. Makinist ve arabalı cadının olduğu lokomotif tarafı, öğrencilerin olduğu birbirine zincirli vagonlardan ayrıydı. Öğrenci tarafına geçtikten sonra sıralı kompartımanlar başlıyordu. Hermione de öğrenci tarafında olan kendi kompartımanına gitmek için sürgülü kapıyı araladığında ansızın Hogwarts Ekspresi hareketlendi ve genç cadının bacağına sertçe bir şey çarptı. İrkilerek geriye kaçarken sıcak kahvenin yarısı kot pantolonuna döküldü ve acıyla inledi.

Hemen elindekileri kenara koyup asasıyla soğutucu bir büyü uygulayacakken kendisine çarpanın bir "şey" değil, "biri" olduğunu fark etti... Bu bir cincüceydi!

Cincüceler genelde aksi olurdu ve bu karşılaştığı da bir istisna değildi. Sivri burnu, buruş buruş cildi ve üzerindeki kırışık takımla hayli aksi bir cincüceye benziyordu.

"Üzgünüm..." diye mırıldandı Hermione ve ona kahve sıçrayıp sıçramadığını anlamak için eğildi. Ancak cincüce elini sallayıp huysuz şekilde "İstemez..." dedi ve cebinden bir mendil çıkararak kelini silmeye başladı. Hermione kendi yanan bacağına soğutucu bir şifa büyüsü uyguladıktan sonra sandviçini ve kahvesini geri alarak öğrenci başkanları kompartımanına yürüdü. Hogwarts Ekspresi'nde daha önce hiç bir cincüce görmemişti...

Kompartımanına geçtiğinde sandviçini paketinden çıkarıp büyük bir iştahla yemeye başladı. Kocaman bir ısırık aldıktan sonra bardakta geri kalan kahveyi yudumladı.

Bu esnada kompartıman kapısı açıldı ve içeri ince yapılı, uzun boylu bir çocuk girdi. Dalgalı kahverengi saçları, sıcak ela rengi gözleri vardı. Hermione'yi fark ettiğinde hafiften heyecanlanarak ona selam verdi, ardından valizini üstteki rafa koydu. Çok geçmeden arkasını dönerek elini uzattı, "Ben Randy Burrow, Ravenclaw'dayım. Diğer Öğrenci Başkanı oluyorum... Sen ünlü Hermione Granger olmalısın."

Tomione  - OBSESSIONWhere stories live. Discover now